Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edebiyat da çok iyi bir şey, Varenka, çok iyi bir şey; bunu onlarda geçen üçüncü günümde anladım. Derin bir şey! İnsanların kalplerini güçlendiren, eğiten bir şey ve onların elindeki kitapta da bu konuda birçok şey yazılmış. Çok güzel yazılmış! Edebiyat bir tablo, yani bir tür tablo ve ayna; ifade tutkusu, ince bir eleştiri, edebe yönelik bir eğitim ve bir belge. Onlarda bütün bunları gördüm. Canım, size açıkça söylüyorum, aralarında oturup (ne yazık ki, onlar gibi pipo da içip) dinliyorum; ama onlar çeşitli konularda yarış eder gibi tartışmaya başladılar mı, o zaman tam anlamıyla susup kalıyorum, canım, sizle ben böyle ortamda hemen susup kalırız. O anda tam bir kütük gibi oluyorum, kendimden utanıyorum, bütün gece sağa sola bakınıyorum, genel bir konuya iki-üç sözcük katmak istiyorum, ama iki-üç sözcük bile çıkmıyor! Ve kendime acıyorum Varenka, böyle biri olmadığıma üzülüyorum; atasözünde dedikleri gibi, büyümüşüm, ama adam olamamışım. Zaten şimdi de boş vaktimde ne yapıyorum? Aptal aptal uyuyorum.
Profesyonel suikastlerde tek tetikçi olmazdı. Ne olur, ne olmaz diye ikinci bir tetikçi de yedek tutulurdu. Öyle ki, birinci tetikçi ikinci tetikçiyi tanımazdı bile. Birinci tetikçi görevini aksatır veya başına bir aksilik gelirse ikinci tetikçi devreye girerdi. Tetikçiler birbirini tanımaz, ikinci tetikçiyi de sadece üçüncü kişi yani gözlemci bilirdi.
Reklam
Şiir çalışmasına başlandığında onsuz edemeyeceğimiz temel önermeler nelerdir? Birincisi şudur: Toplumda, ancak şiir yoluyla çözülmesi düşünülebilecek bir sorunun bulunması. Toplumsal bir buyruk. (Toplumun buyurduklarıyla verilen asıl görevler arasındaki uçurum , ilginç bir inceleme konusu oluşturacaktır.) İkincisi şudur: Bu sorunla ilgili olarak sınıfınızın (ya da temsil ettiğiniz topluluğun) isteklerini tam olarak bilmeniz ya da sezebilmeniz, başka deyişle nişan alınacak bir mevzi Üçüncü olarak : Malzemeler. Sözcükler. Ambarı hiç durmadan doldurmak, kafalardaki siloları gerekli, dışavurumcu, az rastlanır, uydurulmuş, yenileştirilmiş ve üretilmiş her türlü sözcükle doldurmak. Dördüncüsü şudur: Atölye için donanım, montaj hattı için araç gereç. Dolmakalem, kurşun kalem, daktilo, telefon, yatakhaneye gidip gelirken giyilecek kaim bir şey, yayımcılara gidip gelmek için bir bisiklet, düzenli bir masa, yağmurda şiir yazarken gerekli bir şemsiye, çalışma sırasında kalkıp dolaşmak gerektiğinde atılacak adımların sayısına tıpatıp uyan bir oda, taşrayla ilgili vb. sorunlar konusunda bilgi verecek bir basım eviyle bağlantı, giderek pipo ve sigara. Beşinci olarak da : Sözcükleri evirip çevirme ustalığı ve yöntemleri, yıllarca gün be gün çalışma yürütülen çalışmaların sonucunda biriken son derece kişisel şeyler. Uyaklar, ölçüler, ses yinelemeleri, imgeler, biçemi hafifletme, dokunaklılık, bitiriş, şiire ad bulma, düzenleniş, vb, vb.
1960'lı yıllar ne Türkiye için, ne de Amerika için "hayırlı" geçiyordu... ABD telaş içindeydi, dünya elinin altından kaymaya başlamıştı. Birleşmiş Milletler'deki ağırlığını her geçen yıl kaybediyordu. 1952 yılında üye ülkelerin yüzde 85'i Amerika'yla birlikte hareket ederken, bu oran 1960 yılında yüzde 56'ya düşmüştü. Güney Amerika, Afrika, Asya ve Ortadoğu'da Amerika'ya karşı sert tepkiler başlamıştı. 1960-1964 yılları arasında 27 Afrika ülkesi bağımsızlığını kazanmıştı. "Yankee go home" afişleri asılıydı dünyanın her köşesinde... Amerika sertleşmeye başlamıştı. Hâkimiyetini reddeden "Üçüncü Dünya ülkeleri" liderleri CIA tarafından ya tasfiye ediliyor ya da öldürülüyordu... Ve Türkiye de bundan "nasibini" alacaktı.
Sayfa 116 - Doğan KitapçılıkKitabı okudu
Üçüncü dünya ülkelerinde hızla gelişen özgürlük ve bağımsızlık akımları da ABD'yi endişelendiriyordu...
Üçüncü pipo
Elbette lira kuruş değil,Yaşova’nın piposu yeni sayılmaz. Aptalların keyif çatması için yaratılan her nesne eskidikçe bozulup ucuzlar’ama bilgelere zevk veren şeyler zamanla değer kazanır.
