Herkese selamlar, herkese merhabalar.
Bu geceye sevdiğim yazarlardan olan Niyazi Birinci hocamızın bir eseri ile karşınızdayım.
Onu hepimiz Yavuz Bahıdıroğlu mahlasıyla bilmiyoruz.
Bende bir süre önceye kadar gerçek adının bu olduğunu zannediyordum.
Neyse kitaba geçelim.
Niyazi hocamızın kendisininde kabul ettiği ve bu kitabında son sayfalarda da belirttiği gibi Osmanlı özlemini ve Osmanlı'ya olan sevgisiyle biliyoruz.
Ben bu tarz kitapları gerçek tarihi öğrenmek için okurum fakat ne yazık ki hocamızın eserlerinde tarafsız mı gerçekten diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Tarih kitaplarını okurken asla anlam veremediğim şeylerden birisi Osmanlı'yı sevenler, Atatürk'ü sevemez tarzı karşılaştırmalar oluyor.
Ben buna karşıyım ben Osmanlı'yı, Selçuklu'yu bundan önceki tarihimizde geçen tüm Türk devletlerini seviyorum ve şuan yaşadığımız ülkenin kurucusu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü de seviyorum.
Son Sultan Vahdettin bile Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında kimseye kötü söz söyletmez iken ona hunharca sözler söyleyenlere karşıyım. Aynı zamanda Günümüzde Osmanlı düşmanlığı yapanlarada karşıyım. Tarihte bazı olaylar olmuştur ve eminim hepsinin bir açıklaması vardı, bir sıralanışı. Köklü bir devlet ve yeniden doğuş tabi ki arkasında gizli bir tarih daha.
Ben araştırmaktan, okumaktan bıkmayacağım. Ve incelememi şu şekilde bitirmek istiyorum.
Ben bir vatanperverim, milliyetçiyim fakat her iki düşüncemde kimsenin ve hiçbir kuruluşun ipoteki altına alınamaz, alınmamalı.
Ana Türk adlı kitapta yazar zübeyde hanımın hayatına, geçirdiği hastalıklara, aile yaşamına detaylı olarak eğilmez.
bunun yerine kitabın yazarı 
Ümit Doğan zübeyde hanımın soyuna, ali rıza efendi ile evliliği ve çocuklarına, ali rıza beyin vefatına, zübeyde hanımın ikinci evliliğine ikişer üçer cümle ile değinip kitapta anlattıkları
