İçinde kısa kısa dört öykü bulunuyor Stefan'ın bu kitabında. Mürebbiye; Evin üniversite okuyan Otto adında gence aşık olmasıyla haraketlerinin değişmesi, bakıcısı olduğu iki çocuğu ihmal etmesine üzerine de kızların bunu fark edip gece gündüz, sürekli olarak mürebbiyelerini izlemesiyle yetişkin dünyasının acımasızlığı, güvensizliği,
Merhaba arkadaşlar. Günaydınlar olsun hepimize. Yaklaşık 2 haftamı bu değerli esere ayırdım. Epey zorlu geçen bir süreç oldu. Hatta bazen 2021 yılında yaptığım o hızlı okuma etkinliklerini özlediğim dahi oldu. Çünkü bir yerden sonra kitap okuma süresinin uzaması o kitabın etkileyiciliğini ortadan kaldırdığı gibi okuma isteğini de yok ediyor diye
Çöplük Üç sokak çocuğunun yaşadığı maceralar. Son derece akıcı bir roman, okuduğunuz da zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Karakterler ve aralarında ki dostluk bağı şahane! Kitabı okuduğunuzda sizde o üç dost ile arkadaş olmak ve birbirinden farklı gizemleri çözmek istiyorsunuz. Kitapta üst-alt ilişkisi çok anlaşılır ve üzücü bir şekilde işlenmiş. Siyasilere babamızın oğlu gibi yaklaşmamamız gerektiği de açıkça vurgulanmış. Dostluk ve dayanışmanın önemi ve yarattığı kolaylıkta gayet tatlı bir şekilde anlatılmış. Üstelik kitabın filmi de var, müsait olduğunuz vakitte izleyin derim.
kitabı okurken iliklerinize kadar gotikliği hissediyorsunuz, bu kitabı okumadan önce böyle bir kitaba ihtiyacım olduğunu bilmiyordum. şimdi ise bu tarz kitaplar okumak istiyorum..
yazarın ilk ve son kitabı olmuş olması aşırı üzücü ve yazarın kişisel hikayeside ilgi çekici bakmalısınız.
kitaba dönecek olursam o dönemden izler taşıyor oluşu
iki senelik savaş biraz üzücü bitti. King adam gereksiz uzatmaların da king'i olmuş eyvallah. Bu kitap ekstra gereksiz uzatılmış gibiydi ama. Neyse o kısımları saymazsak ben sonunu begendim (her ne kadar novellayla beraber sekiz kitabin sonunda düzgün bir son isteyen okurlara king tarafından trip mektubu yazılsa da) verdigi son hoşuma gitti (kahroldum) velhasilkelam fena degil ama hicbir sey corak topraklarda yaşadığım duygulari geri getirmeyecek... Kitabi okurlarina adamasi tatli olmuş affettim :3 ayrica justice4callahan favori karakterim underrated king arkandayiz.
KuleStephen King · Altın Kitaplar · 2011991 okunma
Yazarın okuduğum bu üçüncü eseri ki hepside içerisindeki kurguda anlatmak istediği bulguları başarılı olarak işlenmiş olarak gördüm. Her eserinde Doğu bölgelerinde coğrafi koşullarını okurken hissettirip , görmediğimiz yerleri ve özelliklerini yaşatacak, halkın sevecen hallerini anlatırken bir de yaşadıkları zorlu durumların farkına varılmasını
“Aileyle yüzleşince genel olarak aileyi kaybediyordunuz.”
Bu alıntıyla başlamak istedim. Kitabı Eylül Görmüş tavsiyesiyle almak istiyordum ama
Deniz Yüce Başarır da çok övünce muhtemelen beğeneceğimden emin olarak sipariş vermiştim. Bu iki kadının okurluğuna bir kez daha güven tazeledim. Bir kez daha anladım ki bu iki insan sevdiyse kitabı muhtemelen ben
Kitap İngiltere’nin küçük bir madenci kasabasında yaşayan Billy Casper’in hayatının anlatımı aslında. Babasının yıllar önce terk ettiği evde anne ile abisi ile hayatını sürdürmekte ancak annesinin alakasız davranması ve abisinin zorbalıkları yaşamını sürdürmesi gereken bir hayatı vardır aslında. Gittiği okulunun da sunduğu yaşam pek parlak
Adını görünce merak edip okumak istedim konusu kötü diyemem ama Alevilerin ve Sünnilerin bu devirde böyle kıyaslanması inanılmaz sinir bozucu. Alevilerin son derece modern, hoşgörülü ama Sünnilerin geri kafalı, hoşgörüsüz tanıtılması, Ermenilerin ve Alevilerin katliama uğradıklarından bahsedilmesi kabul edilebilir değil. Bir toplumdaki insanlar ya tamamen kötü ya da tamamen mükemmel olamaz ama öyle yansitilmis gerçekten çok ilginç. Hepimiz inancımız ne olursa olsun insanız İNSAN. Bu devirde böyle şeyler okumak üzücü. Kitabı yarım birakmak içime sinmiyor Tijda karakterinin yaşadıklarını merak ediyorum, her ne kadar sinirlerim bozulsa da bitireceğim.
Vincent'ın kardeşi Theo'ya yazdığı mektupları derlemiş, 'Van Gogh' tarzının yaratıcısı yüzlerce esere de yeni, biraz buğulu bir pencere açmışlar.
Duvarında Yıldızlı Gece tablosu asılı olan, günü o şaheser ile ayan biri olarak, bu kitap benim ruhumun her sızısında ve benliğimin her tınısında yavaş yavaş aktı. Yalnız
mükemmel bir şeyi tasvirlemeye nasıl başlarsın ki. hiç benlik değil. neyse. girişelim :3
öncelikle söylemem gereken bir şey varsa o da bu incelemenin kesinlikle ve tamamen subjektif bir yorumlama olduğu.
bu kitabı okuyup klasik bir gay kitabı diye kenara itenler olmuştur eminim. fakat biraz derinlere inildiğinde olayın cinsel yönelimden çok
Öyle bir kitaptı ki aldı götürdü beni resmen. Koronada yaşadığımız bazı şeyleri görmek üzdü bir de her an böyle bir durum yaşabilecek olduğumuz bilincine varmak da çok üzücü.
2010 yılı için çok iyi tahminler yapmış ve çok iyi tutturmuş. O dönemlerde böyle bir salgın olmamasına rağmen çok iyi bir şekilde kağıda geçirdiğini düşünüyorum.
İnsanlığın yok olmasıyla birlikte doğa kendine ait olanı geri almış ama insanlar da fazlasıyla ilkel bir hayata dönmüş. Bunları okumak çok güzeldi. Son okuduklarımın favori kitabı olarak seçiyorum. Sonuçta Jack London kitabı :)
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032bin okunma
Agatha Christie’nin kitaplarını severek okurum ama hemcinslerine çok yüklenen bir yazar olduğunu bu sene fark ettim. Kitapları “eve kalmış kuz”, “kız kurusu” gibi sözlerle dolu. Orta yaşlı kadınlar hep yeriliyor, hele bekarsa. Erkekler de yaşı biraz fazlacaysa nasibini alıyor. Bu kitap akışı, olay örgüsü itibarıyla Christie kitapları ortalamasının altında ve konu biraz dağınık. Yine de kendini omutuyor ve hoş bir final. Ancak Emily’nin o son sözleri yok mu? Kadın etkeği geri planda bırakırmış, iyi kariyer için kadın yanında olmazsa daha iyiymiş. Kadın bir yazar olarak bu satırları ondan okumak üzücü.