Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Önünüze bir kutu getirip koydular ve asla açmamanızı söylediler. Kutuyla başbaşa kaldığınız daha ilk anda açma planları yapıp yaklaşırsınız kutuya. Açarsınız dev heyecanla. O da ne! Bir kutu daha. İlginç bir merak bürüdü tabi artık. Onu da açtınız. Aman Tanrı’m! Bir kutu daha... Merakınızı hiç yitirmeden ama biraz da sabırsızlanarak onu da
124 syf.
·
Puan vermedi
Biz zulüm ayında, güneş çağıyız.
Hira'dan feyz alan, Tanrı'dağıyız.
***
Şurada anlaşalım; Karakoç Beğimiz bir Alperen'dir. Hem alptir, hem de erendir. Ocakların il ve ilçe şubelerinde yapacağı herhangi bir başkanlık iflah etmezdi onu. Hatta vekillik ve dahi bakanlık; erişemezdi onun statüsüne.. Milli Mücadele yıllarında; cephede binlerce subay
9+ yaş için yazılmış bir kitap. Gayet güzel. Sadece lan, be kelimelerinin geçmesi hoşuma gitmedi. Şok Timi arasında geçen diyaloglar çok fazla tutulmuş biraz azaltılsaydı daha iyi olağını düşünüyorum. Çocukların canlarının sıkılmadan okuyacağı türden bir kitap. Fatih'in ve kutlu ordunun İstanbul'u fethetmesine çocuklar da ortak olmak isteyeceklerdir.
Fatih Sultan Mehmet'le İstanbul'un fethine katılmayı kim ister? Günümüzde maketlerle yapılan canlandırmalarına değil ama... Ya da üç boyutlu animasyon filminin içine dalmak gibi değil...
Gerçekten İstanbul'un fethinde Fatih Sultan Mehmet'le omuz omuza mücadele etmek; Akşemseddin'le, Ulubatlı Hasan'la, Zağanos Paşa'yla ve Peygamber Efendimizin kutlu müjdesine nail olmak isteyen Müslüman askerlerle tanışmak...
Bunları yaşamaya ne dersiniz?..
Kitap, alanında uzman 8 tarihçi (Prof Dr. Abdülkadir Özcan, Prof Dr. Ahmet Taşağıl, Dr. Ali Güler, Prof Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan, Prof Dr. Feridun Emecen, Doç. Dr. Haşim Şahin, Prof Dr. İlber Ortaylı) ile farklı zamanlarda Cansu Canan Özgen'in yapmış olduğu röportajları içeriyor. Hunların büyük hakanı Mete'den Atilla'ya, Cengiz handan, Timur'a Orhun Kitabelerinden Fatih Kanunnamelerine, Alparslandan efsanevi karekter Hasan Sabbah'a, Vezir Nizamülk'ten Osmanlı Casuslarına, Kılıç Ali Reisten Ulubatlı Hasan'a, Fatih Sultan Mehmed'den Kanuni Sultan Süleymana, Doğunun sultanı 4. Murat'dan Yeniçerilere, isyanlardan muhaberelere ve elbette Osmanlının son döneminden Mustafa Kemal Atatürk'e bir seyehat. Aslını bilmediğimiz bir cok farklı ve ilginç tarihi bilgiler.
İstanbul'un fethinden Osmanlı'nın çöküşüne, yeniçerilerin statüsünden haremdeki cariyelere kadar muhtelif konulardaki doğru bilinen yanlışlara değinmiş yazar. Tarihi çok okuyan biri olmadığım için kimi sayfalarda boğuldum çünkü fazla detay ve anlaması güç cümleler var bu sayfalarda. Altını çizdiğim ve aaa bunu daha önce hiç duymamıştım dediğim çok şey var bu kitapta. İstanbul'un fethini müjdeleyen hadisin gerçekliğini sorgulamış yazar, gemilerin nasıl karadan yürütüldüğünü, Ulubatlı Hasan'ın kurgu kahraman mı yoksa gerçek mi olduğunu sorgulamış. Özellikle coğrafi keşifleri anlattığı kısmı bir solukta okudum çok başarılıydı. Osmanlı'nın neden aydınlanma çağına yetişememiş olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliyorum.
Olmaz Öyle Saçma Tarih
"Tarihteki Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar" alt başlığıyla yayınlanan kitap için benim beklediğim aslında "Doğru bildiğimiz yanlışlar" tarzında daha fazla konuyu, daha geniş bir tarih ve coğrafya içerisinde, daha ayrıntısız inceleyen daha fazla bölüm içeren bir kitaptı.
Ama okuyunca görülen kitabın Osmanlı tarihi üzerinde
Konstantinopolis Fethedildi Acaba Kıyamet Kopacak mı?
Dünyanın gayri resmi başkenti olduğu söylenen, tarihte bir çok devlete ve imparatorluğa başkentlik yapmış olan, iki kıtayı birleştiren şehir İstanbul.
Her ne kadar son yıllarda trafik ve kalabalık olması ile gündeme gelse de şehrin tarihi de kendisi kadar ilgi çekici.
Okullarda tekdüze ve tek kaynak üzerinden abartılarak, gerçeklerden
Onlar Yanlış Biliyor...
Dün dündür, bugün bugündür.
