İslam'ın ayakları teslimiyet ve kabulle karşılamak üzerine kuruludur. Bilinmesi sakındırılmış bir bilgiyi arayıp, kavrayışı da teslimiyetle ikna olmazsa bu arayışı, onun saf tevhid inancını, marifetin özünü ve sahih imanı elde etmesini engeller. Bu durumda o kimse, ne tasdik eden bir mümin ne de yalanlayan bir inkarcı olarak; küfürle iman, tasdik ile tekzib, ikrar ile inkar arasında; vesveseli, yolunu kaybetmiş ve kararsız bir halde gider gelir.
Sayfa 140 - Rihle Kitap