Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S.E.

S.E.
@xb_6783746
Ben yine de kendi hazlarımı insanoğlunun ittifakla verdiği hükümlerden önemsiz görmeyeceğim. Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. (Martin Eden)
652 syf.
·
Puan vermedi
Kırmızı ve Siyah'ın ilk on-on iki sayfasında kitaptan umudu kesmeye başlamıştım. İlerlemeyecek gibi geliyordu ve tam bırakıyordum ki birden aklıma Victor Hugo'nun "Sefiller"ini okurken de ilk sayfalarda aynı sıkıntıyı yaşadığımı, ama sonrasında o kitabı iki-üç kere okuduğumu hatırladım.Bundan dolayı sabretmem ve kitaba bir şans vermem gerektiğine güçbela inandırdım kendimi. İyi ki de inanmışım, gerçekten çok beğendim okudukça. Kitabın adı o dönemde ordu üniformalarının rengi olan kırmızı ile rahip giysilerinin rengi olan siyahtan gelir. Julien’in hayaliyle olmak zorunda kaldığı arasında sıkışmasını da simgeliyor bana göre. Diğer bir yorum da kırmızının kadını siyahın tutkuyu, dolayısıyla günahı simgelediği yönündedir. Kitapta yazarın verdiği ruh çözümlemeleri oldukça dikkat çekicidir. Zaten olay rastlanabilir bir olay olsa da, bu çözümlemelerle başyapıt haline dönüşüyor.
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20229,9bin okunma
Reklam
420 syf.
8/10 puan verdi
Catherine’ in Heathcliff’e olan sevgisini ifade eden cümleyi okuyunca insan gerçekten kocası Linton’ a acıyor: “Linton' a olan sevgim ormandaki yeşillikler gibidir, kış gelince ağaçlar nasıl değişirse benim ona olan sevgim de öyle değişecektir. Fakat Heathcliff’e olan sevgim o ormandaki ölümsüz kayalıklar gibidir. Kayalıkların görüntüsü çok hoş değildir fakat onlarsız olmaz.” Romanı okurken Heathcliff’in de Catherine’in de psikolojik yapısı insanı gerçekten “Allah böylelerinden korusun.” diye dua etmeye zorluyor. Emily Bronte’un güzel psikolojik tahlillerle süslediği ama bu tahlillerle eseri boğmadığı ve 30 yaşında dünyaya veda ettiği için: “Keşke daha uzun yaşasaydı da daha çok eseri olsaydı.” dedirttiği kitaplarından biri. Tavsiye edilir.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Engin Yayıncılık · 200242,2bin okunma
158 syf.
9/10 puan verdi
Karakterin yaşadıklarının bir bölümünün de Knut Hamsun'un hayatından alınma olduğunu bilip okuduklarımın gerçek olduğunu düşününce de halime şükrettim.Aslında bu, kitaplarda yaşanan bir şey değil sadece, dünyamızın her yerinde açlığın ne boyutlarda yaşandığını biliyoruz ama hiç kimseden daha önce açıkla ilgili duygularını bu kadar berraklıkla dile getirdiğini duymadığımdan ve Ramazan ayında yaşadığım o tatlı açlık dışında kayda değer bir açlık yaşamadığımdan gerçekten okuyunca kanım dondu. Romandaki karakter açlık çekerken tabii ki mükemmel yerlerde yaşamıyor, genellikle sokakta ya da çok sefil odalarda kalıyor. Dışaıda yağmurda ıslandıysa o kıyafetle yatmak zorunda çünkü başka kıyafeti yok. Bir yandan da açlığın ve bu berbat hayatın sebep olduğu deliliğe varan ruhsal sıkıntılarla uğraşmak zorunda kalıyor. Okudukça bu romandakinin benzeri gerçek hayatta neler yaşandığını düşündüm ve onun için halime bol bol şükrettim. Durumundan memnun olmayan kişilerin bu romanın birkaç sayfasına dahi göz atması kendilerini daha iyi hissettirecektir.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
594 syf.