Tarih sadece olayların tarihini ezberleme bilimi midir yoksa o olayların günümüze yansıması mıdır? Gibi bir sürü soru sorabilir ve kendimize göre cevaplar veririz.
Okul yıllarımızda bize sıkıcı gelen tarih dersi ilerleyen yıllarda uygun şekilde ve zamana yakışan şekilde sunulunca daha çok ilgi çekiyor ve merak uyandırıyor.
Son dönemlerin popüler tarihçisi hozomuzun popülerin her zaman kötü olmak zorunda olmadığını göstermek için yazdığı ve benim de oldukça beğendiğim kitabı.
Mizahı elden bırakmadan ama bilimsel olarak olumsuz bir söz söylenemeyecek bir eserdir. Kitabın sonunda yararlanılan ve tavsiye edilen farklı dillerde bir çok kaynak bulunmaktadır.
Herkesin bildiği ama aslında aslını bilmediği ve tek bir pencereden bakınca yanlış yorumlanan tarihi olayların aslında öyle olmadığı/olamayacağını mantık çerçevesinde anlatan okuması zevkli yer yer kahkaha attıran tarih kitabı ama kısa bir sürede okunup bitiyor.
Osmanlı’yı kadın sultanlar mı yıktı? Yoksa zaten yıkılması mı gerekiyordu?
Yeniçeriler tek askeri örgüt müydü hepsi mi devşirme?
Geri mi kaldık? Onlar mı ileri gitti? Yoksa bizim ihtiyacımız mı yoktu.
Matbaa okumadığımız için mi geç geldi, erken gelse de okur muyduk?
Neden Amerika’yı biz bulmadık?
Ulubatlı Hasan ya yoksa?
Ya İstanbul hadisi yoksa? Var mı?
Bu ve benzeri sorulara itiraz edilemeyecek kadar tatmin edici cevaplar veriyor.
ESKİCİ
Hasan ismi hem tarihimizde hem edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir. Ulubatli Hasan, Kinali Hasan tarihten verebilecegimiz örnekler. Edebiyatimizda ise Su Çılgın Türkler kitabinda iki satirlik bir kucuk Hasan ismi gecer ki! Fedakarligi ise dünyaya bedeldir. Bu yüzden de cevremde adı Hasan olanlara karşı özel bir ilgim vardır.
Her
Ulubatlı'nın doğuşunu,yetiştiği ortamı, yükselişini ve fetih dönemini anlatan bir eser. Erken yaşta okunacak türden. Büyük puntolu,akıcı,kısa bir eser. Tavsiye ediyorum.
Muhtemel ki sitemizde deplasman otobüsünde yapılan ilk incelemeyi yapıyorum. 20 saatlik bir deplasman yolculuğundayim. Kitabın çoğunu da otobüste okudum. Aslında kitabı baya ilde okudum, Çanakkale, Bursa, İstanbul, ucak, Batman, Diyarbakır ve Diyarbakır Akhisar güzergahında ki birçok il sınırları içinde okudum teknik olarak. O yüzden ilginç bir okuma oldu.
Dünyanın ilk günü, İstanbul'un fethini anlatan bir tarihi roman. Konu zaten güzel, kurgu da güzel ama en önemlisi anlatım çok hoşuma gitti zira çoğu yerde yabancı bir elçinin bakış açısıyla anlatmış yazar. Tabi her zaman söylüyorum tarihi roman okurken tamamen gerçek olmadığını bilmek lazım. İstanbul'un fethini daha önce böyle bir tarz kitaptan okumadığım için hoşuma gitti benim. Ulubatlı Hasan var tabi yine ama Fetih 1453 filmi gibi başrolde degil, yer verilmesi gerektiği kadar verilmiş. Kitabın başında 2. Mehmet'in Manisa'da ki yetiştiği kısım bilhassa hoşuma gitti. Tarihi roman türünü sevenlere tavsiye ederim.
Kitap Ayasofya'nın üzerinden kutsalla olan bağlantılarımızı nasıl kopardığımızı anlatıyor. Binbaşı Tevfik Bey, Kahramanımız Ali Tevfik ,Dedesi ve sahaf Ömer Efendi. Baş kahramanlarımız
Günlük hayatın koşuşturması içerisinde mukaddesat üzerine düşünmez, onları dert etmez, ve onları anlamaya çalışmaz olduk. Yazar da bunu dert ediyor. Ayasofya İstanbul un anahtarı idi , şimdi ise manasını kaybetti ve bir taş yığını oldu. Fatih İstanbul un kahramanı idi, şimdi ise sadece okul kitaplarında gördüğümüz ve eski cumhurbaşkanlarımızdan diyebileceğimiz sıradan bir şahşiyet. Ulubatlı Hasan İstanbul'un fedaisi idi ,şimdi ise tarihte kaybettiğimiz milyonlarca insandan birisi.
Çünkü şehir kavramının içini boşalttık , gökdelenleri onların kalbine birer mızrak gibi soktuk. Çünkü Başbuğ kavramının içini boşalttık , topyekün bir davaya kilitlenebilen bir millet olmayı unuttuk. Çünkü şehit kavramının içini boşalttık , şehadeti askerin mukaddes ideali sayarken vazifesi addettik. ...
