Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Komünizmin ufkumuz haline gelmesiyle birlikte , devrimci teori ve pratiğe dönük imkânlar alanı şekil değiştirmeye başlar. Eylem önündeki engeller azalır. Yeni potansiyeller ve aşılacak güçlükler öne çıkar. Her şey mümkün olur artık.
Sayfa 12 - Yapı Kredi Yayınlar, 1.Baskı, 2014.Kitabı okudu
Her şey kolayca ulaşılabilir gibi ve her şey çok güç ama işte şarkı orada ve işte bu şarkı aşk dedikleri şey olmalı. Alida başka bir yerde değil de sadece bu müziğin içinde var olmak istiyor.
Reklam
Dün, daha güzeldi her şey, Ağaçlarda şarkılar, Saçlarımda rüzgâr Ve açılmış avuçlarında Güneş.
New York'u İstanbul'la karşılaştıracak olursak diyebiliriz ki birisi bir felaket, ötekiyse yeryüzü cennetidir. New York heyecan ve keder vericidir. ………….. New York güzel değildir; pratik etkinliklerimizi harekete geçiriyor olsa bile mutluluk hissimizi zedeler.
Sayfa 395 - İletişim Yayınları.Kitabı okudu
Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, koşullara bağlıdır: Her şeyi belirleyen ortamdır, insansa bir hiçtir.
Ben kendisini evrenin merkezi sayarsa bu ben’in doyurulması gün geçtikçe güçleşir ve uğruna her şey feda edilir.
Reklam
Mâdem dünyâ var. Ve dünyâ içinde bu âsârıyla hikmet ve inâyet ve rahmet ve adâlet var. Elbette, dünyânın vücûdu gibi kat‘î olarak, âhiret de var. Mâdem dünyâda her şey bir cihette o âleme bakıyor. Demek oraya gidiliyor. Âhireti inkâr etmek, dünyâ ve mâfîhâyı inkâr etmek demektir. Demek, ecel ve kabir insanı beklediği gibi, Cennet ve Cehennem de insanı bekliyor ve gözlüyor.
Gerçekten de her şey bitti mi? Geri dönülemez biçimde mi yok olup gitti her şey? Acaba bir denemeye daha girişilemez mi?
Birden her şey aydınlandı kafamda. Bazılarını kuş­kulandıran, bazılarının alaya almalarına sebep olan o yabaniliğin, o tuhaflığın sebebini, onun bir hayal ada­mı, yalnızlığı, suskunluğu seven bir insan oluşunun sebebini, şimdi çok iyi anlıyordum. Akşam vakitleri­ni niçin Nöbet Tepesi'nde geçirdiğini, bütün gece çay kenarında niçin yapayalnız durduğunu, başkalarının işitemediği seslere niçin hep kulak kabarttığını, ba­zen birdenbire gözlerinin niçin parladığını, kaşlarını yukarı kaldırdığını anlıyordum şimdi: Danyar aşıktı. Denizler kadar derindi onun aşkı. Bunu iyice sezi­yordum, ama başkalarının aşkına hiç benzemiyordu. Çok büyük bir aşktı bu. Hayat aşığı, toprak aşığı, ta­biat aşığı idi. Bu aşkını içinde saklıyor ve türkülerde duyup yaşıyordu. ilgisiz bir insan, aşık olmayan bir insan, sesi ne kadar güzel olursa olsun, böyle şarkı, böyle türkü söyleyemez.
"Her sabah gibi bir sabah, durgun ve bomboş .. Geçmişte, başka sabahlar olmuştu: her şeyin yeniden başladığı sabahlar .. Artık başlangıçlar yoktu, yeniden başlanacak, girişilecek bir şey yoktu." s.93] Jean Paul Sartre, Yaşanmayan Zaman
Sayfa 93 - Can YayınlarıKitabı okuyacak
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.