Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Kendimi bilgi ve bilgeliği, deliliği ve akılsızlığı anlamaya adadım. Gördüm ki, bu da yalnızca rüzgârı kovalamaya kalkışmakmış. Çünkü çok bilgelik çok keder doğurur, bilgi arttıkça acı da artar."
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, L. N. Tolstoy, çeviri: Ayşe Hacıhasanoğlu, IV. Basım
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Ama anladım ki, bu da zor bir iş. Çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var…
Reklam
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Ama anladım ki, bu da zor bir iş. Çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
"Ve kalbimi bilgeliği ve delilikle aptallığı anlamaya adadım, bunun da ruhu çürüttüğünü keşfettim. Çünkü bilgelik kederi getirir ve bilgisini artıran kişi acısını da artırır."
Sayfa 51 - Ren YayıneviKitabı okudu
Nasıl bilimin olanakları yetersiz kaldığında ıstırap çeken bir hasta iyileşmek için kocakarı ilaçlarına başvurur, taşra kaplıcalarına giderse, Rusya'nın büyük dehası Tolstoy da yaşamının ellinci yılında köylülerin, "halkın", o cahil insanların yanına gidiyor, hakiki inancı onlardan öğrenmek için, bu hiçbir şey bilmeyen insanlardan bilgeliği öğrenmek için.
Sayfa 328 - İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
Tolstoy aramaya [inanç] devam ediyor... önce ruhu kararan herkesin ayrılmaz yoldaşı Schopenhauer'i okuyor, sonra Sokrates'i ve Platon'u, Konfüçyus'u, Lao Tse'yi, mistikleri. Stoacıları, septikleri ve Nietzsche'yi. Fakat kısa bir süre sonra kitapları kapatıyor. Onlar da dünya görüşlerini kendisi gibi bir araçla
Sayfa 327 - 328, 329 İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
Reklam
Kalbim çok öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Fakat anladım ki, bu da zor bir iş; çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
Anladım ki, fazla bilgi çokça keder…
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Fakat anladım ki, bu da zor bir iş; çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
"Beyhudelerin beyhudesi!" der Süleyman, "Beyhudelerin beyhudesi, hepsi beyhude! Kişinin güneşin altında bütün o yaptıklarının faydası nedir? Bir nesil gelir, diğeri gider, ama dünya baki kalır. Geçmişte ne olduysa gelecekte de o olur, güneşin altında hiçbir şey yeni değildir. İşte bu yeni!' diyebileceğimiz bir şey var mıdır? Hayır, zaten bizden önceki yüzyıllarda var olmuştur. Eskiler hatırlanmaz, ancak sonrakiler de hatırlanmayacak. Ben, bir vaiz, Kudüs'te İsrail'in kralıydım. Ve gökkubbenin altındaki her şeyi bilgelikle araştırmak ve bulmak için kalbimden vazgeçtim. Tanrı bu zor görevi insanlığa imtihan olarak vermişti. Gökkubbenin altında yapılan her şeyi gördüm, her şeyin beyhude olduğunu ve ruhu çürüttüğünü kavradım. Kalbime dedim ki, bak nasıl da yüceltildim ve Kudüs'ü benden önce yönetenlerden öte bir bilgeliğe eriştim. Ve artık kalbim böylesi bir bilgiye ve bilgeliğe sahipti. Ve kalbimi bilgeliği ve delilikle aptallığı anlamaya adadım, bunun da ruhu çürüttüğünü keşfettim. Çünkü bilgelik kederi getirir ve bilgisini artıran kişi acısını da artırır."
Sayfa 51 - Ren Kitap
Kendimi bilgi ve bilgeliği, deliliği ve akılsızlığı anlamaya adadım. Gördüm ki, bu da yalnızca rüzgârı kovalamaya çalışmakmış. Çünkü çok bilgelik çok keder doğurur, bilgi arttıkça acı da artar.
Reklam
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Fakat anladım ki, bu da zor bir iş; çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
snelman-ebeveyn ve çocuk7
Çocuklar büyüyüp delikanlı ve genç kız olduklarında sizler onların geleceği ve yapacakları işler hakkında bahis açıyorsunuz. Onları nereye ve nasıl yollayacağınızı düşü nüyorsunuz. Çocuklarınızın avukat mı, yoksa doktor mu olacağını, mühendisliğe mi ticarete mi yöneleceğini düşünüyorsunuz. Delikanlılara para getiren işler, genç kızlara ise zengin kocalar arıyorsunuz. Hep menfaat, hep menfaat! Çocuklarınıza daha iyi bir yaşam kurmak istiyorsunuz. Onlara sıcak ve rahat bir yer bularak sevgi borcunuzu ödediğinize inanıyorsunuz. Bununla alakalı Tolstoy şöyle der: "Hayatlarımızdaki dayanılmaz düzensizliğin başlıca nedenlerinden biri, herkesin hayatını düzene koymak yerine hayatının düzene koyulmasını istemesidir." Herkes hayattan sadece bir şeyler almaya bakıyor. Fakat kimse hayata bir şeyler katmayı düşünmüyor. Hayata birer bencil, yağmacı ve sömürücü olarak atılıyorlar. Hayatın anlamını da bu sömürüde buluyorlar. Ve bu "bilgeliği" hayatları boyunca ailelerine aşılıyorlar. Peki, bunu sizce kim aşılıyor? Anneler ve babalar! Çocuklar ve gençler birer bencil olarak yetişiyor. Yalnızca kendilerini seven küçük ve aciz ruhlu insanlar oluyorlar. Tembel, hovarda, zevk ve şehvet düşkünü olarak hayatlarına devam ediyorlar. Nihayetinde hiç kimseye ve hiçbir şeye ne sevgi ne de saygı besliyorlar. Ne vatanlarına ne de insanlara, ne emeğe ne de büyük fikirlere, ne ebeveynlerine ne de kendilerine bir saygıları veya sevgileri kalıyor.
Sayfa 84 - İndigo Yayınları, 26. Basım, Temmuz, 2019
50 Etkileyici Kitap
📍Bir arkadaşım geçen hafta kendisi için bir yıllık kitap listesi yapmamı istemişti. Dün hazırlayabildim ve sizlerle de paylaşmak istedim. 🔦 1▪︎Nutuk / Mustafa Kemal Atatürk 2▪︎Beyaz Zambaklar Ülkesinde / Grigory Petrov 3▪︎Türkiye'nin İlk Yılları / Mustafa Kemal Atatürk 🔎 4▪︎Melek Terörist Fahişe / Osman Balcıgil 5▪︎Poetik ve Politik /
657 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.