Anaksimandros ve başkaldırının erdemleri Rovelli’ye göre kesinliği kabul etmeme kabiliyeti sayesinde bilim dünyaya her defasında yeni bir gözle bakabiliyor. Başkaldırının nasıl bir erdem haline gelebileceğini ve eleştiriye açıklığın yaratıcı sonuçlarını hatırlatmasıyla bile okunmayı hak ediyor Miletli Anaksimandros MÖ 6. yüzyılda her şeyin
Konstantiniyye Oteli
Gazeteci Arif Tozan kül yutmuyor “Yarınki köşe yazımda bu daveti anlatmalı mıyım acaba? Bilemiyorum ki. Eskiden böyle yazıları zevkle okuyordu millet ama şimdi bir öfke modası başladı. Kıyak yemek, kıyak gezi, kıyak uçak bileti diyerek her şeye kızıyor okurlar. Belki de kendilerinin çektiği sıkıntılar artarken, gazetecilerin hayatın
Sayfa 251 - 27 numaralı masadaki insanlara dair - Gazeteci Arif Tozan kül yutmuyor!Kitabı okudu
Reklam
Akülü Araba
İki gün evde oturdum, üçüncü gün valizimi toplamaya başladım. Annem telaşla, “Nereye?” diye sordu. “Ankara’ya gideceğim,” dedim. “Bundan sonra Ankara’da yaşayacağım.” “Nasıl yaşayacaksın Ankara’da?” “Bilmiyorum, bir yolunu bulacağım işte.” “Antalya’da okulun ne olacak? Babana söz vermiştin o okulu bitireceğine. Vasiyeti sayılır o okulu
Sayfa 58 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
"Bir günce tutmak olağanüstü bir şeydir. Bir kitap yazdıktan sonra son dört yılın güncelerine baktığımda tüm kitabın bir buzdağı gibi şuradan buradan ucunu gösterdiğini ayrımsarım. Bir kitap yazmak, güncelere ekilmiş tohumların kırıntılarının bütün olarak derlenmesinden başka bir şey değildir. Yani düşüncenin yazının ve güncelerdeki bilinçaltının birlikte attıkları ileri bir adımdır. Güncelerdeki satırların en iyileri sonradan bir kitap oluşturuyorlar."
"telsizci hamdi ayın yirmi dördünde nairobi’de ol ilk yağmurlarla birlikte geleceğim eğer ben gelemezsem yağmurlar gelecek otelin penceresinden duyabilirsin akdeniz polisi telsizci hamdi’yi arıyor dün gece şu masada beraber içmiştiniz hani cebinde hiç büyük para taşımayan boynunun üstünde başı fevkalâde eğreti hani gözlükleri
“Üçüncü mevki bekleme salonunda oturup dolaşıp uyuyorlar yüzükoyun. Kalkacak herhangi tirenle ilgileri yok. Baskıcı Ömer sakalı avuçlarında betonun üzerinde çıplak ayakları oturuyor iki büklüm sabahtan bert. Ve yine sabahtan beri Ömer'in önünde aşağı, yukarı, ileri, geri volta vuruyor Recep. İnce uzun kolları kalkıp iniyor görünmez bıçakları atıp tutar gibi elleri. Ali masanın üzerinde yatıyor yüzükoyun sırtı yarılmış gömleğinin kumral başı bileklerinde. Üçüncü mevki bekleme salonunda oturup dolaşıp yüzükoyun uyuyorlar. Kalkacak herhangi tirenle yok alâkaları.”
Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.