51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Saflığı da yoktu, tam tersine saflıkla maskelenmiş dehşetli bir şüphecilik, pek çok şey görebilen bir zekâ sezdim. Doğrusu, iddia makamının Smerdyakov'a meczupluk yakıştırması büyük bir temiz yürekliliktir. Ben ondan kesin bir etki ile ayrıldım: Bence Smerdyakov içi zehir, boyunu çok aşan bir onur dolu, kinci, aşırı kıskanç bir yaratıktı. Hakkında edindiğim bilgilere bakılırsa dünyaya geliş şeklinden nefret ediyor, utanç duyuyor; "Smerdyaşaya'dan dünyaya geldiğini" hatırladıkça diş gıcırdatıyordu. Çocukluğunda bu kadar iyilik gördüğü uşak Grigori ile karısına karşı saygısızdı. Rusya'ya lanet okur, alaya alırdı. Fransız uyruğu olabilmek için oraya gitmeyi kurardı. Bunu yapacak parası olmadığından sık sık bahsederdi. Bana öyle geliyor ki, bu adam kendinden başka kimseyi sevmezdi, kendine karşı saygısı garip denecek kadar büyüktü. Aydın bir insan olmak onun gözünde güzel elbise, temiz gömlek, iyi parlatılmış kundura giymekti. Fyodor Pavloviç'ın yasa dışı çocuğu olarak (bu ispatlanmıştı) durumunu öbür çocuklarıyla kıyaslarken halinden nefret edebilirdi. Bütün haklar, miras, her şey, ötekilerde, o ise sadece bir aşçı... Parayı Fyodor Pavloviç'le birlikte zarfa koyduklarını söyledi bana. Yarınını kurtarabilecek bu paranın nereye gideceğini biliyor, içerliyordu tabii. Gıcır gıcır, renk renk banknotları gözüyle görmüştü; (mahsus sordum ona.) Kıskanç, özüne fazla düşkün kimselerin önüne asla çok para yaymayın! Smerdyakov bu kadar toplu parayı ömründe ilk olarak görüyordu. renk renk banknot desteleri hayalinde marazi bir etki uyandırabilirdi.
Reklam
XIX. yüzyılın "burjuva" toplumu, varlığını kuşkusuz günümüzde de sürdüren toplum, çarpıcı ve çatlamış bir sapkınlık toplumudur. Ve bunun ikiyüzlülükle bir ilişkisi yoktur, çünkü hiçbir konu bu denli açık ve bol konuşulmamış, söylemler ve kurumlarca böylesine açıkça üstlenilmemiştir. Toplumun cinselliğe karşı aşırı derecede katı ve genel
XIX. yüzyılın "burjuva" toplumu, varlığını kuşkusuz günümüzde de sürdüren toplum, çarpıcı ve çatlamış bir sapkınlık toplumudur. Ve bunun ikiyüzlülükle bir ilişkisi yoktur, çünkü hiçbir konu bu denli açık ve bol konuşulmamış, söylemler ve kurumlarca böylesine açıkça üstlenilmemiştir. Toplumun cinselliğe karşı aşırı derecede katı ve genel bir baraj oluşturmak istemesinden dolayı, kendisine rağmen sapkın bir filizlenmeye, cinsel içgüdünün uzun bir patolojisine yol açmış olması da söz konusu değildir. Gerçekte söz konusu olan, toplumun beden ve cinsellik üzerinde uyguladığı iktidar türüdür. Ve bu iktidar ne bir yasa biçimine sahiptir, ne de yasağın yol açtığı sonuçları doğurur. Tersine, bu tür iktidar, tuhaf cinselliklerin çoğaltılması yöntemine başvurur; cinselliğin sınırlarını belirlemez; çeşitli cinsellik biçimlerini, belirsiz sokulma çizgileri aracılığıyla izleyerek sürdürür. Cinselliği dışlamaz; onu, kişileri tikelleştirme kipi olarak bedenlere dahil eder. Başından savmaya çalışmaz, hazla iktidarın birbirini güçlendirdiği sarmallarla cinsellik çeşitlerini kendine çeker; baraj kurmaz; azami doygunluk uzamları oluşturur. Cinsel uyumsuzluğu üretir ve sabitler. Modern toplum sapkındır, ama püritenliğine rağmen, ya da ikiyüzlülüğünün bir tepkisi olarak değil; gerçekten ve doğrudan doğruya sapkındır.
Buna göre insanlar ikiye ayrılıyor. Bir, malzeme olanlar; iki, özel insanlar. Özel insanlar, yüksek durumlarından dolayı hiçbir yasaya bağlı değiller, hatta tam tersine, malzemeler için, yani şu süprüntüler için kendileri yasa yaparlar.
Sayfa 615 - Kültür Yayınları
+1000
Bize sürekli olarak öte dünya dogmasının yararı övülüyor; bu bir kurgu olsa bile, yararlı olacağı ileri sürülüyor, çünkü insanlara dayatıldığında onları erdemli olmaya yöneltir. Buna karşılık, ben, bu dogmanın insanları daha bilge ve daha erdemli yapıp yapmadığını soruyorum. Tersine, şunu ileri sürebilirim ki, onları ancak delirtiyor, ikiyüzlü, kötü, tez öfkelenen biri haline getiriyor. Bu fikirleri dinlerin temeli yapanlardansa bunlara hiç sahip olmayan halklarda her zaman daha fazla erdem, daha fazla ahlâk bulunur. İnsanları eğitmekle ve yönetmekle görevli olanlar daha aydın ve erdemli olsalar, onları ham hayallerle değil gerçeklerle yönetirlerdi. Ama düzenbaz, ihtiraslı, çürümüş olan yasa koyucular ulusları hakikatlerle aydınlatmak yerine, onların akıllarını geliştirmek, hissedilir, somut ve gerçek gerekçelerle onları erdeme yöneltmek yerine, kısacası onları akıllı bir şekilde yönetmek yerine, onları masallarla uyutmayı daha kestirme bir yol olarak görmüşlerdir.
Sayfa 94 - Fol, 2.Basım, Kasım 2022
Reklam
978 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.