Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
110 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle Merhabalar , ilk incelememi bu kitapla birlikte yazacağım. Yazım hatası ,devrik cümle veya kalbe , ruha dokunmayan kelimeler ile karşı karşıya kalırsanız lütfen bana kızmayın. Albert Camus ' un yazdığı bu eser bana bazen iç dünyamda böyle hissiz , kayıtsız bir insan olma isteğini veya davranışını çok iyi yansıtmış. Hepimizin böyle dönemlerden geçtiği olmuştur. Ama her zaman içimizdeki küçük insanlık , vicdan , ahlak ve erdem kırıntıları bizleri böyle hissiz ve tepkisiz kişilikler olmaktan alıkoyuyor. Bana göre başkarakter de hissiz olmaya , tepkisiz kalmaya veya yaşamdan fazla anlam bulamamaya çalışsa da annenin ölümünden sonra insanlık kırıntılarınin tekrar açığa çıktığını hissediyor.Ve bu hissiyat sonucu karakterimiz öldürüldüğü Arabı 1 kurşun attiktan sonra bırakmadan biraz bekleyip 4 kurşun ile tamamen dünyadan siliyor. Ne yaparsak yapalım içimizdeki insanı duygular asla kaybolmaz , sadece bunları bastırmamak ve hayatı akışına bırakmak gerekir. "İnsan eninde sonunda her şeye alışır." Önemli olan bu alışma sürecinde kim ve ne olduğunu unutmaması Sevgilerle M.A.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020112,1bin okunma
375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Uçutma Avsısı
Öncelikle ben bir kitapta bu kadar ağlayabileyeceğimi düşünmezdim.( Biraz önyargılarla başlamıştım kitaba.) Ama çok pişman oldum bu kitapla daha önce tanışmadığıma. Kitabın her detayına aşık oldum. Bir süre etkisinden çıkamadım. Aklıma geldikce ağladım, güldüm, şaşırdım... Kitap o kadar ders çıkarabileceğimiz bir kitap ki, hayatımı yeniden gözden geçirmeye karar verdim. (Emir ile Hasan) Bayıldım... Hasan'ın sadıklığına, pozitifliğine, sevgisine, saygısına her şeyine bayıldım. Ama emir... Okuyucular ve yazar Emir'i affetmiş görünüyor ama ben onu asla affedemedim. Onun öyle sessiz kalmasına göz yumamadım, Hasan'dan gereksiz olarak nefret etmesine dayanamadım ne kadar sonradan pişman olsada onu affedemedim. Kitap o kadar gerçekçi ki hayatın acımasızlığını, kahpeliğini, anlatıyor. İnsanı içine alıyor, tepkisiz bırakıyor. Kitabı size tabii ki öneriyorum 2. önerim ise kitabı ağlayarak okurken omzunuzu yaslayacak güzel bir dost bulmanız...
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021165,2bin okunma
Reklam
165 syf.
8/10 puan verdi
"Kırsal bölge insanıyım ben: uzun süre köyde yaşayan geleneksel kırsal bölge insanlarından bir köylü. Çok küçük yaşta başladım çalışmaya. Savaş zamanıydı; okumayı tamamlayamadık. Yedi yıl okula gittim, sonra çalışmaya başladım. On dört yaşımda. Sonra da askere gitme zamanı geldi; donanmaya girdim. Sinematografi Enstitüsü ancak bundan sonra
Yaşamak Tutkusu
Yaşamak TutkusuVasili Şukşin · Adam Yayınları · 198230 okunma
133 syf.
7/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Kırk yaşındaki üvey oğlu, kocası ve ergenlik cağındaki oğulları Alfansito Alfansito' nun üvey annem beni sevmiyor diye yakınışıyla başlayan duygularına üvey annesinin tepkisiz kalmayıp karşılık vermesinden başına gelen ilginç bir o kadar da müstehcen konu ele alınıyor. Daha doğrusu oğlun kurduğu tuzağa üvey annenin düşmesi.
Üvey Anneye Övgü
Üvey Anneye ÖvgüMario Vargas Llosa · Mario Vargas Llosa · 2010305 okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
Bir solukta okunabilecek ender kitaplardan. Gerçekten de kurgu ve anlatım itibarıyla çok beğendiğimi belirtmek istiyorum. Kitabın vermek istediği mesaj hem çok açık hem de çok kapalı. Yani mesajın alıcısına daha çok sorumluluk düşüyor burada. Olay daha çok bir akıl hastanesinde geçiyor. Dikkatimi çeken ilk şeylerden birisi bu kısmı oldu. Çünkü
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,4bin okunma
50 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Askerlik Mecburiyet, Özgürlük Seçimdir!
