Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir İnsanı Unutmak Zorunda Kaldın mı Hiç?
Hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda kaldin mi hiç?
Deniz Gezmiş'in veda mektubu
Baba Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne hadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektedir. Bu nedenle, ben erken gitmeyi normal karşılıyorum, ve kaldı ki, benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonununun da bu olduğunu biliyordu, seninle düşüncelerimiz ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. Oğlun DENİZ GEZMİŞ
Reklam
Nilgün Marmara'nın intihar mektubu... Ne kadar haklı bir hüzünlü veda.
¶¶ 13 Ekim 1987 Salı Sevgilim, Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün çabuk unutursun. Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini sorumlu, suçlu saymasın, çünkü suç yok, yalnızca ırmağın akışına bir müdahale söz konusu! Her anın niye'sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! Çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. Ben'i bağışlayın! (...) P. S. 1 Cenaze töreni istemiyorum, mümkünse yakınız lütfen! (...) 3 Sahneden çekilirken yaşamıma karışmış herkesi selamlıyorum. (...) ¶¶
Sayfa 533Kitabı okudu
Veda etmek için burnuna dokunduğumda hüzünlü bir bakış attı bana. Beni son kez gördüğünü biliyordu.
Veda etmek için önce bir araya gelmek gerekir. Bu acımasız hayat sana veda edebilme şansını bile çok gördü bana.
Önsözden
"Bugün deliler ülkesinde geri kalan az sayıdaki akıllının aklın artık hiçbir hükmünün kalmadığını gördükleri için ülke insanlarını vaktiyle akıllarından etmiş olan akılsızlık suyunu kendi elleriyle içerek akla veda etmek zorunda kaldıkları gündür."
Sayfa 14 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
adamın bu cevabını genişlik olarak görenlerden nefret ediyorum...
__ “Çocuklu kadına yakıştı mı?” sorusu hemen eski eşe soruldu. Bir polemik çıkar, diye umuldu. Ama Cem Özer, erkeklik raconunda dönüm noktası sayılabilecek bir yanıt verdi. Dedi ki: “Geriye çekilip baktım; ortada benimle alakalı bir şey olmadığını gördüm. Eski eşimin hayatına karışıp yargılamam nasıl mümkün olur. Bana, aldığı her kararda onu desteklemek düşer. Toza bulanırım, yine de ona toz kondurmam. Kaldı ki onu gülerken görmek hoşuma gitti. Mutluysa bana ancak halt etmek düşer.” Şu cümleleri kuramadığı için kaç erkek melankolik, alkolik, katil, mahkûm oldu kim bilir?.. Ve kaç kadın huzurundan, evladından, evinden, işinden, canından oldu. ... Cem Özer’in sözlerinde bu kuşakta kaybolmuş o eski sevda adamlarının yüce gönüllülüğü vardı. Ayrılıp dost kalabilmek zordur. Nurgül Yeşilçay, böyle bir dostu olduğu için şanslı olmalı... “Darısı ayrılanların başına!” derim. __
Sayfa 363 - epub (CAN YAYINLARI)Kitabı okudu
Delikanlı, yüzünü bile göremeden sevdiği yavuklusuna aşkını ilan etmek için penceresi önüne bir parça kömür, bir limon, bir de kuru ekmek bırakır. Kömür, “Aşkından yandım kavruldum,” demektir. Limon, “Sevdanla sararıp soldum.” Kuru ekmek ise, “Yeter ki kavuşalım, ömrümce kuru ekmek yemeğe razıyım.
Veda etmek için önce bir araya gelmek gerekir. Bu acımasız hayat sana veda edebilme şansını bile çok gördü bana.
~ Çünkü niyet ile hareket arasında her zaman bir kopukluk vardır. / 13 ~ Bu dünyada hiçbir şey rastlantı sonucu meydana gelmez. / 14 ~ Tanrı varsa insan aklının sınırları olduğunu da bilir. Yoksulluğu, haksızlığı, açgözlülüğü, yapayalnızlığı, bütün bu karmaşayı o yaratmadı mı? Mutlaka çok iyi niyetlerle girişmiştir bu işe, ama sonuçlar bir
Can YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.