Umutlarımızı yitirmememiz gerek, demişlerdi çünkü umutlar yitirildiğinde, her şey başaşağı gitmeye başlıyordu. Belen bunun umut değil, tuhaf bir ayrımcılık hissi olduğunu söylemek istemişti. Başarısızlığa inanmak -ya da her şeyi olduğu gibi kabul etmeyi ve uyum sağlamahau başarmamak- Narsizmin aşırı bir formu gibiydi.