·
Puan vermedi
Dördüncü sınıftaydım, çok kitap okuduğum ve evdekileri de bitirdiğim için sağdan soldan kitap dileniyordum. O sıralar muhtemelen lisede olan dayımın oğlu da bana Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ını verdi. Uğraştım, didindim olmadı, bir türlü ilerlemedi kitap, elli sayfa kadar okuyup sıkılarak geri verdim kitabı. O gün bugündür de elime Orhan Pamuk'un
Cevdet Bey ve Oğulları
Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,9bin okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
Kitap sıradan bir şekilde başlayıp gitgide merak uyandıran bir şekilde yazılmış. Önceleri bu kitap hiç ilerlemeyecek mi bunlar böyle dağda bayırda gezip ilan-ı aşk edip ailenin ilişkiyi onaylamasını mı bekleyecekler diye düşünürken olaylar gerçekten heyecan uyandırıcı bir hal almaya başlıyor. İnsanı gerçekten şaşırtan bir sonla da kitaba nokta konuluyor. Zaten kitabın yazarı Trevanian da oldukça gizemli biri. Trevanian takma adı. Yakın algılama yeteneği olduğundan hayatı boyunca hiç fotoğrafı çekilememiş. 74 yaşında bir akciğer rahatsızlığından ölen yazarın mezarının yeri de bilinmiyor. Bir müze, kitabında tarif ettiği şekilde soyulduğu için, o bölüm kitaptan çıkarılmış. Yine cinsel tekniklerden bahseden bir bölüm, uygulanışının bazı bünyelere zararlı olabileceği düşünülerek sonradan sansürlenmiş. Ayrıca insan vücudunda bir noktaya, yöntemine uygun şekilde bastırıldığında, otopside anlaşılmayacak bir ölümü gerçekleştirebilecek bazı tekniklerin ayrıntılarına kitaplarda girilmediği bizzat yayıncısı tarafından Şibumi'de belirtiliyor.
Katya'nın Yazı
Katya'nın YazıTrevanian · E Yayınları · 20171,761 okunma
Reklam
512 syf.
·
Puan vermedi
Giriş kısmıyla insanı acaba okumalı mıyım diye defalarca düşündüren, bittiğinde de neden zamanını harcadığı konusunda kendini sorgulamaya iten bir kitap. Okurken sık sık bir köşeye bırakma isteği de uyandırır. Yazar karakteri Nana'yı yerin dibine sokarak kendisinin onur anlayışına uymayan bir insan olduğunu vurgulamıştır. Ama öte yandan onun bedenini tarifine bakılırsa, karakterini bir yandan kendisi de arzulamaktadır. Nana ise hem erkeklerle hem kadınlarla düşüp kalkan, kendisine tutulanları iliklerine kadar sömürüp bir köşeye atan ve arkaya dönüp baktığında kimseye bir kötülüğünün olmadığı konusunda vicdanı gayet rahat bir kişidir. Bir yandan rahat da olmalıdır, çünkü erkekler bile bile onun tuzağına düşer. Bunun yanında dostu Kont Müfa'nın karısı, kontu aldatınca sarf ettiği hakaret cümleleri insanı hayrete düşürür, çünkü kendisi kontun metresi olduğu halde kontun karısının davranışları için cidden sinirlenmektedir. Sanki o bekar bir kadın olduğu için herkesin kocasına sarkma hakkı vardır. Bununla birlikte kontun karısının ihanetini öğrendiğinde onu vurmaya kalkması da ayrı bir çelişkidir. Değer yargılarına göre insanı sık sık sinirlendiren, bazen sıkan, sıkıcı olmakla birlikte ciddi anlamda da ünlü olan bu eserin, içinde taşıdığı çelişkilerin günümüzdeki ataerkil namus anlayışına da o zamanlardan vurgu yapmış olması bakımından önemli olduğunu düşünüyorum.
Nana
NanaEmile Zola · İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,344 okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı okumaya başladığımda önce acaba bıraksam mı diye düşündüm, yürümeyecek gibi geldi. Zamanla kitabın "içi dışında" bir kitap oluşu ve kendimden pek çok şey yakalayışım kitabı bitirmeme yardımcı oldu. Aklımdan defalarca geçen ve başka insanlara açmam halinde salakça bulunacağını düşündüğüm noktaları Sartre'ın cesurca yazması da hoşuma gitti tabii ki. Yazarla uyuşmayan pek çok düşüncemiz olsa da hatta kitabın bazı noktalarını anlamasam da okumaktan sıkılmadığım bir kitaptı.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
Nedendir bilmem çok tanınmış bir yazar olmasına karşın Cengiz Aytmatov'u okumaya hiç yanaşmamıştım ama Beyaz Gemi'yi okuduktan sonra neden bu kadar geç kaldım diye sordum kendime. Bir çocuğun hayallerini, hayal kırıklıklarını, etrafındaki insanların psikolojilerini öyle güzel yansıtmış ki. Yalnız gözlerim sık sık doldu okurken, özellikle de dedenin çaresizliğine. Tavsiye edilir.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,5bin okunma
524 syf.
·
Puan vermedi
Güzel, akıcı bir anlatımla yazılmış, gizlenen ve inatla gizlenmek isteyen Latife'nin nasıl bir kadın olduğunu gözler önüne seren, okudukça biraz daha sakin bir hanım olabilseydi Atatürk gibi baskın bir karakterle kesinlikle daha uzun bir evlilik yaşayacaklarını ve eğer bu evlilik sürseydi Atatürk'ün daha sağlıklı ve belki de daha uzun bir ömür süreceğini düşündüren bir kitap. Eğer yazılanlar sağlam kaynaklara dayalı olarak yazıldıysa kitabı okuduktan sonra Latife'nin bu kadar sert olmasının tek sebebinin Atatürk'ün etrafındaki dalkavukların Atatürk'e nasıl zarar verdiğini çok iyi görmüş olması olduğu söylenebilir.
