Bazen şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim, Google'ın da esas manası budur, şuradan git sola dön, TEDAŞ'da orada, elektrik faturanı mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile beraber ağlardın rehber meleğinle. İşte o zaman görürdü Allah Teâlâ gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter, haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın.
Uğur Enç imzasıyla Sözcü'de yayınlanan habere göre; işte AKP döneminde satılan işletmeler:
– Paşabahçe Cam Sanayi
– Ereğli Demir Çelik
– İskenderun Demir Çelik
– ASELSAN Hisseleri
– HAVELSAN Hisseleri
– ETi Holding
– PETKİM
Emekçi dostlarım; lütfen iş araç-gereçlerinizi kullanın. İşiniz baret takmanızı gerektiriyorsa rahatsız etmesine takılmayın. Yüksek bir yerde çalışıyorsanız kemerinizi kesinlikle takın, hemen yapayım bitsin diye düşünmeyin. .
Bu akşam 27 yaşında komşumuzu yoğun bakımda bekledik saatlerce.. Tedaş işçisiydi, direğe çıkıp kemer takmamıştı maalesef. Ailesi cenazesini aldı. Ondan dört-beş yaş küçük erkek kardeşi var, perişan oldu çocuk. Annesi saçlarını yoldu, kendini yerlere vurdu.. Babası sigara üstüne sigara yakıp deli divane döndü durdu.. Bu sahneyi gözünüzde canlandırın, sevdiklerinize kıymayın.
Konfor hayatınızdan önemli değil, 5 dk geç yapın önemli değil.. "ben hep böyle çalışıyorum, bir şey olmaz" demeyin. Bazı kazalar yalnızca bir defa olur, tecrübe etme imkanınız yoktur.
Gitti gencecik bir çocuk..
Bazen şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim, Google'ın da esas manası budur, şuradan git sola dön, TEDAŞ'da orada, elektrik faturanı mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile beraber ağlardın rehber meleğinle. Işte o zaman görürdü Allah Teâlâ gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter, haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın.
Bazen
şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek
şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber
verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda
fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim,
Google’ın da esas manası budur, şuradan git
sola dön, TEDAŞ da orada, elektrik faturanı
mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin
kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı
bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile
beraber ağlardın rehber meleğinle. İşte o zaman
görürdü Allah Teâlâ gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz
şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu
kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter,
haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın.
İzmir’de TEDAŞ vatandaştan elektrik parası topluyor. Topladığı bu parayı, o günün şartlarında yüzde 40 faizle özel bankaya yatırıyor. Sonra ne oluyor? O özel banka aynı parayı yüzde 150 faizle devlete borç olarak veriyor. Çünkü TEDAŞ’ın parası var ama Elazığ’daki Karayollarına para lazım. Onun parası bitmiş. O parayı temin etmek için devlet özel bankalara borçlanıyor. Peki, özel bankanın devlete borç olarak verdiği para kimin? Devletin. Devlet, kendi parasını yüzde 40 faizle özel bankaya yatırıyor ama yüzde 150 faizle yine kendi parasını borç alıyor. Bizden önce, bu yolla 14 milyar dolar borçlanırmış, faiz ödenmiş.
“Bazen şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim, Google’ın da esas manası budur, şuradan git sola dön, TEDAŞ da orada, elektrik faturanı mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile beraber ağlardın rehber meleğinle. İşte o zaman görürdü Allah Teâlâ gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter, haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın”
İzmir'de TEDAŞ vatandaştan elektrik parası topluyor. Topladığı bu parayı, o günün şartlarında yüzde 40 faizle özel bir bankaya yatırıyor. Sonra ne oluyor? O özel banka aynı parayı yüzde 150 faizle devlete borç olarak veriyor. Çünkü TEDAŞ’ın parası var ama Elazığ'daki Karayollarına para lazım. Onun parası bitmiş. O parayı temin etmek için devlet özel bankalara borçlanıyor. Peki, özel bankanın devlete borç olarak verdiği para kimin? Devletin. Devlet, kendi parasını yüzde 40 faizle özel bankaya yatırıyor ama yüzde 150 faizle yine kendi parasını borç olarak alıyor. Bizden önce, bu yolla 14 milyar dolar borçlanılmış, faiz ödenmiş.