İncelememe başlarken kitabı okumaya karar verirseniz tüm ön yargılarınızı ve bağlılıklarınızı bir kenara bırakıp kitaba öyle başlamanızı tavsiye ederim. Eğer din,ırk ve millet kategorileri sizin için birer tabuysa bu kitap sizi rahatsız edecek içeriğe sahip nitelikte.
Kitap çok çarpıcı ve sarsıcı olmasına rağmen,o kadar anlaşılır ve sade bir dil
Bu kitapların okunmasını tavsiye ederim. Eklemek istedikleriniz olursa lütfen siz de ekleyin.
1. Yabancı Albert Camus , Can Yayınları
2. Küçük Prens –Mavi Bulut , Antonie de saint-exupery, mavibulut yayınları
3. Otostopçunun galaksi rehberi -5 cilt takım , Douglas Adams, kabalcı yayınevi
4. Yüzyıllık yalnızlık, gabriel garcia marquez, can
Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
Bence dünyanın en güzel romanı budur... Evet, kabul ediyorum, tamamen kişisel bir görüş bu ancak ben öyle olduğuna inanıyorum. Bu görüşe ilk sahip olduğumda henüz bir üniversite öğrencisiydim ve kitap okuma maceramın başlarında sayılırdım. Lakin aradan uzun yıllar geçti, aralarında hatırı sayılır miktarda roman da olan binden fazla kitap okumuş
youtube.com/watch?v=01ghGqx...
Barış Özcan, linkini paylaştığım videoda tüm zamanların en çok satan kitaplarından bahsediyor ve bu kitaplardan birini hiçbir zaman okuyamayacağımızı söylüyor. Videoyu izlemeyenlerin ilk aklına gelecek ihtimal yasaklı bir kitap olması ama durum hiç de öyle değil. Hiç yazılmamış, var olmayan bir kitabın çok satanlar listesine nasıl girdiğini anlatıyor. Evet, birçok konuda olduğu gibi kitap seçimi yaparken de toplumda oluşan genel algılardan çok etkileniyoruz. Hatta seçimi bırakın, kitabı okuduktan sonra beğenip beğenmeyeceğine bile bu algılara göre karar verenler azımsanamayacak kadar fazla. Felsefenin Tesellisi kitabında " Aslında biz, ustalıkla büyütülmemiş, şişirilmemiş hiçbir şeyi değer kabul etmeyiz." diyor Alain de Botton.
İlk kitabını yayımlayan bir yazar olarak maalesef bu durumdan ben de fazlasıyla etkileniyorum. Kitabımı okuyanların geri dönüşleri çok olumlu ama kapitalist sistemin çarkları arasında, tanıtımı ve reklamı yapılamadığı için yeterli okuyucu sayısına ulaşamıyor. Yeterli okuyucuya ulaştığında eğer beğenilmezse kaybolup gitmesine razıyım. Ve en büyük umudum bu uygulamayı kullanan kitapseverler. Umarım bu yazıyı sonuna kadar okumaya katlanan kitapseverler kitabıma bir şans verir ve kitap alırken, piyasaya göre fiyatını düşük tutmaya çalıştığımız ( Ortalama 20 TL) kitabımı sepete ekleme inceliğini gösterir.
Tersine DünyaMustafa Kızılkurt · Sapiens Yayınları · 0284 okunma
"İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu yine anlayamayacak kadar aptal olurduk."
Yine bir inceleme yazmadan diğer okurların yazdığı güzel incelemelere göz gezdirdim. Dolayısıyla kitabın içeriğini, konusunu ve kahramanlarını bu incelemeden öğrenemezsiniz çünkü yazmadım. Bunun için diğer incelemelere göz
Sıradan bir gün telefonunuz çalıyor ve anne babanızın bir kazada öldükleri haberi veriliyor. Ne yaparsınız? Gözünüz kararır ve her şey bir anda tepetaklak olur değil mi? Dünyanız başınıza yıkılır. Peki bir şansınız olsaydı eğer zamanı tersine çevirmeyi ve her şeyin yine eskisi gibi olmasını ister miydiniz? Anne babanızın dirilmesini,
Romeo ve Juliet kitabının önsözünde çok hoşuma giden bir söz vardı : "Bir yapıtın ölmezliği işin öyküsünde değil, o öykünün yazarı tarafından ele alınışında saklıdır." diye. Kitabı okuduktan sonra aklıma bu söz geldi. Olay veya kurgu ne kadar muhteşem olursa olsun eserin okunabilirliği yazarın üretken tahakkümü altındadır. Bu durumu şöyle