Tek gerçek, selametin Tanrı'ya iman etmek olduğudur. İnsanların sayısız haksızlıkları, kaderin türlü cilveleri yalnız iman kalesinin önünde kırılabilir. İnsan o kaleye sığınıp yaralarını sarmaya, acılarını dindirmeye bakmalıdır.
Merhaba -ay nasıl giriş yapsam bilemedim.
Dante’nin Araf’ı İslamiyet kültürünün içinde yaşadığım için İslamiyet anlaşıyındaki Araf’ı biraz incelemeye itti.
Dante’nin Araf’ı basit günah işleyenlerin ya da ölmeden hemen önce şefaat edenlerin cennete girmeden önce küçük azaplar çekerek aklanıp paklandıkları bir dağ. Yani sonu illa ki cennete çıkacak yalnız paralı yol gibi bir durum
Araf suresine baktığımda kumlu bir yükselti diyor Araf’a. Cennet ve cehennemi birbirinden ayıran diyor. Ve orada duranlar -insan ruhu mu, bir tür bekçi mi, melek mi belirtilmemiş- cennete gidenlere selam verirler; cehenneme gidenleri görünce de ay bizi bunların gittiği yere gönderme diye dua ederler. Bu kadar. Fakat araf bugün yanlış bilmiyorsam dilimizde ne cennete ne de cehenneme gidemeyeceklerin bulunduğu yer olarak kullanılıyor. En mantıklı olarak bu şekilde yorumlanmış alimlerce.
kendi yorumumca bu anlamda bir Araf’ın varlığı yaratıcının kusursuzluğunu bozar. Arafta bir insan ruhunun kalması yaratıcının karar verememesine bile denk gelebilir.
Yani Araf, Cehennemden daha çok zihnimi zaptetti.
Tabi henüz cenneti okumadım.
Şimdi! Bazı kitapları okuruz ve çok beğeniriz. Bazı kitapları okuduğumuza ise pişman oluruz zevk vermez hitap etmez. Bu kitap daha doğrusu sanırım ilahi komedyanın tamamı bu iki kategoriye de girmiyor.
Umarım doğru açıklıyorumdur ki; bu kitap edebi kültürün ve tarihi altyapının gelişmesini isteyen kişilerin okuması hatta böyle amaçları olanların mutlaka okuması gereken bir kitap.
Şöyle hoştu böyle fenaydı demeyeceğim aklıma takılan bir kaç noktaya değineceğim ben burada:
Öncelikle koyu katolik olduğunu anladığım Dante cehennem kitabında Hristiyanlığın dışında kalması gereken klasik mitolojik ögelere yer vermiş. Ya da ben Hristiyanlığı tam olarak bilmiyorum :)
Sonra, kitap inanılmaz derecede siyasi bir kitap. Dante öç almak istediği herkesten öcünü bu kitapta almış olabilir. Hiciv niteliğinde geçmiş ve o günde her kim varsa cehennemde cezalandırarak bunu aktarmış.
Son olarak da -özellikle bunu doğru aktarmak zor olacak- Dante ara ara sevgili okur diye bizlere hitap ediyor fakat ya sadece kendisine kendi bildiği olaylar ve kişileri yazmış ya da biz de hep onun yanındaymışız gibi yazmış -gibi bir atmoster- diye söyleyebilirim.
Başkaları tarafından çok sevildim ama görünüşe göre onları sevme yeteneği bende yoktu. (Ya da, insanlar aleminde "sevgi" denen şeyin olup olmadığından şüphe ettiğimi söyleyebilirim.) Bu yüzden, benim gibi birinin yakın arkadaşının olmaması çok normaldi.
İnsanları "ziyarete" gitmek bile imkansızdı benim için. Başkalarının evinin kapısı benim için İlahi Komedya'daki cehennem kapılarından farksızdı. Biliyordum, o kapının ardindaki derinliklerde korkunç bir canavar geziniyordu, bir ejderha kıvranıyordu, çürüyen etin kokusu dolduruyordu havayı.
Hiç arkadaşın yoktu. Gidecek yerim yoktu.
Başkaları tarafından çok sevildim ama görünüşe göre onları sevme yeteneği bende yoktu. (Ya da, insanlar âleminde "sevgi" denen şeyin olup olmadığından bile şüphe ettiğimi söyleyebilirim.) Bu yüzden, benim gibi birinin yakın arkadaşının olmaması çok normaldi. İnsanları "ziyarete" gitmek bile imkânsızdı benim için. Başkalarının evinin kapısı benim için İlahi Komedya'daki cehennem kapılarından farksızdı. Biliyordum, o kapının ardındaki derinliklerde korkunç bir canavar geziniyordu, bir ejderha kıvranıyordu, çürüyen etin kokusu dolduruyordu havayı.
Hiç arkadaşım yoktu. Gidecek yerim yoktu.
Homeros’un destanlarından biri olan Odysseia’nın yakın tarihimize evrilmiş modern bir versiyonu diyebiliriz Ulysses için. ‘’Ulysses’’ İthaka Kralı Odysseus’un adının Latince türevidir. Tıpkı Odysseia gibi on sekiz bölümden oluşan Ulysses’te bu bölümlere ek olarak üç farklı bap bulunuyor. Neden üç bap altında bölümlere ayrıldı peki? Çünkü her
"Ne kadar yaratık varsa da hepsi de belirli bir düzenle birbirine bağlıdır," dedi. "Kainatı Tanrı'ya benzeten de bu düzenden başka bir şey değildir. Yüksek yaradılışlı yaratıklar burada ebedi kudretin izini görürler. Bu kudret bir hedeftir, sana bahsettiğim düzen bu hedef için kurulmuştur. Bütün yaratıklar, çeşit ve türlerine göre, bu dediğim düzen içerisinde, esaslarına az veya çok yaklaşmış bir halde bulunurlar. Gütmesi için her birinin, kendisine verilmiş içgüdü ile varlık ummanında başka başka limanlara doğru yol almasının hikmeti budur."
'Başkaları tarafından çok sevildim ama görünüşe göre onları sevme yeteneği bende yoktu (ya da, insanlar âleminde 'sevgi' denen şeyin olup olmadığından bile şüphe ettiğimi söyleyebilirim). İnsanları ziyarete gitmek bile imkansızdı benim için. Başkalarının evinin kapısı benim için İlahi Komedya'daki Cehennem kapısından farksızdı. Biliyordum, o kapının ardındaki derinliklerde korkunç bir canavar geziyordu, bir ejderha kıvranıyordu, çürüyen etin kokusu dolduruyordu havayı.'