Efendimiz (s.a.v.) hutbesinde çok önemli uyarılarda bulundu. En son şöyle dedi:
"Ey Müslümanlar! Sizden önceki kavimlerin/milletlerin belak olma sebeplerinden bir tanesi şuydu: Onların içerisinde zayıf olanlar, güçsüz olanlar suç işlediğinde cezalar onlara uygulanır ve onlara hadler verilirdi. O zayıflar, yaptıklarının bedelini öderlerdi ama içlerinde itibar sahibi olanlara, güç sahibi olanlara, mülk sahibi olanlara, arkası güçlü olanlara asla suçlarının bedeli olarak cezalar uygulanmazdı. Bu, helak sebebidir. Vallahi hırsızlık yapan kızım Fatıma dahi olsa, onun elini keserim."
Allah Resûlü (s.a.v.) son cümlesini yeminle söylemişti. Biz biliyoruz ki gerçekten böyle bir durum olsa, Efendimiz (s.a.v.) bir an olsun bu cezayı uygulamaktan geri durmazdı. Burada kızı Fatima'nın adını zikretmesi, önemli bir mesajı taşıyor. Kızı, Efendimiz'in (s.a.v.) can parçasıdır; babasının kızı (binti ebihâ), babasının annesidir (ümmü ebihâ). O bile olsa durum değişmeyecektir. Çünkü adalet meselesinde, hukuk meselesinde ayrıcalık olmaz, kayırmacılık olmaz, şahsa göre muamele olmazdı, yakınlık ve mensubiyete göre karşılık verilmezdi. Kimseye bu manada iltimas yapılmaz, yapılamaz, yapılması teklif dahi edilemezdi. İşte bundan dolayı Efendimiz (s.a.v.) bu kadar sert bir uyarı yapma ihtiyacı duymuştu.
Sayfa 238Kitabı okudu
Daha önce pek çok hayvan ve insan türü "Dikkat et! Bir aslan!" diye uyarı gönderebiliyordu, ama Bilişsel Devrim sayesinde, Homo sapiens "aslan kabilemizin koruyucu ruhudur" deme becerisini kazandı. Kurgular hakkında konuşabilme becerisi, Sapiens dilinin en özgün yanıdır.
"Allah bir iş yaparken sana soruyormuş gibi bir havaya girme lütfen."
Sayfa 23Kitabı okudu
Gelecek bir uyarı değil, dostum; verilmiş bir söz ve bunu biz değiştiremeyiz. İçinde bulunduğumuz tuzağın doğası bu.
Sayfa 103Kitabı okudu
Sonuç - 5
Ordu Osmanlı müttefiklerinin çıkarları ve Enver Paşa'nın hayalleri için harcandı. Ordu silahının namusunu koruyordu ama devlet de, millet de tükenmekteydi. Savaşın sonuna doğru gençler, yaşla değil, kiloyla askere alınacaktı. 45 kilo çeken askerdi.1 iktidar da Başkomutanlık da geleceği göremedi. Bilgileri, deneyleri bir devleti yönetmeye yeterli değildi. Anayurdu korumak için hiçbir önlem almamışlardı.
İktidar ve devlet çöküyordu.
Uyarı da dinlemiyorlardı. Her şeyi en iyi bildiklerini sanıyor ve sürekli yanılıyorlardı..
İktidar çöktükçe, gerici, işbirlikçi, teslimiyetçi, Türk karşıtı, ingiliz uydusu Hürriyet ve itilaf Partisi ve benzeri çevreler toparlanıyor, güçleniyor, iktidarın ve ordunun çökmesini bekliyorlardı.
Sonunda korkulan gün geldi.
Soluğu kesilen devlet teslim oldu. Agamemnon zırhlısında Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandı (30 Ekim 1918).
Bu Anlaşma, 1920 yılında istanbul hükümetine bildirilecek olan barbar Sevres Andlasması'na hazırlıktır.
Sayfa 553 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Kızıl Elma - Oğulla Buluşma - Beyaz Yağmur - Asker ÇocuğuCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 20123,622 okunma
“Ciddi bir uyarı. Ülkemizin kırsal nüfusu hızlı ve tehlikeli bir şekilde düşüyor, azalıyor. Gidişata müdahale edilmezse daha da azalacak. (...) Anadolu'nun derinliği kayboluyor. Modern yollar yapıp ulaşımı süratli ve güvenli hale getirmek, nüfusu yerinde tutmak için yetmiyor demek ki.”
Sayfa 144Kitabı okudu
Şiddet sadece başkalarından kaynaklanan bir şey değildir. performans, aşırı iletişim ya da aşırı uyarı şeklinde kendini gösteren aşırı olumluluk da şiddettir.
Önemli Uyarı
...
Hiçbir duygumuz yaşanmamış,
hiçbir düşüncemiz var olmamış sayılmasın diye;
buraya bize ait notlar düşüyoruz...
.
Bu bir uyarı kitabıdır. Sahip olduğumuz şeylerin değerli olduğunu ve değer verdiğimiz şeylerin bazen kıymetini bilmediğimizi hatırlatır.
Uyarı! (Ve büyük bir sıkıntı)
Cinsiyetçilik bu ülkede sonu gelemeyen bir sıkıntı.
(Bazı cinsiyetçi mahlukatlar yüzünden insan kendini sürekli kesin ayıp olacak bir şey yaptım diyerek özgüvenini yok ediyor)
