"El emeği-göz nuru-alın terine dayanan, tabiata dost, aza kanaat eden, komşusu aç iken kendisi tok yatmayan, 72 millete bir göz ile bakan, bu sebeple "öteki" kavramını barındırmayan, dünya hayatını "gölgelikte bir lahza dinlenme" kabul eden, ebedi olan öte dünya inancını esas alan, yaradandan ötürü yaradılmış her şeyi seven, dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim diyebilen, insaf, merhanmet, af, bereket, feraset, basiret, mürüvvet, hürmet, hizmet, sadakat, ehliyet, liyakat, fazilet, feragat, hürriyet, sabır, şükür, teşekkür, tefekkür, tevazu, cesaret, şecaat, hamaset, cömertlik, infak, ikram, izzet, iffet, letafet, nezaket, zerafet, ahde vefa, uhuvvet, siükunet, hamiyet, nihayet "adalet"e dayanan bir ahlâk.
Bu ahlâka sahip olan insanlar elbette akl-ı selim, zevk-i selim, zihn-i selim sahibidirler.
Parayı, bilimi, teknolojiyi, sanayii (onların esiri olmadan) nasıl kullanacaklarını bilirler..."