Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Belirsizliklerin hikmetleri vardır. İnsanın eceli belirsizdir. Eceli insana bildirilmiş olsaydı, yetmiş yaşında vefat edeceği kesin olan biri, otuzlu kırklı yaşlarına kadar, 'ne de olsa ölü­ me daha çok var' hissiyatından kurtulamaz ve hayatının ilk yarısı ölüme karşı gaflet ve duyarsızlık içinde geçerdi. Otuz kırk yaşından sonra ise darağacına çıkmakta olan bir idamlık gibi, emdiği süt burnundan gelir ve doğal bir biçimde yaşamı­ nı sürdüremezdi. Kıyametin vakti belirsizdir; Belirli olsaydı, ilk ve orta çağ insanları, ne de olsa bizimle alakası yok diyerek kıyamet hakikatine karşı gaflet içinde kalırlar, son çağın insan­ larıysa hayatın anlamsızlığı içerisinde yaşamlarını sürdüremez ve sorunlu bir psikoloji içerisine gömülürlerdi. Bu durumda bilim, teknoloji ve sanat, ne de olsa artık ihtiyaç olmayacak düşüncesiyle ilerleyemezdi. Kıyamet zamanının belirsizliği bürün çağların kıyamet gerçeğinden istifadesine, insan eceli­ nin belirsizliği de, her insanm hem yaşama ümidi taşıyarak dünya işlerini şevkle yapmasına, hem de ölümle her an kar­ şılaşma olasılığından dolavı ahiret hazırlığına vesile olmuştur. Bu örtük hakikatler, hem dünyası hem ahireti için çalışmasına insanı motive etmektedir. Ruhun denge hali olan 'havf ve reca' yani korku ve ümit dengesi bu belirsizlikler sayesinde korun­muş durumdadır.
Reklam
Papazı öğretmenle karıştırmak istemiyorum.
Victor Hugo, yüz altmış yıl öncesinden, akılcı, hümanist, laik, aydınlanmacı eğitimden sapmanın bir ülkeyi nereye götüreceği konusunda tarihe not düşüyor, ders alınması için, tabii alınırsa… Teşekkürler Victor Hugo! Fransa. 15 Ocak 1850. Cumhurbaşkanı Louis Napoléon tarafından “Ruhban Partisi”nin (le Parti clérical) desteğiyle Milli Eğitim
Hepimiz için hayatın zor geldiği, en azından içinde bulunduğumuz durumdan kurtulmak için bir süreliğine de olsa yaşamaya ara vermek istediğimiz zamanlar olmuştur. Yaşamın çıkmaz yollarına girildiğinde dayanmak için her zaman tek bir şeye ihtiyaç vardır. Minicik bir umut ışığı bile yeter. Çözümün olası olduğunu bilmek, bir gün sıkıntıların geçeceğine dair az da olsa inanmak bizi düştüğümüz çaresizlik kuyusundan kurtarır. Peki, ruhumuz dalga dalga koyulaşan griliklerden siyah renklere doğru çekilir, biz iyice ne yapacağımızı bilemez hale gelirken önünden geçtiğimiz bir dükkanın tabelasında ''İntihar Dükkanı'' vitrininde ''Hayatta başarılı olamadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız!'' yazdığını görürsek ne olur?
Sel YayıncılıkKitabı okudu
ATSIZ’IN HİKÂYELERİ: Hikâye, Atsız'ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941'de yazdığı beşinci hikâye ise Bozkurt dergisinin Temmuz 1941 tarihli 11. sayısında yayımlanmış, fakat bu sayıda dergi kapatılmıştır. Beşinci hikâye ancak 1966 yılında
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
Reklam
574 öğeden 511 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.