Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Canım Ata'm...
Atatürk hatasız bir insan değildi. Onu büyük yapan, gördüğü hatalarından derhal geri dönmeyi, hatalı uygulamalardan hemen vazgeçmeyi kabul etmesi olmuştur. Yanılmaz fikirlere, mutlak uyulması gereken kitaplara inancı yoktu. Her ne nedenle olursa olsun yanılmazlık iddia edenlerin yalancılar ve şarlatanlar olduklarını iyi biliyordu. Ulusunun her
Sayfa 137Kitabı okudu
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sindy'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz.
Reklam
Atatürk "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz"
Bilim yapmanın üç gerekli şartı vardır: 1) Gözlem yapmak; 2) doğru düşünmek; 3) yaratıcı olmak. Bu üç şart üniversitede başarı düzeyleri çok değişik olabilen şekillerde öğretilir. En kolay öğretilen, doğru düşünmektir. Burada öğrenciye mantığın kuralları anlatılır; örneğin, kendi içinde çelişen bir düşüncenin, yani kendi içinde zıddını barındıran bir fıkir zincirinin yapılabilecek her öneriyle tutarlı olacağı, dolayısıyla bilgi içeriği sıfır olacağı öğretilir. Gözlem yapmayı öğretmek biraz daha zordur, çünkü burada aklın ötesinde bir de öğrencinin san' at yeteneği devreye girer. Ancak Türkiye'deki tıp tahsilinin öğrendiğini uygulayabilen hekim yetiştirmekteki başarısı burada da ülkemizde ciddi bir başarı düzeyinin yakalandığını göstermektedir. Bilimsel eğitimde öğretilmesi en zor olan ise yaratıcılıktır. Albert Einstein'in bir kez yazmış olduğu gibi, yaratıcılığın okulu yoktur.
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sindy'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi “Doğunun Parisi” ilan ediyoruz.
Türk kadınına hakaret ?
Einstein Türk kadınlarının bu hastanelerde çalışmayı bir kurtuluş fırsatı olarak gördüklerini, bazılarının bunu bir erkekle tanışma fırsatı olarak değerlendirdiklerini, hatta birkaçının yaralılar arasında çok fazla asker olduğundan, ama yeterince subay bulunmadığından şikayet ettiğini belirtiyordu.
Eleştirel Akılcılık
Mustafa Kemal'in kafasında yalnız askerlik bilimi değil, tüm yaşam problem teşhisi ve problem çözümü halkalarından oluşan sürekli bir zincirdi. Bu zinciri herhangi bir yerde kesmeyi öngören her türlü doktrin O'nun düşüncesine tamamen yabancıydı. Cumhuriyet Halk Partisini kastederek: "Paşam, bu partinin doktrini yok" diyen Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na "Elbette yok çocuğum, eğer doktrine gidersek hareketi dondururuz" diye karşılık vermemiş miydi. Mustafa Kemal, modern fen bilimlerinin genel bilim anlayışına ve felsefesine büyük ölçüde yirminci yüzyılda açık olarak soktuğu varsayım üretme—varsayımı gözlemle sınama—sınav ışığında eski varsayımı yanlışlayarak terketme ve yeni varsayım üretme—yeni varsayımı gözlemle sınama yöntemini hem kuramsal düşünceleriyle, hem de bizzat icraatıyla sosyal bilimlere taşımıştı. Bu yüzden, modern fen bilimi öncesi "son gerçeğin" bulunabileceğini ve bulunduğunun farkına varılabileceğini zanneden tüm dogmatik görüşlere -ki bunlara her türlü dinsel inançla beraber marksizm ve nasyonal sosyalizm gibi yirminci yüzyılda çok etkili olmuş, hatta denebilir ki bu yüzyıla damgasını vurmuş, doktrinler de dahildir- sırtını çevirmişti. O'nun görüşünün adını burada artık koymak istiyorum. Atatürk'ün bilim —hattâ yaşam— felsefesi, Albert Einstein'den (1879-1955) Jacques Monod'ya (1910- 1976) kadar uzanan yüzyılımızın bir sıra büyük fen bilimcisinin kendilerine yakıştırdıkları ve bütün zamanların en büyük bilim felsefecisi diye bilinen Sir Karl R. Popper'in (1902-1994) tanımladığı şekliyle eleştirel akılcılıktı.
Sayfa 13 - GirişKitabı okudu
Reklam
İLBER ORTAYLI'NIN KİTAPLIĞINDAN SEYAHATNAMELER 1. Goethe-Italya Seyahati 2. Ahmet Haşim - Frankfurt Seyahatnamesi 3. Marco Polo - Dünyanın Hikâye Edilişi / Harikalar Kitabı 4. Evliya Çelebi Seyahatnamesi 5. Ibn Battuta Seyahatnamesi 6. Azra Erhat - Mavi Yolculuk 7. Direktör Ali Bey - Seyahat Jurnali 8. Albert Einstein - Einstein
Sayfa 81 - Kronik KitapKitabı okudu
"Türk internet siteleri Einstein'ın Atatürk'e yazdığı mektubu büyük bir heyecan ve milli gururla duyuruyorlardı.Haklılardı doğrusu. Ne de olsa Alman Nazizmine karşı bir dayanışma söz konusuydu.Ne var ki çeşitli kaynaklardan detaylı okuyunca olayda başka gerçekler olduğunu gördüm. Bir kere mektup Atatürk'e değil, Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kuruluna hitaben yazılmıştı.Ayrıca altında imzası olmasına rağmen, mektubu kaleme alan Albert Einstein değil OSE yönetimiydi.
OSE,şeref başkanı Einstein olan Paris'te kurulmuş bir Yahudileri kurtarma cemiyetidir.
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivas'lı Sindy'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi “Doğu'nun Paris'i” ilan ediyoruz. Kendi varlığını, inancını, kültürünü, tarihini inkâr eden, redd-i miras edenin sonu budur. Kendini hor görenin hâli budur. Güven duygusu bir kez sarsılmayagörsün, bir daha zor yakalanır. Adam seni sollamış, arada yüz yıllık açık var. Bu açık cep telefonu ile kapanmaz. Bir orijinal adamımız, bir fikrimiz, dünyaya bir teklifimiz var mı?
Sayfa 81 - DergâhKitabı okudu
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sindy'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz. Kendi varlığını, inancını, kültürünü, tarihini inkâr eden, redd-i miras edenin sonu budur. Güven duygusu bir kez sarsılmayagörsün, bir daha zor yakalanır. Adam seni sollamış, arada yüz yıllık açık var. Bu açık cep telefonu ile kapanmaz. Bir orijinal adamımız, bir fikrimiz, dünyaya bir teklifimiz var mı?"
Reklam
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, Sürrealizm, bugün için Postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ini, Sivaslı Sindi'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilân ediyoruz.
Sayfa 81 - Dergâh Yayınları
"Türk internet siteleri Einstein 'ın Atatürk'e yazdığı mektubu büyük bir heyecan ve milli gururla duyuruyorlardı."
Sayfa 178Kitabı okudu
"Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. ... Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sindy'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz."
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sindy'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz.
Sayfa 81 - dergahKitabı okudu
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, Sürrealizm, bugün için Postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ini, Sivaslı Sindi'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz.
Sayfa 81
150 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.