Merhaba arkadaşlar;
Bir Tanpınar romanı daha geride kaldı. Huzur romanı için Osmanlıca, Arapça kelimelerin çevirilerini buraya yüklemiştim. Saatleri Ayarlama Enstitüsü için de aldığım notları ekliyorum, umarım faydalı olur…
Acemişiran: Klasik türk müziğinde makam
Ahval: Haller, durumlar, olaylar
Akide: Bir şeye inanarak
İlhan Arsel’le cahiliye dönemine gidip dönem hakkında yanlış fikir sahibi olabilmek için çok ideal bir kitap. Alternatif tarih arıyorsanız el kitabınız olabilir. Birkaç iddiayı örnek olarak vereceğim.
İlhan diyor ki, kız çocuklarını gömmek yaygın değildi kız çocuklarının doğuşunu talihsiz saymak gelenekte yoktu. Dakika bir gol bir. Evet her evde
Utanç ve suçluluk gibi hisler, doğuştan gelmezler. Bir buçuk yaşına kadar hiçbir çocuk, utanma ve suçluluk hissetmez. Çocukların istismar edilmediği ailelerde ve toplumlarda, çocuk bir buçuk yaşından sonra da utanç ve suçluluk duymaz.
Suçluluk" (guilt) ve "utanç" (shame) arasında derin bir fark vardır. Suçluluk, ne yaptığımızla, utanç ise direkt olarak kim olduğumuzla ilgilidir. Kendisinden utanan insan, ne yaptığından bağımsız olarak kendisinden utanacak, çok derinlerde bir şeyleri değiştiremediği müddetçe ne yaparsa yapsın kendinden utanma duygusunu aşamayacaktır. Depresyon
ve anksiyeteyle yakın ilişki içinde olan bu tür bir derin utanma duygusu, kişinin anne-babasının ona çocuklukta aşıladığı bir
şeydir, kişinin öz-değer hissinin zayıf olması gibi hayli ciddi bir durumla birlikte bulunur.
"Utanma ve suçluluk duygusu: Utanç kişinin kendi kendine utanmasıdır. Suçluluk duygusunun temelinde başkası vardır, kişinin kendisinin dışında. Başkasına rezil olma. Suçluluk hissetse de utanç hissetmeyenler var. Onlar başkalarının vereceği cezadan korkuyorlar. Ben utanıyorum ama suçluluk hissetmiyorum. Başkasının ne diyeceğinden ya da beni suçlu bulmasından hiçbir zaman çekinmedim."
Mesleğe dair okuduğun en nitelikli kitap hangisidir sorusuna hiç düşünmeden vereceğim bir yanıt!
Müjdat Ataman Öğretmen'in okuduğum üçüncü kitabı. Müjdat Ataman'ın en belirgin özellikleri kendi hatalarından beslenmesi, öğrenmekten korkmaması, değişime açık bir öğretmen olması. En önemli niteliği ise her koşulda çocukların hakkını savunan gerçek
Konfüçyüs (MÖ 551-MÖ 479): Tarihteki en önemli, en ünlü Çinli filozof.
Kitap, nasihatlar ve karşılıklı diyaloglar şeklinde ilerliyor.
• Ahlak
• Devlet
• Savaş
• İnsanlık
• Yönetim
• Hayatın Anlamı
• Üstİnsan gibi konulara değiniyor ve konuları anlatırken, “Konfüçyüs der ki”, başlığı altında könfüçyüs’in insanlarla konuşmalarını ve hayat
Freud, çıplaklık rüyasını yorumlarken daha önce açıkladığımız yorum prensibine bağlı kalmıştır. Ona göre bu rüya çocuksu ve akıldışı arzuların tatminidir. Fakat burada olaylar değiştirilmiş ve farklılaştırılmış olarak görünmektedirler. Bu da içimizdeki sansürcünün bir marifetidir. Rüyamızda tatmin edilen arzu, çocukluğumuzdan kalan teşhircilik arzusudur. Ama yetişkin kişiliğimiz böylesi arzulardan korkmakta ve bunu tatmin ettiğimizde utanma duygularına kapılmaktadır. Bu biçimde yapılan bir yorum genelde doğrudur. Ancak böyle bir yorumu her zaman uygulayamayız. Çünkü rüyanın içeriğini oluşturan konu çocukluğumuzdan kalma bir arzu olmayabilir. Freud'un gözünden kaçırdığı nokta çıplaklığın, cinsel teşhircilikten başka bazı şeylerin sembolü de olabilmesidir. Örneğin çıplaklık doğruculuğu ya da dürüstlüğü gösterebilir. Buna karşın giyinik olmak, benimsememiş olduğumuz fikirlerimizi ifade edebilir. Yani buna göre çıplak beden gerçek benliğimizi, kıyafetlerimiz de toplumsal benliğimizi, yani egemen olan kültürel kalıbı temsil edebilir. Eğer birisi rüyasında çıplak olduğunu görmüşse, artık gerçek benliğine dönmek ya da tüm önyargılarından kurtulmak isteğini dile getiriyor olabilir. Böyle bir rüyada hissettiği utanç da benliğine dönmek istemesinden dolayı başkalarının onu eleştirecekleri korkusundan kaynaklanabilir.
Ancak çocukların dayak yemesini gerektirdiğini düşündüğüm tek ve tek bir hataları vardır; o da inatçılık veya isyankarlıktır. Ve bunda da cezanın en büyük bölümünün acı değil de dayaktan utanma olması gerekir. Yanlış yapma utancı ve bunun karşılığında dayağı hak etmiş olma, erdemle ilgili gerçek ve tek kısıttır. Eğer beraberinde utanç getirmezse sopanın etkisi çok kısa zamanda geçecek ve unutulacak ve sık kullanımıyla dehşetini kaybedecektir.