"... aşkın ancak öğrencisi olabilecek biriyim!"
"Kim öğretecek onu sana?"
"Arayacağım... Arayacağım ve inşallah bulacağım!"
"Unut bunu!"
"Bir vakit unutmayı istedim ama sonra bunun sevgiliye ihanet olacağını anlayıp vazgeçtim. Şimdi onunla geçen dakikaları hatırlıyorum ve aklım başıma o vakit geliyor."
"Kalbin çarpıyor, içini hüzün kaplıyor mu?"
"Hüzünden öte ıstırap... Ama huzurlu bir ıstırap..."
"Aşk huzurlu bir ıstıraptır zaten!"
Mezara doğru yürürken, rüzgar pelerinini hafifçe omuzlarından aldı ve yere düşürdü. Umursamadan, sevdiğini gömdüğü toprak üzerinde büyüyen o garip ağaçtan gözlerini ayırmadan mezara doğru yürümeye devam etti. Ağacın yanına geldiğinde hasretle elini kaldırdı, dokunmak istedi lakin ellerindeki kanı, lekeleri fark etti ve dokunmaktan hayâ etti.
•|Unut demek kolay gel bana sor bir de
Unutamıyorum işte unutamıyorum
Bir şey var şuramda beni kahreden
Şuramda tam yüreğimin üstünde
Çakılı duran bir şey var
Elimde değil söküp atamıyorum
Dalıp dalıp gidiyor gözlerim derinlere
Kimi görsem biraz sana benziyor
Seni hatırlatıyor şu bulut şu gökyüzü
Şu kayaları döven deniz
Şu hüzünlü melodi şu
Sadece hisset, çektiğin acıları unut,
şimdi bir düşün,
kendini rahat bırak,
vücudunu evim yap,
bana dileklerini söyle,
Onları gerçeğe dönüştüreceğim
ve seni alırken
ve sen beni al
bana ruhunu ver
ve kaçmanı sağlayacağım
senin korkularına
ve ben de senin hayalini koruyacağım.
“Yani, sen şimdi mutlu olmak için beni terk ediyorsun, öyle mi? İyi yaptın. Mutlu ol. Gerçekten mutlu olmak zorundasın. Ben senin yerine mutsuz yaşayacağım. Birinin benimle olduğu için mutsuz hissedebileceğini nasıl düşünemedim? Mutsuzluğun kaynağı olduğum gerçeğini nasıl bınca zaman boyunca fark edemedim? Beni unut. Benimle geçirdiğin tüm anları unut. Beni düşünme, beraber olduğumuz günleri hatırlama. Ben seni unutmayacağım. Tüm hayatımı seni suçlayarak yaşayacağım. Beni sefil hale düşüren kadın olarak hatırlayacağım seni. Bir daha karşıma çıkma. Birbirimizi asla görmeyelim.”