“Bu hayatta yaptığım en iyi şey uzaklaşmak. Kin gütmem, hesap sormam, çirkinleşmem, zorluk çıkarmam. Sadece uzaklaşır ve soğurum.”
İnsanlardan uzaklaşmak eğer tanrılar varsa ürkütücü değildir çünkü onlar seni kötü bir şeye sürüklemez. Ama eğer tanrılar yoksa ya da insanları umursamıyorlarsa, tanrılardan ve ihtiyattan yoksun düzende yaşamak benim ne işime yarar? Fakat tanrılar vardır ve insanları umursarlar ve insan hiç kuşkusuz gerçek kötülüklere rastlamaz, zira tanrılar insanı her türlü kötülükten korur. Eğer geri kalan şeyler arasında herhangi kötü bir şey varsa ve tanrılar bunu öngörmüşlerse, o kötülüğün insana rastlamaması için her şeyi yaparlar. İnsanı daha kötü yapamayan şey nasıl olur da insanın yaşamını daha kötü yapar? Fakat evrenin doğası bir kötülüğün farkına varmışsa, cehalet ya da bilinçsizlikle bir hataya düşmez, bunu hatalı bir şekilde bırakmaz. Evrenin doğası yetenek ve güçten yoksun değildir, herhangi bir yerde iyilik ve kötülükler ayrım gözetmeksizin hem iyi, hem de kötü insanların başına gelir. Gerçekten de ölüm ve yaşam, şöhret ve tanınmamışlık, acı ve zevk, zenginlik ve fakirlik, bunların hepsi hiçbir ayrım gözetmeksizin hem iyi hem de kötü insanların başına gelir. Yani ne iyidirler ne de kötü.
Sayfa 16
Reklam
Hep seni ilk gördüğüm gün gibi kalmanı istedim. Ama zaman.. zaman en büyük düşmandı. Her yıl senin ruhundan bir parçayı alıp diğer dünyaya taşıyordu. Buna dayanamıyordum. Bu acıya dayanamadığımı ilk fark edişimde en kötü huyum sahnede yerini almaya hazırlandı.Terk etmek.. korkak gibi yada fazla umursuz gibi.. yavaş yavaş uzaklaşmak.
"Bütün bunlarda senin için bir hayır var elbette. İnsanın bazen akıldan geçmesi gerek. Akıl baştayken hakikatten uzaklaşmak da mümkün. Aklı bir kenara bıraktığında hakikat elinden tutar insanın. "Ne yani,sevineyim mi bunlara." "Sevinmek yada yerinmek için gaybı bilmek gerek. Tevekkül iyidir."
"Hayatı gerçekten yaşayabilmek pek mümkün olmuyordu, gerçekleri anlayabilmek için bazen gerçekleri terk etmek, onlardan uzaklaşmak, ıssızlaşmak gerekiyordu."
Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? Onları sık sık değiştirmek isteyişimiz de bu yüzden değil midir? Yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer: Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut “Ben artık bir başkasıyım!” diyebilmek saadeti.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.