Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
     Aşağıdan İskenderun, Payas yörelerinden, Gavurdağlarından top sesleri geliyordu. Vakit bahara doğruydu, şubat yeli kış yelini çoktan kovmuştu. Bu kış Yozgattan, Sivastan, Kazovadan, Tokattan, Gündeşli ovasından, Harrandan, Kamışlıdan, Halepten, tekmil diyarı Rumdan ve başka ellerden ne kadar kara çadırlı varsa, Osmanlıya bayrak açmıştı. Dövüşün bayraktarlığını Torosun varsağı Kozanoğlu yapıyordu
Hep veda, ya koşan ayak sesleri. top sesleri, ip sesleri, babamın sesi, duvarlar... Bu sessizlik...; yaşamak isteyen bir yanım var biliyorum ama takılıp kalıyorum. Taa içimde bir başka hayat debeleniyor, o da arıyor kendi kalbinin tanrısını. Bu sessizlik; ayağa kalkıp düşüyor. Ta içimde...
Reklam
Çocuk ve Savaş
Bomba sesleri eşliğinde top oynayan çocukları, şekerini yerken bir yandan ölümü izleyen çocukları görüyoruz. Tatlı kokular veya şekerli tatlar eşliğinde ölümü izlemek/ deneyimlemek zorunda kalan çocuklar.
Sayfa 27
Ruşen Eşref anlatıyor,
"Bir akşam istasyonda cepheye gitmekte olan iki asker, bir kuyudan mataralarını dolduruyorlardı. Karşılarında içi yaralı dolu bir vagon vardı. Türk askerleri bunlara bakıp duruyorlardı. Kulaklarına derinden top sesleri geliyordu. Biri, ötekine şöyle dedi: Ülen, ne kadar da yaklaşmış bu kâfir Yunan! Arkadaşının cevabı şöyle olmuştu: Mühim değil. Zararı yok, ilerlesin gelsin. Bir an önce dikiliriz karşısına. Bu iki ölüm yoldaşı, ne kadar büyük söylediklerini hiç düşünmeksizin, kalabalığa ve geceye karıştılar. Kim bilir, şimdi belki ikisi de şehit düşmüştür."
Sayfa 346 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun!
DAVETİYE Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Düce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden
Reklam
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar... KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME… Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
Yarın bayram. Bizler tank, top, bomba ve uçak sesleri ile kurşunlar altında bayrama gireceğiz. Dün yanımızda olan arkadaşlarımızın bir kısmı bugün yoklar. Şuan bizimle birlikte olduğunu gördüğümüz arkadaşlarımızdan bazıları belki yarın yanımızda olmayacaklar. Dünyanın tüm coğrafyalarındaki diğer çocuklar bayram yaparken niçin Filistin çocukları bu bayrama bombalar altında girmek zorunda? Bizim dünya çocuklarından ne farkımız var? Özgürlüğümüzü istediğimiz için mi bu bombalara muhatap oluyoruz? Neden dünya halkı bizim katledilişimize ses çıkarmıyor?
Sayfa 167Kitabı okudu
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Bir şeyin sonuna yetişmek gibi Dünya dedim, bunu anladım senden. Mezarlar, top sesleri zamanın Kim kalıyor, güzelden?
Sayfa 18
Reklam
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. Bir
Bayramımız kutlu olsun. İyi bayramlar
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir. Bir
1.255 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.