1882’den tahttan indiriliş tarihi olan 1908'e kadar gecen 26 sene zarfında ülke nice siyasi buhranlara, hudud eyaletlerinde ayaklanmalara,bir çok kısmı seferberliklere, bir gerçek savaşa şahid olmuşken, borçlar cüz'i bir artış kaydetmiş, 130 milyondan 150 milyona çıkmıştır.İdarenin illallah dedirten sonu gelmez mali güçlükleri düşünülürse,sadece yabancı ipoteği biraz daha
ağırlaştırmamak için daima elinin altında bulunan bir kaynaktan faydalanmayı reddeden,aleyhinde o kadar atılmış-tutulmuş bir padişahın gösterdiği hamiyeti takdir etmemek mümkün değildir.Bundan,büyük bir feragat, bundan yüce bir vatanperverlik düşünülebilir mi?Padişah,kişi olarak da kendini kıt kanaat yaşamaya mahkûm etti.Saltanatı boyunca tek pahalı, tek debdebeli saray kurulmadı.Boğaziçi'nin bütün ihtişamlı saraylarını selefleri
inşa ettiler.Abdülhamid bunlara, bina olarak,Yıldız çevresinde bir kaç boyalı baraka ile deniz kenarında bir kac köşk ilave etti,o kadar.Bu köşkleri kızları ve damatları için yaptırıyordu.Oysa zaman-ı saltanatında gerek İstanbul’da gerekse taşrada adını taşıyan nice hastaneler,nice mektepler inşa edildi.