BENDE HAYATIMA SON VERİRİM...,
Senden söz etmek istemiyorum benim meselem olmadığı için değil, benim meselem; yalnızca bundan bahsetmek istemiyorum. Veda etmiyorum. Pusuda bekleyen yerçekimi beni tümüyle aşağı çekmediği sürece bu bir veda değil. Ama sen yaşadığına göre, bu nasıl yapılabilir ki? Bir patlama ve geçiyor, bir kısmı geçip gitti, ama onu açığa çıkaran güçler içimde sürekli depreşiyor, öncesi ve sonrası, hayatım, varlığım bu yeraltı tehdidinden besleniyor, o biterse bende biterim, bu benim kendimi hayata var etme biçimim, o sona ererse, bende hayatıma son veririm, insanın gözlerini kapaması kadar kolay ve doğal.
Bu alıntıyı sizin için değil kendim için yazdım ama isteyen okuyabilir
Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü o, benim düşüm. Varolduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Senin için gerçek bir baba olmayı, saçlarını okşamayı, seni öpmeyi çok isterdim. Ama düşlere dokunmak mümkün olabilir mi? Sana bu yüzden hem çok yakın, hem de çok uzağım. Veda etmek benim için son derece zor. O yüzden, her ne kadar uzakta olsam da seni, o eski yakışıklı yüzünle, Aglaya'yla birlikte hep düşlemek istiyorum. Hoşçakal oğlum. Hoşçakal sevgili, biricik düşüm.
Sayfa 237 - İletişim Yayınları
Reklam
Düşlere dokunmak mümkün olabilir mi? Sana bu yüzden hem çok yakın, hem de çok uzağım. Veda etmek benim için son derece zor.
Sayfa 225Kitabı okudu
adamın bu cevabını genişlik olarak görenlerden nefret ediyorum...
__ “Çocuklu kadına yakıştı mı?” sorusu hemen eski eşe soruldu. Bir polemik çıkar, diye umuldu. Ama Cem Özer, erkeklik raconunda dönüm noktası sayılabilecek bir yanıt verdi. Dedi ki: “Geriye çekilip baktım; ortada benimle alakalı bir şey olmadığını gördüm. Eski eşimin hayatına karışıp yargılamam nasıl mümkün olur. Bana, aldığı her kararda onu desteklemek düşer. Toza bulanırım, yine de ona toz kondurmam. Kaldı ki onu gülerken görmek hoşuma gitti. Mutluysa bana ancak halt etmek düşer.” Şu cümleleri kuramadığı için kaç erkek melankolik, alkolik, katil, mahkûm oldu kim bilir?.. Ve kaç kadın huzurundan, evladından, evinden, işinden, canından oldu. ... Cem Özer’in sözlerinde bu kuşakta kaybolmuş o eski sevda adamlarının yüce gönüllülüğü vardı. Ayrılıp dost kalabilmek zordur. Nurgül Yeşilçay, böyle bir dostu olduğu için şanslı olmalı... “Darısı ayrılanların başına!” derim. __
Sayfa 363 - epub (CAN YAYINLARI)Kitabı okudu
“”Bana veda eder gibi konuşuyorsun.” dedi kadın. “Hayır!” diye cevap verdi telefonun diğer ucundaki adam. Veda etmek için önce bir araya gelmek gerekir.Bu acımasız hayat sana veda edebilme şansını bile çok gördü bana.
Veda etmek için önce bir araya gelmek gerekir. Bu acımasız hayat sana veda edebilme şansını bile çok gördü bana.
Sayfa 88 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.