Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Kapı yayınların dan çıkan Dücane Cündioğlu’nun kaleme aldığı deneme türünde ki Hz. İnsan eseri 124 sayfa ve kendi için de bölümlere ayrılarak, geneli soru cevap formatında yazılarak okuyucuya sunulmuş.
Tamamen insanın doğasını, yaradılışından bu yana geçirdiği evrimleşmeyi konu alan ve doğru bilinen yanlışları deşifre eden güzel bir eser.
Kitabın
Kitap İnceleme ve Önerme Yazısı
- Başlangıcından Günümüze-
Kitap Adı: Türkiye Cumhuriyeti Tarihi
Yazarı : 5 akademisyen / Kolektif
Editör : Prof. Dr. Temuçin Faik Ertan
Yayınevi : Siyasal Kitabevi
Baskısı :6.Baskı/ Ağustos 2018/304 Sayfa
Barkodu : 9786055782566
Tarih boyunca, bu hazin durumlara nasıl düştüğümüz
Başlangıcından Günümüze Türkiye Cumhuriyeti TarihiTemuçin Faik Ertan · Siyasal Kitabevi · 2011174 okunma
Sevgili Tasavvuf Okurları;
Psikoloji'nin ilgi çekici derinliklerini mutasavvıfların 'ben'likten kopma serüveninde tefekkür etmeyi dilerseniz, içeriğiyle, bakış açısının sadeliğiyle ve ilmi donanımıyla ruhunuza iyi gelecek bu eseri kütüphanenize kazandırın derim.
Kemâl Sayar imzası taşısa da, pek çok müellifin katılımıyla gerçekleştirilmiş
Gizliden veya Gaipten Sesler...
Abdülkādir-i Geylâni Hz. lerinin sohbet meclislerinde, tekke ve medresede yaptığı konuşmalarının derlenmesinden meydana gelmiş toplamı 78 adet olan vaazların toplandığı kitap.
Eserde rıza, teslimiyet, şikayeti ve iradeyi terk, nefse, hevaya ve şeytana ittiba etmemek, sabır, şükür, fena, zühd, tevekkül gibi tasavvufi kavramlar açıklanmakta ve salihlere yol gösterilmekte, tasavvuf yolunun esasları tespit edilmektedir. Seçkin bir guruba hitaben yaptığı sohbetlerden derlenmiş bu eser, Hz. Geylani’nin bütün temel düşüncelerini içine alan bir tasavvuf klasiğidir.
Ağırlıklı olarak müminin dine taalluk eden halleri üzerinde olan konular belli bir sıralama olmadan söylenmiştir.
Fütuhu'l-Gayb içinde değişim çekirdekleri bulunan bir kitap diye düşünenlere katılmamak elde değil. Bediüzzaman Said Nursi Hz. lerinin eski döneminden yeni dönemine geçmesinde bu eserin büyük katkısı olduğu kaynaklarda çokça mevcut.
Ayrıca; Abdülkâdir Geylânî Hazretleri şu sözleri, eserin mukaddimesinde Fütuhu'l Gayb için söylemiştir:
"Bu kitap, ilahi bir ihsandır. Bütün kelimeleri kalbime Hak tarafından gelmiştir. Sözlerde benim hiçbir hakkım yoktur. Hepsi hikmettir; Kur'an ve Hadis-i Şeriflerin kaynağından akmıştır.... Bu sohbetler, konuşmalar yalnız hak ve hakikatı arayanlar içindir. Bunlardan gereken faydayı ancak Hak yolcuları alabilir.
Bu bilgiler çoğu yerde bulunabilir ancak, insan bu naif ve tadı hoş satırları okumak ve bu tadı almak başka. Değişim arzusu yaşayanlar, hissiyatlarında evre geçirmek isteyenler bu vaazlardan daha çok istifade edecektir diye düşünüyorum...
Teslimiyet
Başka bir ortamda tavsiye edilen bu kitap bir gün sonra başka birisi tarafından elime tutuşturuldu. Bu iki kişi de birbirini tanımıyordu. Bu hoş tevafuk da beni okumakta olduğum kitapları bırakıp önceliği bu samimi satırlara yönlendirdi.
Kitabın özetine kesinlikle "TESLİMİYET" diyebiliriz.
Hiç bir engele ve görünüşteki kötü şartlara takılmadan, hatta engellerin sabır ve şükürle yoğrularak birer Rahmet kaynağına dönüşmesine şahit oluyorsunuz.