Latife Hanım
Latife Hanımİpek Çalışlar · Doğan Kitap · 20061,538 okunma
456 syf.
6/10 puan verdi
Şibumi:"sıradan olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükler" demekmiş. Katya'nın Yazı'ndan sonra büyük bir beklentiyle okumaya başladım ama maalesef beklediğim heyecanı bunda bulamadım. Kötü bir kitap diyemem ama kitabın ismi olan şibumi kavramının bile içinin yeterince doldurulmamış olduğunu düşündürdü bana. Mağara maceralarının ayrıntılarına bu denli inilmesi de bence biraz gereksiz olmuş. Gerçi daha sonra nasıl bir yerden tekrar kurtulabildiğini belirtmesi açısından belki gerekli ama çok fazla detay vermiş bu konuda. Ayrıca karakterin kendi kendini bu kadar yetiştirip, bu kadar bilgi edinip, CIA'e ana şirkete kafa tutabilmesi de biraz uçarı geldi bana. Gene de vakit kaybı diyemeyeceğim ama okunmazsa kayıp olur da diyemeyeceğim bir kitap. Yalnız yazarın gizemi hakikaten ilgi çekiyor. Özellikle de kitaplarında anlattığı tekniklerle hırsızlık yapılması, cinayet işlenmesi de kitapta o benim bulamadığım inandırıcılığa bir kanıt belki de. Kitabın kilit cümlelerinden biri de en başında yer alıyor: "Bu kitapta adı geçen kişi ve kurumlar birer hayal ürünüdür; ancak kendileri bunun farkında bile değildir."
Şibumi
ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20228bin okunma
Reklam
145 syf.
·
Puan vermedi
Sadece tek gözü ve beyni sağlıklı olan, bütünüyle yatağa mahkum bir yazarın eseri. Bu kitabı yazma amacıyla bir alfabe fikrinin ortaya çıkışı bile başlı başına bir olay. Konuyu, anlatımı, her şeyi bir yana bırakalım. Bu kadar büyük bir rahatsızlıkla boğuşan bir insanın gene de hayattan vazgeçmeyip bir şeyler yapmak için çırpınıyor olması yönüyle gerçekten insanı yaşadığı hayatı gözden geçirmeye ve elindekine şükretmeye iten bir kitap.
Kelebek ve Dalgıç
Kelebek ve DalgıçJean Dominique Bauby · Nemesis Kitap · 2018799 okunma
119 syf.
·
Puan vermedi
Küçüklüğümden beri adı ilgimi çekmiş olan kitap. Beethoven'in bir eserinin ismi imiş kendisi, bir türlü kavuşamadığı aşkına ithaf edilmiş imiş. Sonradan bunu Kreutzer isimli başka bir virtüöze ithaf etmiş. Eserin ismi de Kreutzer Sonat olarak kalmış. İncil'den "...fakat ben size diyorum ki her kim bir kadına hırs ve arzu ile bakarsa içinden onunla zina etmiş olur" gibi bir cümle ile başlayan, toplumdaki ahlaki problemlerin insanı nerelere götürebileceğini anlatan, biraz da üçüncü sayfa haberleri tadında, bir solukta bitiriliveren, insanı oyalamayan ve yormayan bir kitap. Tolstoy'un bu hikayede Madam Pozdnişev adı altında kendi karısını anlattığı söylenir. Eskiden bir romana konu olabilecek şeyler günümüzde sürekli görüldüğü için çok da ilginç gelmedi belki de bana. Evet kötü değil ama artık modern dünya insanı için de yeterince bilindik. Bu berbat olayları kanıksamış olduğumuzu insana fark ettirmesi açısından önemli bir kitap.
Kröyçer Sonat
Kröyçer SonatLev Tolstoy · Kum Saati Yayınları · 200310,7bin okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
Çocuklar için temiz yayınlar bulmanın samanlıkta iğne aramaya benzer hale geldiği şu zamanda tertemiz bir kitap. Hem onların dilinden konuşuyor hem de çoğu insanın internette maruz kaldığı siber zorbalık kavramı hakkında da okuyucuyu bilgilendiriyor. Kapak tasarımı, çizimleri ve durağan olmayan puntolarıyla kesinlikle çocukların ve gençlerin ilgisini çekecek özel bir kitap.
Dört Sonsuz Evren
Dört Sonsuz EvrenAhmet Melih Karauğuz · Cezve Çocuk Yayınları · 202051 okunma
Geri18
133 öğeden 121 ile 133 arasındakiler gösteriliyor.