Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaralarım Aşktandır...
Sözü Jean-Luc Nancy almış da şöyle demiş: "İslam’ın Tanrı'sı her Sûrenin başında Rahmân olarak adlandırılan Tanrı'dır. Rahmân, her insanda onun küçüklüğünü, zayıflığını tanıyan ve küçüklüğüne ve zayıflığına rağmen ona büyük ve saygıdeğer olma olanağı veren demektir." Güzel söylemiş. İnsanın içinde nice gökler gizlidir. Genel izâfiyet kuramı ile kuantum mekaniğini birleştirmeye niyetlenen sicim kuramı çok sayıda kâinat tahmininde bulunuyor: Her biri bizim bilemediğimiz apayrı kurallara tabi sayısız kâinat. 10’un arkasına 500 tane sıfır ekleyin, işte o kadar. Çok ama çok küçüğüz ama Lütuf her yerde ve O'nun rûhumuza dokunmasına izin verdiğimizde, saygıdeğer olma imkânımız var. İnsan insanı aşar. İman sadâkattir, göğe sadık olmak, İlâhi Olan'a katıksız bir teslimiyet ve güven duymaktır. Dünya bir uyku ve aşk bir uyanış, göz bebeklerimize değerek bizi rüyâların koynundan çekip alan bir ışık çakımı. Hakikat güzel olanda parlar ve bizi kendini tanımaya çağırır. Aramayan da bulunur, zira rızâ makâmındaki kişiye ırmaklar bükülür. Susuzun nasibi su ise, suyun da nasibi susuz kalmış kişidir.
Sayfa 18 - Kapı Yayınları 562 Psikoloji 10 / 1. Basım: Kasım 2017 2. Basım: Aralık 2017
ah olmasaydık n'olurdu
Rıza ve teslimiyet göstermeksizin kim ve nasıl bu dünyaya tahammül edebilir? Kimse!
Sayfa 62 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çünki onlar, Risale-i Nur’dan aldıkları iman-ı tahkikî derslerinin nuruyla, gözüyle, herşeyde rahmet-i İlahiyenin izini, yüzünü görüp, her şeyde kemal-i hikmetini, cemal-i adaletini müşahede ettiklerinden kemal-i teslimiyet ve rıza ile, rububiyet-i İlahiyenin icraatından olan musibetleri teslimiyetle ve gülerek karşılıyorlar, rıza gösteriyorlar. Ve merhamet-i İlahiyeden daha ileri şefkatlerini sürmüyorlar ki, elem ve azab çeksinler. İşte bu hakikata binaen, değil yalnız hayat-ı uhreviyenin, belki dünyadaki hayatın dahi saadet ve lezzetini isteyenler, -hadsiz tecrübeler ile- Risale-i Nur’un imanî ve Kur’anî derslerinde bulabilir ve buluyorlar. Said Nursî
Evet, bu zamandaki siyaset, kalbleri ifsad edip, asabî ruhları azap içinde bırakır. Selâmet-i kalb ve istirahat-i ruh isteyen adam, siyaseti bırakmalı. Evet, şimdi küre-i arzda herkes ya kalben, ya ruhen, ya aklen, ya bedenen gelen musibetten hissedarlıktan, azap çekiyor, perişandır. Bilhassa ehl-i dalâlet ve ehl-i gaflet, merhamet-i umumiye-i
Sayfa 314Kitabı okudu
Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr(un)
Yazının başlığındaki ayeti (Kasas 28/24) her ne zaman okusam hayatımın zor zamanlarında yaşadığım hüzünler ve çaresizlik halleri gelir aklıma. Bu ayetin arka planını oluşturan kıssaya göre Hz. Musa, Mısır’da kendisini öldürmek üzere birtakım planlar yapıldığı haberini alır ve bunun üzerine oradan kaçıp uzun bir yolculuktan sonra Medyen’e varır.
Kişinin başkalarına kendini sevdirmeye çalışması, aslında onların sevgilerinin mülkiyetini elde etmek istemesi anlamına gelir. Oysa yapılması gereken bir tek şey vardır: kendini sevilmeye bırakmak. Sahip olmak değil, sadece olmak, yani rıza ve teslimiyet. Nasip edilen kadarıyla, yani sevilme istidadı kadarınca sevilmek.
Reklam
İstanbul’un fethinden sonra, Osmanlı askerleri, Bizans hapishanelerini kontrol ettiler. En ücra bir mahzende üç papaz buldular. Alıp dedem FATIH Sultan MUHAMMED Han’a götürdüler. Sultan, onlara hapsedilmelerinin sebebini sordu. Papazlar, “Biz, Bizans’ın en ileri gelen papazları idik. İmparatorun zulüm ve işkencelerinden, yaptığı rezalet ve
Uhud Gazvesi'nde dehşetli hüzün manzaralarıyla hayatın birçok acı ve tatlı safhaları büyük bir kulluk olgunluğu içinde yaşanmıştı. Bir taraftan büyük bir îman vecdi icinde, sabır, tevekkül, teslimiyet ve kadere rıza zirve seviyede sergilenirken, diğer taraftan bir anlık gaflet ve dünyaya meyil gibi nefsâni zaaflar yüzünden çok acı imtihanlarla da karşılaşılmıştı.
Hazreti Fâtımatü'z Zehrâ
…Hz. Fâtıma (r.a.) Nebîler Efendisinin son çiçeği… Peygamber Efendimiz’in dünyada neslini devam ettiren nur yumağı… Kızlarının en küçüğü… Cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan ve Hüseyin’in (r.a.) anneleri… Hz. Ali’nin (r.a.) zevcesi… Eli değirmen döndüren “Fâtıma ana” diye anılan bir sultane anne… Beyi ve çocuklarıyla Ehl-i Beyt’i teşkil eden
489 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.