Sayfa 43 - ebyKitabı okudu
Reklam
SESSİZ İNSANLAR
Fin vagonlarında ise Alman trenlerinde olduğu gibi yerler numaralıdır; her yolcu kendi yerinde oturur ve asla yer kavgası yaşanmaz. Kompartımanlarda hiç kimse yüksek sesle konuşmaz sigara ve pipo içmez ve kesinlikle yerlere tükürülmez. Tüm va­gonlar örnek alınmaya layık bir temizlik içindedir. Gece seyahat etmek durumunda olan üçüncü mevki yolcuları için bile temiz çarşaf ve yorganların serili olduğu yataklar hazırlanmıştır. Bun­lar için cüzi bir ücret ödenir. Kısacası tüm seyahatleriniz boyun­ca asla rahatsız olmazsınız. Eğer uyumuşsanız, kompartımanda bulunanlar asla yüksek sesle konuşmazlar. Zaten Finler yüksek sesle konuşmayı bilmezler.
Sigara
A) Sigara Bağımlılıkların en yaygını ve belki de üzerinde en çok konuşulanı sigara bağımlılığıdır. Batı’da yaklaşık on asırlık bir geçmişi bulunan tütün ve sigara, XV. yüzyıldan itibaren yeni dünyadan İslâm dünyasına da sirayet etmiş, sigara alışkanlığının toplumda yayılmaya başlamasıyla birlikte sigara içmenin dinî hükmü, dinen sakıncalı olup
Üçüncü pipo
Baba,hadım ağası gibi pipoya boş vermişsin.Ama onu bir güzel içseydin,şimdi iyice tütün kokusu sineceği için en azından on kuruş ederdi.
Sayfa 51 - ebyKitabı okudu
Üçüncü fasıl:
Allah kurtarsın! Etrafımı alan mahkûmların ilk sözü... Rengârenk tipler... Bu tipler arasında, ağzında bir pipo, herke sin «Marko Paşa» diye isimlendirdiği hikâyeci Sabahattin Ali de vardı. Daha neler... Korkunç insanlık panayırı! Arslanından solucanına kadar en zengin hayvanat bahçeleri burası kadar zengin olamaz. Hapishanede ilk söz «Allah kurtarsın!»dır. Bu, aynı zamanda şu mânaya gelir; «Bir kaç lira verirsen fena olmaz!»
Sayfa 53 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / İSTANBUL -Ateşe Doğru-Kitabı okudu
Reklam
Üçüncü pipo
“Ne aşka, ne neşeye, ne de bilime hevesim kalmıştı. Hatta yeri gelmişken söyleyeyim, o bilgeliğimle nasıl edip de seni dünyaya getirdiğime şaşıp kalıyordum. Neyse... Artık bütün düşüncem, anan Rebeka’nın yağ bağlamış kalçalarını, boş şişeyi, mangalda küle dönüşen kitapları unuttuğuma göre, kendimi neyle oyalayacağımı bulmaktı. Bu düşüncelerle akşamları sokaklarda dolaşırken evlerinin eşiğinde çubuk biçimindeki pipolarının açılmış lale benzeri çanaklarına tütün doldurup içen Türklere, Yunanlılara, Yahudilere dikkat ettim. Daha önce ayrımına varmıştım; kendini aşk ilişkilerine, eğlenceye, bilime verenler bunlardan zamanla bıkıyorlardı. Düşünün ki bir Türk, şalvarını topladığı gibi on seçme karısının hareminden kaçabiliyordu. Girit şarabından başı dumanlanan Yunanlı bir süre şarkı söyleyip dans ettikten sonra ya kaldırıma uzanıp yorgunluktan sızıyor ya da mide bulantısından kıvranıyordu. Yahudi’nin en bilgesinin bile Talmud okurken uyukladığı sık sık görülen şeylerdi. Pipo içmenin zevki zevklerin en üstünü olmalı ki, insanlar doymak bilmez ağızlarından eksik etmiyorlardı bu nesneyi. İşte sevgili oğlum, bu sonuca varınca annen Rebeka’nın kendi gelinliğinden diktiği pantolonumu üçüncü ve sonuncu kez sattım.”
210 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta yer alan kitap önerileri:
Kitapta yer alan kitap önerileri: 1. Çalınan Mektup – Edgar Allan Poe 2. Bir Uyumsuzun Notları – Tomris Uyar 3. Öğretmenim Mari’yle Salı Buluşmaları – Mitch Albam 4. Anna Karenina – Tolstoy 5. Saatler - Michael Cunningham 6. Mrs. Dalloway – V. Woolf 7. Sevda Sözleri – Cemal Süreya 8. Odun Kesmek – Thomas Bernhard 9. Yaşama Uğraşı – Cesare
Selin ve Cem'le Yolculuklar
Selin ve Cem'le YolculuklarBuket Uzuner · Everest Yayınları · 2004145 okunma
BENEKLİ KURDELA Karnım doyunca, eski defterleri karıştırdım. Sekiz yıldan beri dostum olan Sherlock Holmes’un yöntemlerini incelemekteyim. Notlarıma göz gezdirdiğim zaman, olağanüstü yetmiş meseleye rastlıyorum. Feci, komik, acayip olanları var, ama hiç biri sıradan, basit değil. Sebebi meydanda, Holmes herhangi bir işle uğraşmaz, o para
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.