İki dünya savaşını da görmüş - ikincisinin sonuna doğru intihar etmiş olsa da - savaşın yıkıcılığını seyahatlerinde gözlemlemiş, insanların, toplumların trajedilerine tanık olmuş büyük idealist Zweig'in en etkileyici savaş karşıtı novellasıdır Mecburiyet. Dünün Dünyası isimli muhteşem yapıtında da, savaşın yıkıcı etkisini, tanıklıklarıyla, özyaşam
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,2bin okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
Koltuk belası her türlü alanda ve seviyede kendini bize gösterir. Gelmek istediği yere binbir emek vererek gelen insanlar artık sahip olduğu makamın vazgeçilmezi addettiyor kendini. Ve var olan sistemin çarklarını 'ben merkezli sisteme' dönüştürmeye çalışıyor. En ilginci ise diğer çevreler var olan bu değişikliğe tepkisiz kalmakla beraber altan bir kabulleniş duruşu da sergilemekte. Çünkü var olan değişik sistem ilerde kendi eline geçtiğinde kendisinin değiştirmediği sistemden sorumlu olmayacak ve böylelikle daha çok sempatizan toplama fırsatı elde etmiş olacak. Her kitap bir insana bir ders hükmündedir. Kitaptan çıkardığım dersler bunlar. #alıntı "Zavallı genç adam yüzünü elleriyle kapar, yaşamı boyunca, insanoğlunda haddinden fazla var olduğunu gördüğü bu insaniyetsizlikten, inceltilmiş, eğitilmiş, sosyalleştirilmiş gibi gözüken ve tüm dünyanın erdemli ve onurlu olduğunu sandığı insanlarda bile ne çok canavarca bir kalabalık gizlendiğini görmekten ve bu durum karşısında irkilmekten kendini alamazdı." Gelin görün ki şu hayatta her daim başkalarının gözünde o kadar mühim olmayan şeyleri yeterince mühim sayan insanlar vardır. Aslında mühim olmayan adamların' çevresinde, onların mühim adam olarak görülmesini sağlayan insanlar da her daim var olmuştur. Artık öyle bir noktaya geldik ki, insanlar şahıslarına yöneltilen bir suçlamayı,mensubu oldukları topluluğun tümüne yöneltilen bir saldırı olarak değerlendiriyor.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Tutku Yayınevi · 201737,1bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Kırmızı Pazartesi, birçok kitabın aksine sonunun başta verildiği ancak sürükleyici etkisinin hiç kaybolmadığı bir kitap. Bir kasaba halkı düşünün ki, cinayeti bilmelerine rağmen kollarını bile kıpırtdatmasınlar. Bazen günlük yaşantıda başkalarının söylediklerini umursamayız, şaka sanırız ancak bu söylenenlerin gerçek yüzünü görünce şaşırırız, inanamayız. İşte böyle bir hikaye. Kitabı okurken bir yandan kasaba halkının duyarsızlığına kızarken, diğer taraftan onların ruhi durumlarına ve tepkisizliğine hak vermek geliyor sanki. Müthiş bir ustalıkla yazılmış bir eser. Ahlak normlarının bir topluma özgü değil, insanlığa özgü olduğunu bilmek zorundayız. 'Namus, şerer, gurur' gibi kavramlar toplumların, önünde eğildikleri kavramlar olmuşlardır. Kitabı kişiliğiniz, dünya görüşünüze göre yorumlayabilirsiniz. Çoğunluk bu kitapta yaşananlara, cinayete, tepkisizliklere karşı kızacaktır, ama bu kitabı 'örfi' değerlere çok önem veren birinin gözüyle okursak kitaptakiler doğrudur sonucu bile çıkabilir. Yazarın böylesine hassas bir konuyu bu kadar ustalıkla anlatması takdiri hak ediyor. Yazar bu eserinde, geçmiş çağlardaki bağnaz hareketlerin kötü sonuçlarını, halkın bazı olaylara karşı tepkisiz kalmaması gerektiğini, örfi kuralların insanların üstü bir şey olduğunu ve insanların bu kurallara her ne olursa olsun saygı duyduğunu göstermek istemiş olabilir.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma
110 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
spoiler içerir! ana karakter meursault kendini hayattan ve insanlardan soyutlamış kendi içinde yaşayan umursamaz tepkisiz biridir. kitapta meursault'nun işlediği bir cinayet ve bunun yargılama süreci anlatılmıştır. ayrıca yargılamada savcıları asıl hırçınlaştıran kısım cinayet değil, meursault'nun umursamaz tavırlarıdır. annesinin ölümü, evlilik, arkadaşlık gibi çoğu şeye karşı umursamaz ve umutsuz bir tavra sahiptir. kitaba yüzeysel açıdan bakarsak evet bir cinayet ve yargılama süreci var. ama içinde hayata dair farklı anlamlar da taşıyor. dava sırasında savcı ve avukatın tutumları dikkatimi çekti. davada sürekli meursault'ya yapması gerekenler söyleniyor, sürekli müdahale ediliyor ve meursault kendini ifade edemiyor, bir yandan da onu farklılıkları ile kabul etmeyen onlarca kişinin karşısına çıkıyor. "Zihnim dağınık olsa da zaman zaman müdahale etmeyi deniyordum, bunun üzerine avukatım, 'Susun! Davanız için böylesi daha iyi,' diyordu. Davamı beni işe karıştırmadan görüyorlardı sanki. Her şey ben araya girmeden olup bitiyordu. Kaderim benim fikrim alınmadan yazılıyordu. Bazen içimden herkesin sözünü kesip, 'Bir dakika, burada sanık kim? Sanık olmak önemli bir şey. Benim de söyleyeceklerim var!' demek geliyordu." -Albert Camus, Yabancı hayatımızda sürekli bize yapmamız gereken söylenir. hatta bazen kendimizi bile ifade edemeyiz. kendimiz olamayız. hayatımızın merkezindeki asıl kişi biz olmamıza rağmen, kararlarımıza karışırlar, adımıza kararlar alırlar...
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020112,1bin okunma
794 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.