“Kıyamete kadar fillerin kölesi olarak yaşamak... Böylesi yaşam yaşamaya değer mi?”
“Değer, yaşamak her şeye değer,” dediler karıncalar. “Ölüm umutsuzluktur, oysaki en kötü yaşamda bile her gün umut güneş çiçeği gibi açar.”
“Dünya tatlı,” dedi en yaşlı karınca. “Tuhaf karınca, tuhaf karınca,” dedi sonra da... “Bak, üç ayağın, sakalın, bıyığın, bir gözün, kulağın, burnun, her şeyin kopmuş, dımdızlak kalmışsın ortada, sen kendini niçin öldürmüyorsun? Yaşamak tatlı değil mi, tuhaf oğlu tuhaf karınca? Umutsuz köpek. O umutsuzluğu sana filler mi öğretti?”
“Ben diyorum ki,” diye gürledi tuhaf karınca, “tutsaklık ölümden zordur, diyorum. Sizse bana çatıyorsunuz. Umutsuzluk bunun neresinde?”
“Umutsuzluk ölmekte,” dedi yaşlı karınca... “Öldüreceğimize kendimizi, savaşa savaşa ölürüz.”