Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ayağını yere koy ve ilkin elle tutabileceğimiz küçücük bir başarı kazan. Onları birleştirelim. İkinci günküleri de... Böylece bir gün, hayalimiz doğduğunda hepimizi silip süpürmesin.
Bu yazarı beğendim ben, sararım kitaplarına artık
'Bilgisayar faresi ile silahlanmış bir kişi tüm toplumsal temasları üzerinde mutlak kontrol sahibi olduğunu hayal eder.. Bütün olağan engeller ortadan kalkmış gibi görünür ve sonsuz imkanlarla dolu bir dünya açılır. İnternette dolanan bir kişi şekerci dükkanına salıverilmiş bir çocuk gibidir''
Sayfa 77
Reklam
Hayalimin ayağı yere değmiyor henüz. Onun gerçekleşmesine dayanacak, onun yükünü kaldıracak topraklarım yok. Sözle ve kılıçla düzeltmeye başladığım an kendimi kıracak, kendimi doğrayacağım.
Bu dünya ve diğer âlem bir kocanın iki karısı gibidir,birini mutlu ettiğin vakit diğeri gücenir.
Hayalimizde geliştirdiğimiz bir "Doğu", bizi, bir gelecek büyüsüne sürüklüyor: Burada ufuklar karanlık ve fakat güneş yakın mı yakın. Kati. Destanlar yazdıracak bir doğuşla, kimse katılmasa bile karanlık ufukları yaracak. O zaman bütün yıldızlar sessiz ve sönük.
İçimde çalkalanan bir dünya Kulaklarımda karanlığın uğultusu Ve gözbebeklerimde korkuların en büyüğü Bir büyük dünyada yalnız kalmak korkusu Ölürsem korkudan öleceğim.
Reklam
Bu noktalara nasıl gelindi ve kim bilir hangi noktalara doğru pervasızca gidiliyor?
İbadete ve onu daha makbul kılacak önemli bir vasıta olan ilme verilen kıymet, ilk İslâm devletinin teşekkül etmesiyle birlikte teşkilatlı olarak pratiğe aktarılır. Medine'de kurulan ilk mescitle birlikte ilk medrese de teşekkül eder. Dersin yapıldığı ve öğrencilerin aynı zamanda barınak olarak kullandıkları yer, mescidin yanında yerden bir miktar yüksekte bir "sofa" olduğu için bu isimle anılan ve sürekli öğrencilerine "sofa ehli" denen bu ilk üniversite, o günlerin olağanüstü şartları dikkate alınarak söylenirse, ilme verilen değerin, başka bir kültürde örneği bulunmayan bir yüceltilmesidir. Bedir Harbi'nde esir alınan müşriklerden okuma yazma bilenlerinin, 10 Müslümana okuma yazma öğretmeleri şartı ile hayatlarının bağışlanıp azat edilmeleri de, bu yazıya ilave edilmesi gerekli, tek başına çok şey ifade eden müstesna örneklerden biridir.
Bir bakıma öyle
Çöz­me­ye ça­lış­tı­ğı so­run­la­rın ya­rı­sı­na bi­li­min ken­di­si se­bep olu­yor­du. “İler­le­me” ise Dün­ya Ana’nın baş be­la­sıy­dı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.