192 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bir kitabın daha sonuna geldim. Aşık Kadınlar feminist bir kitap ama anlatım olarak çok değişik bir tarz seçilmiş. Yazar anlattığı kadınların önemsiz hikayelerine karşılık kitabında hiç büyük harf kullanmamış. Kitap iki kadın karakter ekseninde şekilleniyor: Brigitte ve Paula. Ama bir yandan Susi'nin de hikayesini okuyoruz; yani aslında üç
Aşık Kadınlar
Aşık KadınlarElfriede Jelinek · İthaki Yayınları · 2021553 okunma
SONUÇ Doğan güneşlerin ve batan güneşlerin altında, ellerden, yüzlerden ve yürek çarpıntılarından değil de ayrılıklardan yapılmış bir taş yontu, bir yalnızlık imgesi, bir hüzün çağrışımıydı, durduğu yere uçurumlar açan. Herkes geri çekilerek onu öne çıkarmıştı, bütün sonuçların tek sorumlusu gibi. Bu tenhalık içinde kentin tek kalabalığıydı,
Reklam
Biz sözü Hayâlî’ye bırakalım, diyor ki: “Aç gözün kesretde vahdet zevkin eyle yâra bak Kalbüni sâf eyleyüp âyine-i dîdâra bak” Aç gözünü yâre bak ve kesrette vahdet zevkin eyle… Kesret ve vahdet kelimelerini kullanarak şair tezat sanatı yapıyor; zıtları, karşıtları bir araya getirerek, âdeta hayatın dirlik ve düzen içerisindeki haliyle kaos halinin birliğine işaret ediyor. Gözünü açar yâre bakarsan, zıtlıklar içinde ahengi görür, yoklukta varlığı, acıda tatlıyı, hüzünde sevinci, karanlıkta gündüzü hisseder, kahırda lütfu, celalde cemali temaşa edersin… Viranede hazine bulursun. Burada gözünü açıp bakmakla vahdete ermek arasındaki ilişki, vahdet kelimesinin tevriyeli kullanımına da imkân veriyor. Vahdet, bilindiği gibi, kelime olarak birlik ve teklik anlamlarına geldiği gibi, tenhalık, yalnızlık ve halvet anlamlarına da gelir. Şair âdeta şöyle haykırıyor: Gözünü aç, kesret içerisinde yâre bakarak onun biricikliğini temaşa et. Bütün o şeyler içerisinde, onun tekliğini, her şeyden farklı olduğunu ve her şeye hayat verdiğini gör. Bu birliğin, esasen çokluğun ışığı, hayat kaynağı olduğunu fark et. Bu temaşa, bu görüş ve bu fark edişle, esasen yârin her şeyde ve her yerde olduğunu gör de neşelen, bundan haz al! Bil ki yalnız değilsin, seninle birlikte seni kuşatan bütün varlıklar, hayat kaynakları olan o ışığın, o yârin meftûnudur. Her şeyde ondan bir iz, bir alamet vardır. Öyle çaresiz, bikes gurbette kalmadığını bil. Bu bilişi zevk et, neşelen, coş…
ZAMANE CAMBAZLARI Akıl sır ermez oldu şimdiki cambazlara Şapkaya tavşan sokar, binlerce kuş çıkarır Dalga dümen çevirir yön verir bağnazlara Boşu dolu gösterir, doludan boş çıkarır Gün gelir şeytan olur, cinliğe akıl yetmez Gün gelir Lawrens olur, rol yapsa da sırıtmaz Gün gelir hayal satar, falcıları aratmaz Kâbus dolu geceden romantik düş
DÜŞÜNCELER Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf'ta "kasaba" ortamı içinde oluşan bir aşk serüvenini sergiliyordu. İçimizdeki Şeytan'da ise aynı serüveni "kent" ortamında ele alıyor. Dolayısıyla, kişiler de artık kasabadan kente geliyorlar. Bu ortam değişmesiyle birlikte ortaya konan sorunlar ve düşüncelerde de birtakım
112 syf.
9/10 puan verdi
#phaidros Platon’un aşk, güzellik ve retorik hakkındaki düşüncelerini dile getirdiği diyaloglarından biridir. Birinci bölümde, genç Phaidros, Lysias'ın âşık olmanın zararları hakkındaki söylevini Sokrates’e aktarır. Phaidros’un merkezini temsil eden ikinci kısım, Sokrates'in ilk bölümdeki konuşmasının aksini, yani aşkın methiyesini düzer ve ardından ünlü ruh miti de dâhil olmak üzere Eros'a (Yunanca: yüce sevgi, tutkulu bir çaba/arzu) destansı bir övgü ilahisidir. Üçüncü bölümde, ikisi konuşmaları analiz eder ve Sokrates retoriği, ruh ile parçalara ayırarak ne olduğunu anlatır. Retorik sanatını öğreten birinin öncelikle bütün kesinliğiyle ruhu tanımlamasını gerektiğini ifade eder, çünkü söylevin amacı ruhu ikna etmektir. Phaidros daha çok anahtar kelimeleri soru olarak yöneltir ve Sokrates Platon'un konumunu yansıtır. Bu oldukça bilimsel-felsefî kısım, Sokrates'in ruhumuzu çift kanatlı bir at ve sürücüsünün birleşik gücüne benzettiği, kitabın şiirsel orta kısmıyla açık bir tezat oluşturuyor. Öğretmeni Sokrates gibi, Platon da öğrencilerine sadece teknik bir hitabet öğretmekle suçladığı sofistlerden keskin bir şekilde ayrılır. Retorik, gerçeğe ve etik ilkelere bağlıdır. Platon'un kendisi için Eros, en yüksek şeyler için bir çaba ve felsefe için bir ön koşuldur. Sözü bilgelik ve ölümsüzlük arayışına aktarır; ruh, ilahi kökenine dönmeyi arzular. Kitap, muhtemelen MÖ 375 ile 365 yılları arasında yazılmış ve çağdaş düşünürlerin büyük önem verdiği Platon’un diyaloglarından biridir. #felsefe kitapları okumayı sevenler, değerlendirin
Phaidros
PhaidrosPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019899 okunma
Reklam
199 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.