Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Temren

Bu olanlara dayanamayanlar, avazları çıktığı kadar bağırıyor, yalvararak bir anlık müsaade istiyorlardı. İstekleri kabul görüyor, dışarıya çıkarılıyorlardı. Ancak dışarıda onları sokmak için bekleyen yılanlar, çıyanlar, akrepler; parçalamak için bekleyen vahşi hayvanlar bekliyordu. Sokulmaya ve parçalanmaya dayanamayan cehennem ehli, kendini tekrar ateşe atıyordu.
Reklam
Babamın yüzü sapsarı kesildi. Yığıldı olduğu yere. Anlamaya çalıştıysa da, annem “Yavrum, Ahmet’im!” diyor başka bir şey demiyordu. Arada telefonu gösterip “Arkadaşları, arkadaşları” diyebiliyor, bir türlü cümlesini tamamlayamıyordu. Hastanenin önü daha da kalabalıklaşmıştı. Bütün arkadaşlar “Keşke aramasaydık, iki yaşlı insan ne yaparlar şimdi? Biz oraya gidelim, çok kötü oldu böyle.” deyip, yaslandıkları arabaya apar topar binip çıktılar oradan.
Tövbeye muhtaçken tövbemin ahı Sensiz işlemedim hiç bir günahı Madem ki sağımdan çektin eyvahı Solumda durana yaz deme bari

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Önce her gün ders çalışmakla başlayan üniversite hayatım, çevre edindikçe yerini kantin muhabbetleri, uzun yürüyüşler, futbol ve bilardo gibi eğlencelere bıraktı. Herkesin bir tek gayesi vardı bu ortamda: Öne çıkmak, kendini kabul ettirmek.
O büyük Hünkar'ı Tanıdık bir nurda.. "Mezarım orda, dedi, Ama ruhum burda!"
Reklam
Almıla almıla gönül hırsızı Doğu Türkistan'ın şafak yıldızı Yiğit ışparanın en güzel kızı Gece ay yüzüne vurduğu zaman
Mazide seni aradım Çilemde çilen vardı Gezindim Mamak yollarında İzimde izin vardı.
Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de ardarda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum aslında.
Büyük bir fikir asalet necabeti göstererek Adalet partisi'nin katılmadığı "TV'de partilerarası diyalog" tartışması maskaralığını herhalde seyretmişsinizdir.
12 Eylül 1980 darbesinden önce sağ ve sol fikir ayrılıklarından geriye kalan sadece şiddetti..
Reklam
Garibin anası pencerelerden Yanık türkülerle yollara bakar İncecik yüzünde her akşam üstü Çizgi çizgi nokta nokta bir efkar. Fakirin anası her sabah sessiz Ağlar çocuğunun aç çıplak durduğuna Elleri koynunda kalır çaresiz
Yeniçeri çevresindeki ağalar saltanatı, daha evvel kendisini gösterip ,ıv. Murad'ın rüşt çağı devrinde tepelendikten sonra, İbrahim zamanında için için gelişir ve Dördüncü Mehmed'le beraber boy atarak tamamiyle yerleşir ve müesseseleşir.
Sayfa 178Kitabı okudu
-Bilmiyorum. -Babanı da mı bilmiyorsun? Babandan da haber yok mu? Çocuk yine bir şey söylemedi. Satıcı işi şakaya getirerek sormaya devam etti: -Sen de hiçbir şey bilmiyorsun be arkadaş. Öyle olsun, canın sağ olsun. Al bakalım şunu. (Avcuna şeker doldurarak çocuğa uzattı.)
Yüzünü pencereden çevirirken düşünceliydi Canfer. Nefes almıyordu sanki. Gözleri bir yere kilitlenmiş, zihninde canlanan resimleri okumaya çalışıyordu.
“Orada çok durmadık. Amel şehri beyinin tavsiyesiyle Abiskun’daki (Hazar Denizi) bir adaya çekildik. Arta kalan beş bin kadar askerle şimdi adada bulunuyoruz. Sultan pederime hala yalvarıyorum. Bir müsaade etse tek başıma putperestlere karşı çıkmakta asla tereddüt göstermem.”
67 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.