Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Medya, modernliğin göz merkezci, görünürlüğü, ifşayı, teşhiri önceleyen kültürel süreçlerinin önemli bir ürünü olarak kabul edilebilir. Medyatik üretim mantığı ve bunun sonucunda ortaya çıkan kültürel ürünler bunun apaçık göstergesidir. Medyanın kültürel mantığı ve bu doğrultudaki medya gösterisi bakımından vurgulanması gereken ve din diline doğrudan etki eden hususların başında eğlence gelir. Eğlence, medyanın diğer işlevleri arasında öne çıkan en temel işlevi olarak belirginleşir. Ancak burada bir hususa dikkat çekmek gerekir. Ünlü medya eleştirmeni Neil Postman'ın da ifadesiyle, medyanın bize eğlendirici temalar sunmasından ziyade bütün temaları eğlence olarak sunma eğilimine ve bu doğrultuda eğlencenin her türlü medyatik söylemin bir üst ideolojisi olarak işlev görmesine ayrı bir önem atfedilmelidir. Çünkü medya eğlendirici olmaktan öte eğlenmeyi her türlü deneyimimizin temsilinin doğal bir çerçevesi hâline getirme potansiyeline sahiptir. Dünyanın pek çok ülkesinde dinî içerikli televizyon programlarının reyting kaygısıyla popüler bir eğlence formatında sunulduğuna dair pek çok örneğe rastlamak mümkündür. Yine sosyal medya ortamlarında diğer popüler örneklerine benzer şekilde eğlendirici bir biçimde sunulan dinî içerikler önemli ölçüde yaygınlaşmaktadır. Buradaki temel problem dinî içeriklerin eğlendirici bir formatta sunulmasından ziyade eğlencenin neredeyse her türden dinî içeriğin önemli bir unsuru hâline getirilmesidir. Eğlence bu kurguda izlenme, beğeni ya da takipçi kazanmak gibi sosyal medya için varoluşsal problemlerin aşılmasında bir imkân olarak değerlendirilmektedir.
Metin EkenKitabı okudu
…Survivor, Big Brother, Fear Factor ve onlarca başka program fiziksel meydan okuma ve katılımcılarını muhtemel şiddetli zararlarla tehdit unsurlarını ekleyerek etkiyi artırmıştır. Bu programların en önemli cazibelerinden biri, izleyicilerle ekrandaki aktör olmayan katılımcılar arasında bağlantı kurabilmesi ve izleyicilerde bir dizi senaryosuz olay izlediklerine dair bir inanç yaratabilmesinde saklıdır. Gerçekte, realite televizyon programlarında yayınlananlar eş zamanlı ve gerilim dolu hareketler olarak görünmeleri için büyük oranda planlanmış, canlandırılmış, düzenlenmiş ve çoğunlukla da uydurulmuştur. İzleyiciler, realite programlarının çoğunlukla istenen drama etkisini yaratması için uydurulmuş konuşma ve eylemlere ihtiyaç duyulan eğlence icatları olduğunu unuturlar. Ya da unutmuş gibi yaparlar. Realite televizyon programları The Bache- lor, The Apprentice ve Paradise Hotel gibi türlerle iyice saçma hale geldikçe, akıllı izleyiciler programlardaki amatör oyuncuların abartarak oynadıklarını farkına varmaktan zevk alıyorlar. Fakat yine de oyuncuların tesadüfen televizyona çıkan izleyiciler gibi şıradan insanlar olmaya devam ettiğinin anlaşılmasıyla birlikte, bir miktar hile hâlâ bulunmaktadır. 135.SAYFA
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
televizyon...
İnsanların duygularıyla oynamak ve onların zayıflıklarından yararlanmak iğrenç bir şey. Halkın böyle bir zalimliği eğlence olarak kabul etmesi, daha da mide bulandırıcı bir şeydi.
Sayfa 103 - PegasusKitabı okudu
Hamlet'in yerine "din" sözcüğünü, "geçmişin büyük yazarları" yerine de büyük dinsel gelenekler deyişini koyarsak aynı denklem televizyondaki dinin kesin bir eleştirisi işlemini görebilir. Başka bir değişle dinin eğlenceli kılınabileceği kuşkusuzdur. Gündeme şu soru gelmektedir: böyle yaparak kültürün sahici bir nesnesini yok ediyor muyuz? Vodvil’in kaynaklarını sonuna kadar kullanan bir dinin popülaritesi daha geleneksel dinsel anlayışları manik ve önemsiz görüntülere çevirir mi?
Bu konuda, bir televizyon programının sürrealist çerçevesinde mantığı, aklı, ardışıklığı ve çelişki kurallarını terk eden bir söylem tipini öne çıkartan bir anti-iletişim kuralı yattığını söyleyecek kadar ileri gitmem gerekiyor. Bence bu kurama verilen isim estetikte Dadaizm, felsefede nihilizm, psikiyatride şizofrenidir. Tiyatro sözlüğünde ise vodvil olarak bilinir.
"Saatin icat edilmesiyle edebiyet de insani olayların ölçüsü ve odak noktası olma konumunu kaybetmiştir."
Sayfa 20
Reklam
"... Las Vegas tamamen eğlence fikrine adanmış bir şehirdir ve bu vasfıyla her türlü kamusal söylemin giderek eğlence biçimine büründüğü bir kültürün ruhunu yansıtmaktadır. Politikamız, dinimiz, haberlerimiz, sporumuz, eğitimimiz ve ticaretimiz; bunların hepsi de protesto unsurunun, hatta halkın etkisinin izine dahi rastlanmayan gösteri dünyasının hoş uzantılarına dönüşmüştür. Diyeceğim o ki biz, bugün için, ölesiye eğlenme noktasına gelmiş olan bir topluluğuz."
Sayfa 12
Mücadele etmeye değer bir şey kalmadı. İnsanlar günübirlik eğlencelerle oyalanıyor. Her gün bir sürü kanaldan beş yüz saatlik radyo ve televizyon yayını yapıldığının farkında mısınız? Hiç uyumayıp sürekli bunları takip etseniz, bir tık uzağınızdaki onca eğlence programının yüzde yirmisine bile yetişemesiniz. Milletin tembel süngerlere dönmesine şaşmamalı; her daim emiyorlar, ama asla üretmiyorlar.
"Televizyon okuma-yazma kültürünü genişletmez ve pekiştirmek. Tersine, okuma-yazma kültürüne saldırır. Televizyon herhangi bir şeyin devamıysa eğer, on beşinci yüzyıldaki matbanın değil, on dokuzuncu yüzyıl ortasında telgraf ile fotoğrafın başlattığı geleneğin devamıdır."
Sayfa 108 - Ayrıntı yayınları
932 öğeden 611 ile 620 arasındakiler gösteriliyor.