Kimi zaman an' ı ve mekanı da delip geçercesine, muhabbet ve sevginin zirvelerinde dolaşmak, hiçliğin aslında her şeyi kapsayan bir bütün olduğununu müşahede etmenin tadı ve bu lezzetin devamını dua ve niyazla temin etmek. Dua etmek. nazla, niyazla gönülden ve samimi. Kulluğun tanımını yaparak değil yaşayarak tarif etmek bu olsa gerek diye düşünüyorum.
Buralardan değil de ötelerden, gerçek bir hayat hikayesini merak ediyor ve biraz da allak bullak olmak istiyorsanız okumalısınız.
Her denemesinde ayrı ayrı düşündüren akıcı bir kitaptı. Delirmek üzerine, nezaket üzerine, kalbin secdesi üzerine, rıza ve teslimiyet üzerine, Hayy'dan gelenin Hû'ya gitmesi üzerine, Hû üzerine, insanın fakrı üzerine, orucun aslen ehemmiyeti üzerine ve birçok şey üzerine çok şey "öğreten", farkındalık kazandıran bir kitap oldu benim için...
Kalbe dokunan hayatlar, hüzünlü ama insanın bam teline dokunan öyküler...Bilerek ya da idrakten yoksun bir şekilde uçuruma sürülen atları dizginlemek mümkün mü? Bir aynanın ön ve arka yüzü gibi insanın da aydınlık ve karanlık yüzünün olduğu ve çoğu zaman o karanlığın aydınlık tarafını da yuttuğunu üstelik her şeyin kalpteki ufacık bir kara
Mesihpaşa İmamı
.
Aşk, yerleştiği kalbe istikamet verir. Bu istikamet sadece arzu ve istekle sınırlı kalırsa aşkı da arzu ve istekle sınırlandırmış olur. Arzu ve istek, aşkın bir cüz-ü, aşkın feragat edilmesi gereken bir parçası olmalı belki.
.
Halis Efendi mânâdan yoksun bir ilimle iman eder. Mânâdan yoksun ilim kalbi katılaştırır.
40 yaşında daha önce
"Gelin Tâcı (Tâcü'l-Arûs)"
İbn Ataullah el-İskenderi'nin bir başucu kitabını daha okudum elhamdülillah. Eserde "Allah'ın veli kulları gelinler gibidir." ifadesi geçiyor. Taç, başa takılan değerli başlık olmakla birlikte mecazi anlamda hükümranlığı, zirveyi ifade eder. Veliler de Allah'ın maneviyatta zirvede olan kıymetli kulları olduğu için "gelin tacı" ismi onlara nispetle "velilik tacı (alâmeti)" anlamında kullanılmıştır. Bu kıymetli eser, ölene kadar bitmeyecek olan en büyük cihatımızda nefsi nasıl terbiye edeceğimizi anlatıyor. Kimi zaman tefekkür denizinde yüzdürürken kimi zaman da hataları yüze vurarak yanlıştan dönmemiz için nasihatlerde bulunuyor. Tövbe, gaflet, kalbin halleri, zikir, kulluk, ahlak, ilim, namaz, rıza, tevekkül, teslimiyet gibi konuları ele aldıktan sonra Resulullah'a tabi olmak, selef-i sâlihin ve evliyanın faziletleri gibi bahisler ile onların hayatlarından misallere kapı aralıyor. Hangi makamlara ve hallere nail olduklarını, bu yolda neler yapmak gerektiğini ayet ve hadisler ışığında anlatıyor. Kitabı okurken nefis ile konuşmanın doruk noktaya ulaştığı anda Allah-u Teâlâ'nın kuluna olan münacatı ve kulun Allah'a münacatı başlıkları ile kitabı nihayete erdiriyor. Sadece Allah'a dayanmak, sığınmak, O'ndan başka sebebe bağlanmamak gerektiğini Allah ile konuşuyor hissi ile kalbimize hissetiriyor. Hemen ardından o acziyet ile elleri açıp Allah'a yakarmamız için satırları dualarla süslüyor. Velhasıl-ı kelam kalbe şifa bir kitap..
Bu bir inceleme değil kitapla hasbihaldir.
Hala ne olduğunu anlamadığım/anlamlandıramadığım içinde bulunduğum/uz şu günlerde zihnimi dağıtmak için elime aldığım ve bazı şeyleri bir çerçeveye oturttuğum kitap. 1 ay önce bu kitabı alırken ön kapakta yazan 'hakikat ile yüzleşmedikçe geç kaldığını anlayamazsın ' cümlesi yer etmişti zihnime. Yazar ne anlamlar katmış bilemem ama 3 gün
