Ama sevgiliden ayrılmak bir deniz yolculuğuna çıkmaktır. Deniz kör eder, mavi eder, ufuk kör eder, martılar kör eder, gece kör eder, bir daha göremez insan. Uzaklara gitmek için denize açılan kör olmayı seçmiştir her hâlde. Bir daha görememeyi yani...
Sevgiliden ayrılmak bir iman teslimiyetidir
Ama sevgiliden ayrılmak bir deniz yolculuğuna çıkmaktır.Deniz kör eder , mavi kör eder ,ufuk kör eder , martılar kör eder , gece kör eder , bir daha göremez insan.Uzaklara gitmek için denize açılan kör olmayı seçmiştir...
Reklam
Çok tiz, çok uzak bir ses: küçük bir oğlanın sesi… Yaşam ve ölümün gücünü ellerinde tutan ufak bir çocuk…
Sayfa 296 - DomingoKitabı okudu
120 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Olur ya haykırmak istediğiniz ancak bunu susuşlarınızla yaptığınız zamanlar. Susarak konuşmak istersiniz, susarak anlatmak ve anlaşılmak istersiniz. İşte bu dönemlerde herkesin susuş yöntemi de farklı olur. Kimi inzivaya çekilir, kimi gülerek susar, kimi ağlayarak. Kimisi de; Okuduğu kitapların ona sözcü olmasını istediği zaman bürünür susuşlara.
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak
Bir Adam Girdi Şehre KoşarakTarık Tufan · Profil Yayıncılık · 20198,1bin okunma
Enver Paşalar
... Ancak olayları bu sırayla göz önüne getirince İngiliz gemilerinin neden ilkin Çanakkale'ye yöneldiğini ve savaşın ilk büyük kıyametinin neden bu topraklarda koptuğunu anlayabiliyoruz. Tabii zeki ve cesur bir asker olan ama bir milletin kaderiyle kumar oynamanın ne kadar ağır bir sorumluluk gerektirdiğine dair en ufak bir fikri ve tecrübesi bulunmayan Enver'in, Çanakkale zaferi kazanıldıktan sonra "kahraman" ilan edilmesindeki garabeti de hatırlayalım. Şunu da hatırlatalım ki, aynı "kahraman", Sarıkamış'taki başarısızlık üzerine İstanbul'da sıkıştırılınca şehitlerimiz için "Nasıl olsa ölmeyecekler miydi?" deme cüretinde bulunacak ve nihayet İngilizlerin başkent İstanbul'u işgal edeceklerini haber alınca, kurtarmak için onca gencin kanını döktükleri vatanı, bir Alman istimbotuyla terk edip gidecekti (Talat Paşa'yla birlikte). Yaveri Mersinli Cemal Paşa'ya söylediği son sözler, "Turan yapmak istedik, memleketi viran ettik" olacaktı.
Sayfa 230 - Timaș Yayınları, 7. Baskı (2008)Kitabı okudu
«Oysa komünist yönetimde köy yaşamı çağlar boyu süregelen modeli izlemiyordu artık. Kilise komşu köydeydi ve hiç kimse gitmiyordu; meyhane büro odalarına dönüştürülmüştü, erkeklerin gidip içki içecekleri, gençlerin dans edecekleri bir yer yoktu. Dinî bayram kutlamak yasaktı ve bunların yerini tutan din dışı bayramlara da kimsenin aldırdığı yoktu. En yakın sinema on beş mil ötede bir kentteydi. Öyle bir gürültü, bağrış çağrış ya da tatlı sohbetlerle dolu bir günün sonunda herkes dört duvar arasına kapanır, çevrelerine soğuk bir esinti gibi zevksizlik üfleyen çağdaş mobilyaların arasında cafcaflı televizyon ekranına gözlerini dikip bakarlardı. Akşam yemeğinden önce iki çift laf etmek üzere uğramanın dışında birbirlerine gidip gelmezlerdi. Hepsi kente taşınmayı düşlerdi. Köy, yaşamlarına en ufak bir ilginçlik bile katamıyordu.»
Sayfa 300
Reklam
1.000 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.