Kitap Okumayı Sevmeyenlerin Gitmek İsteyeceği Tek Kütüphane
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı diyebilirim. Yazar Matt Haig en büyük pişmanlıkların bile tatlı bir anıya dönüşebileceğine okuyucuyu ikna ediyor. Araf metaforunu kullanarak, bir yandan da çoklu evren ve sicim teorisine değinerek yaşadığımız hayatın bizim için en uygun hayat olduğunu, bunu farketmek için bazen tüm olasılıkları değerlendirmek ve olduğumuz zamanın kıymetini bilmemiz gerektiğini öğütlüyor. Kitabının birçok yerinde karakteriyle birlikte yarattığı mottosunu da tekrar etmekten çekinmiyor, "Hayatı anlamak zorunda değilsin. Yaşaman yeterli."
Not: Bu kitabın son dönemde artan bunalım, depresyon, intihar eğilimi gösteren insanların eline geçmesi durumunda, birçok üzücü olayın değişeceğine inanıyorum. Siz kimlere önereceğinizi biliyorsunuz 
Gece Yarısı Kütüphanesi 
Matt Haig
Ne yazık ! Dünyada sadece tek bir varlığı sevmek,onu bütün kalbiyle sevmek ve karşınızda durup size bakar,cevap verir,konuşurken,sizi tanımadığını fark etmek ! Sadece onun tesellisine ihtiyaç duymak ve bunu yapması gerektiğinden habersiz olan tek kişi olduğunu anlamak !
(Çok ama çok üzücü)
Bugün iki yıllık dostumdan ayrı kalacağımı öğrendiğim üzücü bir gün.Onun mutlu olması için ondan vazgeçmek kadar zor bir süreç yok.Son kez birlikte gezicez.Burada tarihli bir şekilde kalmasını istedim.
Part 1
Pazar gecesinden sonra bazı şeylerin farkına vardım. Bir süredir çabaladığım baştan sona her şeyde, boşa kürek çekiyormuşum meğer. Öyle ya, Tanrı herkese akıl bahşetmiş ve insanların, sen doğruyu söylesen de yalnızca kendi bildikleri ve istedikleri şeyi yaptığını unutmuşum. Hele ki bu zamanda iyiliğin kimseye yaradığı da yok zaten. Ama işte
Etkileyici bir romandı
Osman
Nişantaşı’ndaki zengin, saygın ailelerinden babası üniversite de profesör olan biri Osman Koryürek. Roman Osman’ın yaşadığı inişli çıkışı; histerik, korku, çaresizlik, bazen gösteriş takıntısıyla dolu olan hayat hikayesini anlatıyor.
Tam bir dibe vuruş hikayesi gibi yorumlar okudum burada aslında öyle. Fakat bir yandan da asla öyle değil; Osman’ın günlüklerinde heyecan, coşku, arkadaşlık ve hatta aşk da var. Kapak kızı olmasına rağmen deli dolu bir aşk.
Güzel duyguların nasıl zaman içinde yitip gidebileceklerini okuyoruz. Yeşil peri gecesini okurken Osman’a çok kızmıştım, çok sinirlenmiştim şimdi bakıyorum da o da yalnız ve çaresizmiş.
Osman hakkında söyleyecek çok cümlem var fakat hiçbiri romanın bana verdiği romanın hissini aktarmama yetmez. O kadar etkili ve duygu yüklü anlatılmaz kısacık bir şekilde.
Kitabın son sayfasında çok sevdiğim ara ara görüştüğüm biri ölmüş gibi hissettim. O yüzden okuyun bence; yitirip gidilse de bıraktıkları benimle.
Osman’ın korkuları, kendini kandırması, kendi dünyasından bir adım uzaklaşmaya cesaret edememesi, o kırılganlığı, naifliği ile etkileyici bir karakter. Kitabın adını alması gerektirecek kadar.
Hayatında yolunda giden durumları bozarken çok cesur geldi bana. Orada bir duygu karmaşası yaşadım. Hep geçmişe bakması kendini hiç iyileştirmek istememesi onu hızla dibe çekti bence.
*spoiler*
Şebneme ne oldu bilmiyoruz? Bu çok üzücü işte #osman #ayfertunç #yeşilperigecesi 
Ayfer Tunç 
Osman
Erkek gibi davranın, sizin için üzülmekten başka bir şey yapmayan bir insana duyduğunuz üzücü bağlılığa bir son verin.
Sayfa 103Kitabı okudu
