Geleneklere Veda
Sartre, “geçmiş diye bir şey yoktur,” der. Geçmişi bir çeşit emekliye çıkarma ya da hareketsizlik olarak görür. Bu sav, birçoklarına göre saçmalıktır. Onlara şu soruyu sormak gerekir: Geçmiş nerededir? Muhtemelen cevapları, “oldu” , “yaşandı”, “olmuş” ya da “yaşanmış” şeklinde olacak. Sartre dün hayatta olduğunu inkar etmez; fakat şimdi yaşadığını kabul eder. Şimdi’de yaşayan insan için dün hiçliktir. Yahut Herakletios’un dediği gibi “her şey akmaktadır.” Böylece insan, döngüsel bir anın içerisinde kendini bulur. Şimdi, “durmadan yenilenen, ama hiçbir zaman doğmayan bir varoluştur.” Bu satırları yazdığım ya da okuduğum sırada varolmaktayım. Dolayısıyla geçmiş ele alınırken, onun hiçlik olduğunu kabul etmek gerekir. Gelgelelim gelenekler, eskide olmuş, bitmiş şeylere anlam yükleyerek, olan bitenlere yönelik saygınlık kazandırır. Böylece onlara değer atfederek, bir öğreti haline gelir. Yani önce insan geleneği belirler, daha sonra gelenek insanı şekillendirir.
Umut Tuna DoğanerKitabı okudu
"Onlarca veda mektubu yazdım. Aslında veda ettiğim hep kendimmişim satırlarımda. Hep daha iyi biri olmak için ve hep birilerini mutlu etmek için zorlamışım kendimi. Vedalarla eksiltmişim kendimi. Kendime 'Yeter artık değiş.' demelerimle tüketmişim. Kim için canımı dişime takarsam takayım hiç yetmemiş."
Sayfa 104 - undefinedKitabı okudu
Reklam
Veda etmek için yanından ayrılmak yetmez. O kişi kalbinden ayrıldığı gün veda edebilirsin ancak.
Bir insanın sonsuza dek hayatımızdan çıkacağını hiç tahmin edemezdik. Ben bile tanrılarla bir gün, bir saat ya da yalnızca bir dakika için ne pazarlıklar yapmıştım. Çok şey mi istemiştim ? Boğazımda düğümlenen, söyleyemediğim sözleri söyleyebilmek için bir dakika daha istemiştim. Ya da gerçek bir veda etmek için bir dakika daha.
_ Evliliğin devamı için en büyük fedakarlığın kadına düştüğünü düşünüyor musunuz? Siz evliliğiniz için bir fedakarlıkta bulunuyor musunuz? _ Fedakarlık aslında bir şeyi feda etmek, karşılığında bir kâr elde etmek anlamına gelir benim için. Feda, aslında bir veda bence. Kendinden veda ediyorsun. Bir şeye veda etmenin alkışı seni üzüyorsa bir gün o vedanın acısı da seni üzecektir. Çünkü sen o alkışa hizmet edip kendinden veda ediyorsun. Bir gün yalnız kaldığında ben niye bunları yapmadım dersin. Evliliği fedakarlık olarak değil de karşılıklı bir balans olarak algılamak lazım. Kadına evlilikte fedakarlık kavramının yüklenme sebebi fedakarlıkla şefkatin karıştırılmasından kaynaklanıyor. Biz şefkatliyiz, fedakarlık insalığa aittir. Doğamızda annelik olduğundan dolayı fedakarlık kadına yüklenmiş büyük bir ayıp ve kamburdur. Kimse fedakarlık yapıp kendinden veda etmesin. Herkes görevlerini ve hayatı paylaşsın.
John Nicholas at yetiştiriyordu. Her cinsten birçok atı vardı ama onun gözdesi, birlikte büyüdüğü nazik ve yaşlı kısrak Bess'ti. Artık John onu süremediğinden Bess'in tek yaptığı etrafta dolaşmaktı. Bess günlerini bir çayırda huzur içinde otlayarak geçiriyordu. O yaz John Nicholas sırf eğlencesine bir falcıya gitti. Falcı ona kart falı
Sayfa 25 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.