kimse de bildik tiyatro gereği bir tiyatro da biz yazıp oynayalım demedi, demiyor ve diyemiyor çünkü hepsinin tek hayali var o da başkasının tiyatrosunda başrol oynamak ama hepsi de figüran!
Şimdi ne kadar dost varsa arkasında
Hasatçı, öğrenci, öğretmen
Ne kadar gül varsa toprağımızda:
Daldırma gül, ak gül, gonca gül;
Ne kadar sevgili varsa arkasında:
Tiyatro, iş, kitap, şiir, marş
Yanar yanar ağlaşır cümlesi,
Çoban ateşi hatırasında.
Ölüm, adın kalleş olsun!
ENVER GÖKÇE...
Çehov kendisinden ne istendiğini bilen bir yazar. Bununla birlikte mizahi yönüyle de iyi huylu hiciv tadı da verdiği söylenebilir. Burada asıl garip olan Çehov'un derinden trajik olan olayların içine bu hicvi nasıl ustaca serpiştirdiği oldu. Dudaklarda her zaman bir gülümseme olmasına rağmen, derinde bir acının da içten içe kalbe yerleştiği olgusu.
Bir tragedya niteliği taşıyan Martı, klasik Rus kültürüne ışık tutan cinsten bir olay örgüsüne sahiptir. Kitabın esas kahramanı Treplev'in, çevresinde yaşayan birtakım insanlar arasında nasıl çöktüğü ve girdiği bunalımla intihar edişi konu edilmiştir. Yalnızlaşma, çöküş, bunalım ve intihar dörtlüsünü içerir.
Çok tiyatro türü okumayı seven biri olmadığım için biraz sıkıldım. Ama gerçekten çok başarılı bir eser.
Keyifli okumalar dilerim!!
MartıAnton Çehov · İndigo Kitap Yayınları · 201923,4bin okunma
Toplumsal dünyayı gözlemlediğimiz anda, onu incelemek için kendimizi ondan aşağı yukarı bütünüyle soyutlamamız gerekmesiyle bağlantılı bir "yanılgı", bu dünyaya dair algımızı etkiler. Teorici yahut entelektüelleştirmeci yanılgı, inşa ettiğimiz toplumsal dünya teorisine, bu teorinin teorik bir bakışın, dünyayı pratik çözümler bekleyen bir dizi somut sorun olarak değil, bir gösteri olarak, bir (tiyatro-vari ve zihinsel) temsil olarak, yorumlanmayı bekleyen bir anlamlar kümesi olarak kavramaya meyleden, "seyreyleyen bir gözün" (theôrein) ürünü olduğunu nakşetmeyi unutmaktır. Gerçekten de düşünümsel olan bir sosyolog, teoriyle pratik arasındaki tüm özgül ayrımı unutturan, pratiklerin tarifine ve analizine, ana-listin, nesnenin dışında olmasından, onu uzaktan ve yukarıdan izliyor olmasından kaynaklanan temsilini yansıtmaya götüren bu "episteme-merkezciliğe", bu "âlim kavim-merkezciliğine" karşı sürekli tetikte olmalıdır.
"Arkadaşlar arkadaşlarını, kocalar eşlerini öldürür. Bu meslekte zaman geçirdikçe sevgi ile nefret ve yaşam ile ölüm arasındaki çizginin bulanıklaştığını daha iyi görüyorum." #alinti
Herkesin birbirini en az birkaç nesil tanıdığı, sakin sessiz yaşadığı, Sonny Gölü'ne ev sahipliği yapan ve kahve ve yeşilin her tonunun bulunduğu bir