Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evliliğin amacı aşktan ziyade yasal, toplumsal ve ekonomiktir. Ailenin dengesi ve güvenliği evliliğe dayanır. O evlilik ki, amacı toplum varlığını sürdürmekten başka bir şey değildir. Böylece, doğası gereği evlilik son derece tutucu bir kurumdur. Evliliğe karşı çıkmak topluma başkaldırmak sayılır. Ve aynı nedenle de aşk yaygın toplumsal değerlere karşı bir eylemdir. Kendini gerçekleştiren aşk, evliliği yıkar ve onu toplumun istemediği bir şeye dönüştürür: İki yalnız kişinin yarattığı öyle bir dünya ki, orada toplumun yalanlarına yer yoktur, zaman ve çalışma koşulları kaldırılmış ve bu dünyanın kendine yeterli olduğunu herkese duyurmuştur.
Toplumsal, kültürel ve ailevi baskılara ve beklentilere rağmen kendimize ihanet etmemeyi, kendimizden ödün vermemeyi, kendimizi kandırmamayı, kendi sınırlarımızı ihlal etmemeyi ve kendimize zarar vermemeyi ilke edinebilir miyiz? Bu bize öğretilmemiş olabilir; bunu nasıl yapacağımızı bilemiyor olabilir.Yine de çıkış noktamız, niyetimiz, umudumuz, duamız, geleceğe bırakmak istediğimiz mirasımız, kızlarımıza, oğullarımıza öğretmek istediğimiz en kıymetli şey bu olabilir: Beden bütündür.Beden özerktir.Beden özgürdür.Beden Aşk'tır.Beden bilgedir.Beden güzeldir.
Sayfa 151
Reklam
Hazin son :)
Andre Gorz, “Aşk, toplumsal bir aykırılıktır. Çünkü bir insanı topluma yeğler ve totaliter rejimler için tehlike oluşturur. Nazizm ve Stalinizm’de, aşk bu yüzden topluma ihanet olarak kabul edilmiştir. Evlilik, toplumun aşkı zapturapta alabilmek için icat ettiği bir yöntemdir.” diye düşünmesine rağmen Dorine’in “pragmatik” savlarına boyun eğdi ve 1949’da evlendiler.
Sayfa 124Kitabı okudu
222 syf.
·
Puan vermedi
Kuyucaklı Yusuf, küçük yaşta ailesi katledilmiş bir çocuğun hikayesidir. Yusuf'un kaymakam tarafından evlat edinilmesi, Muazzez ile yaşadığı aşk toplumsal bir çerçevede aktarılmış. Sabahattin Ali 'nin akıcı uslübü ile birleşince ortaya muhteşem bir eser çıkmış. Sabahattin Ali' yi okurken hep yanımda sözlük bulundururum. Bu sayede de sözcük dağarcığım bir hayli gelişti diyebilirim. Tekrar esere dönecek olursam güçlülerin güçsüzleri ezmesi, insanların para ile - tabiri caizse-işlerini yürütmesini konu edinmiştir. Yani birtakım toplumsal eleştiriler mevcuttur. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir yazar olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar :)
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021175,1bin okunma
Aşk, özgürleşti mi peki? Hayır....
Önceki nesillerin bahtiyar olamaması, toplumsal baskıdandı. Yasaklar, engeller, gelenekler, sevdalıların önüne set çekiyordu. Bu set, günümüzde tamamen yıkılmadıysa da, ekonomik şartların zorlamasıyla, kızların hayata atılmasıyla, taassubun dağılmasıyla zayıfladı. İlişkiler “serbest”leşti...
544 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"
Çalıkuşu
Çalıkuşu
", Reşat Nuri Güntekin'in en ünlü eserlerinden biridir. Roman, genç bir öğretmen olan Feride'nin yaşam öyküsünü anlatır. Feride, hayat dolu, iyimser bir karakterdir ve memleketinde öğretmenlik yapmaya başlar. Ancak yaşadığı bir dizi olay sonucunda İstanbul'a gitmek zorunda kalır. İstanbul'da, kendisini büyük bir aşkın içinde bulur ve hayatının geri kalanında bu aşkla mücadele eder. "Çalıkuşu", aşk, tutku, fedakarlık ve toplumsal baskılar gibi temaları ele alırken, aynı zamanda dönemin Osmanlı toplumunun sosyal yapısını da yansıtır.
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,4bin okunma
Reklam
168 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Giovanni'nin Odası "Ne me laiase pas tomber, je t'en prie" Beni bırakma, yoksa düşeceğim, yalvarırım sana. David Amerika'dan Paris'e göç ettikten sonra bir barda hayatının aşkı barmen Giovanni ile tanışır. Aralarındaki bu aşk sadece yoğun bir tutku değil birçok pişmanlık ve kalp kırıklıklarını da barındırıyor. David
Giovanni'nin Odası
Giovanni'nin OdasıJames Baldwin · Yapı Kredi Yayınları · 2020610 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Perde Arkası Marcel Proust'un, Swanların Tarafı' nda karşımıza çıkan, kurmaca yazar Bergotte'un gerisinde,model olarak özellikle Anatole France'nin olduğunu biliyoruz.Aynı zamanda Hazlar ve Günler'in "Ön söz" ünü yazması, 1921'de Nobel edebiyatı ödülünü alması ve Proust'un meşhur anketlerinde de en sevdiği yazar olarak geçmesi, France'yi okumam için kaçınılmaz nedenleri bir araya getirdi. Perde Arkası kitabı; 1800lü yılların Fransa'sının toplumsal yapısı ve sanat çevresini bir aşk olay örgüsü etrafında irdeler.Psikolojik saptamaların da öne çıktığı kitapta, Odeon Tiyatrosunda rol alan oyuncular üzerinden dünyayı sorgulayan yazar okuru düşünmeye sevk eder. Özellikle yaşamın hengamesinde gözden kaçan değerleri oyuncuların kısa repliklerininde hissettirerek karakter içinde karakter yaratır. Özellikle, kiliseye ve dini doktrinlere dokunuşunda, Diderot etkisini hissetiğim yazarın usturuplu bir mizah anlayışı olduğunu söyleyebilirim. Tüm felsefik söylemlerin arasında; yaşanılan ve biten bir aşkın, hayatın ritmini nasıl değiştirdiğini yalın biçimde işleyen yazarın tarzını bu yönüyle çok sevdim.Tutkunun sebep olduğu davranışların, patolojik bir durumun kaçınılmaz sonucu olduğunu belki bir ah'ın belki zihinsel bir oyunun elinde oyuncak olabileceğimizi ve bir aşkın bazen sadece aşk olarak kalmayacağı gibi yaşamı oyundan ibaret düşünenlerin perde arkası gerçeğiyle yüzleştiren bu harika kitabı tavsiye ediyorum. Kendim için de yeni bir külliyat yolculuğu başlatmış oluyorum. Esen kalın
Perde Arkası
Perde ArkasıAnatole France · Zeplin Kitap Yayınları · 201925 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.