aşk diyorsam sırılsıklam değil, azıcık. yalnızca aşkın o ilk ve belli belirsiz nefesini kastediyorum. bu nefes o denli ufaktı ki Fela bile fark etmemişti. öyle gökyüzünde çakan ve peşinden gümbürtüsü yükselen bir şimşek gibi dramatik de değildi. hani çakmaktaşı çeliğe çarptığında çıkan kıvılcım neredeyse gözle takip edemeyeceğiniz kadar çabuk kaybolur. yine de onun orada, göremediğiniz bir yerde tutuştuğunu bilirsiniz.
Sayfa 264 - ithaki