YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Kitabı yorumladığım video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz youtube.com/watch?v=4p5XVYn...
Öncelikle kitap çok kalın gibi duruyor olabilir ancak okurken su gibi geçeceğinden şüpheniz olmasın. Gelelim kitabın ana konusuna ve neler anlattığına.
Modern Türkiye'nin Doğuşu kitabı Osmanlı'nın 17'nci yüzyılından tutun da Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar imparatorluğun ne gibi süreçlerden geçtiğini, savaşlara ve eğitimin Avrupa'da bu denli gelişmesiyle bizlerin neler yaptığını geniş ölçüde anlatıyor.
Biliyorsunuz Batı (Almanya, Fransa, Büyük Britanya ve Hollanda) ile aramızda bugün bile dil öğrenme sürecinden tutun da çoğu kurumdan kuruluşa kadar büyük ölçüde fark var peki bu ölçüt nerede açıldı yani makas nerede son noktaya dayandı? İlk olarak Kolomb döneminde bunu görüyoruz. İspanya ve Portekiz'in Hindistan yollarını aramasının ardından bugüne geçen sürede birçok olay oldu ve bunun Osmanlı açısından olan etkilerini kitap veriyor.
Tabii her ne kadar tarihsel olarak belirtsek bile aslında bu farkın sadece bilim açısından değil toplumsal ve sosyokültürel olarak bile çok ciddi sorunları ve devinimleri vardır. Zaten kitabı okurken Türk toplumunun ve Batı toplumunun farkını ve ne gibi etkileri olduğunu göreceksiniz.
Yazı olarak videodan daha farklı ele alsam bile videoda da daha detaylı anlattığımı göreceksiniz. Umarım yazıda kendimi ifade edebildiğim gibi videoda da kendimi ifade etmişimdir. İyi seyirler diliyorum.
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
“Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte… İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.“
Şükrü Erbaş
Cennet Mekan II. Abdülhamid Han Hazretleri'nin hemen hemen her köye gönderilmesini ferman eylediği, Seyyid Abdülhakîm Arvasi Hazretleri'nin; "Miftâh-ul Cennet ilm-i hâlinin yazarı sâlih bir zât imiş. Okuyanlara fâideli olur." buyurduğu, birçok münevverin; "Bu millete bir tek şey lazım, Mızraklı ilmihal okumak" dediği
Esra Kurt kardeşimizin yaptığı ( #30997659 ) Mehmet Uzun etkinliği vesilesiyle yazılacaktır. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir etkinliği yapan yoğun duygulara sahip kendisi incelememizi okumasın. (Bu şaka tabi) :)
Bazı kitaplarda olduğu gibi biz de yazımızda bir
Etrafında bir dünya dolusu dost varken, yaşam yolunu tek başına yürümeye gerek var mı?
Yaptığın işte potansiyelinin bütünüyle açığa çıkmasını ve elinden gelenin en iyisini mi yapmak istiyorsun?
O halde içinde göreve çağrılmayı bekleyen ejderha arketipinin uyanma vakti gelmiş demektir.
Ailenle ilişkilerinin kuvvetlenmesini, bir arada daha
Ayrılık; araya giren mesafeler değil, uzaklık değil... Ayrılık nedir biliyor musun?
"Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık." diyor Şükrü Erbaş...
İnsan birbirine bu kadar zarar veriyorken, can
Sadako
II Dünya Savaşı'nda, Japonya'da yaşamış küçük bir kızın gerçek öyküsü anlatılmaktadır.
Atom bombası atıldıktan sonra radyasyondan etkilenen Sadako, tam 10 yıl sonra lösemiye yakalanır ve hayatını kaybeder. Ama o umudunu, hiçbir zaman yitirmez ve son ana kadar canlı tutar. Nasıl mı?
Japon geleneğinde "1000 tane turşu kuşu yapanın