Yaşamak şu anlama gelir: inanmak ve ümit etmek - yalan söylemek ve kendine yalan söylemek. Şimdiye kadar yaratılmış, gerçeğe en yakın insan sureti, en ermiş bilgede bile bulunan Üzgün Çehreli Şövalye olarak kalır.
Ben şiir okurken önce sözlükleri rafa kaldırıyorum. Kitabın kapağına bakmıyorum, kitabın kapağında fotoğrafa hapsolmuş şairin bakışlarıyla buluşturmuyorum gözlerimi. ‘İkinci Yeni bir başlıktır, bunun iki buçuğuncu yenisi, üç yetmiş beşincisi yoktur’ demiyorum. Kaçınıyorum birkaç kelimeden başlıklar üretip şair künyelerini bu çatılara
Herkese merhaba,
Lovecraft'ın kalemiyle tanışalı 8-9 ay oldu. Okuduğum ilk kitabında da sonraki eserlerde de kalemini çok sevdim. Korku içerikli kitapların klişe olmasından rahatsız olan biri olarak tüm korku kitapları sevenlere Lovecraft'ın eserlerini önerebilirim. Adam klişeliğin yanından bile geçmiyor. Çok farklı bir hayal dünyası,
Goodreads'te ve yabancı bookstagramlarda çok fazla karşıma çıktığı için merakla listeme almıştım. Çizgi roman olduğu için okuması bir günden daha kısa sürüyor. Hatta boş vaktiniz varsa iki saatte bitecek kadar kısa diyebilirim.
Bu arada Yabancı Yayınları bu çizgi roman serisini Kalp Çarpıntısı adıyla çevirmeye başladı.
Charlie ve Nick arasındaki bağın arkadaşlıktan hoşlantıya ve muhtemelen oradan da aşka ilerleyecek olan hikayesine bu kitapla giriş yapıyoruz. İngilizce başlangıç seviyesinin bile çok rahatlıkla okuyabileceği bir çizgi roman. Zaten çizimler de karakterlerin düşüncelerini güzel yansıttığı için anlaşılmayan yerleri -ki anlaşılmaz bir yer olacağını sanmıyorum- bile rahatlıkla çözebilirsiniz. Zaten aslında diyalogları da az bir çizgi roman. Çizeri (aynı zamanda da yazarı) kurguyu çizimlerle çok rahat yansıtabilmiş ve diyalogları da kısa ve öz tutarak alınması gereken mesajları da yerleştirmiş.
Çizgi romanda okuldaki herkes ve ailesi Charlie'nin yönelimini biliyorlar. Nick ise kendi yönelimini ve duygularını yeni keşfediyor. 17 yaşına gelene kadar fark etmemiş olmasını çok doğal buldum çünkü cinsel yönelim Charlie'nin de dediği gibi insanın bir sabah uyanıp "Ben eşcinselim," diye kesin bir dille söyleyebileceği bir şey değil. Hele de toplum lgbti+ bireyleri dışlamaya, baskılamaya bu kadar hevesliyken insanların kendi yönelimlerini anlaması oldukça zor.
Yazarın okura vermek istediği mesajlar netti ama insanı "kamu spotu mu okuyorum?" dedirtecek kadar da yoğun değildi. Bir çizgi roman için ideal planlanmıştı. Benim oldukça sevdiğim bir çizgi roman oldu. Okuyanların pişman olacağını sanmıyorum.
bu seriye kesinlikle bayılıyorummm. dizisini ayrı kitaplarını ayrı seviyorum. 2. sezonu çıktığı an tek oturuşta bitirince bir reread yapasım gelmişti ve işte, seriye tekrar başladımm. nick nelson'a acayip fena yanığım, bir süredir yaptığım tek iş heartstopper editleri izlemek -sırf bunun için tiktok indirdim- mükemmel bir şey bu seri ya, ben de yeri o kadar ayrı ki, şimdi uyuyacağım ama yarın sabah kalkıp devam etmeyi düşünüyorumm