Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vahdettin ve M.Kemal anlaşmışlar
Kemal Paşa Hazretleri'nin görev kağıdını yayınlamıştım, en önemlisi, bir, "bazı komutanlar, silahları teslim etmiyorlar ve halkı silahlandırıyorlar, bunu önle" emri yazılıdır. İki, "halk şuralar kuruyor, bunu dağıt" emri yazılıdır. Şura, "komite" demektir; Mustafa Kemal Paşa, halka verilen silahları toplamak ve mukavemete hazırlanan halk komitelerini dağıtmak üzere gönderilmiştir. Bunu, yıllar önce yayınladım. Bu ne demektir, bir, Kemal Paşa önde gelen ve mukavemetçi tanınan bir komutan olsaydı Sultan Vahdettin, bu atamayı yapamazdı. Çünkü, İngilizler izin vermezdi. Kemal Paşa'nın durumunu, sivrilmiş paşalar yakalanıp Malta'ya gönderilmek üzere bekletilirken, Mustafa Kemal'in Pera Palas'ta ikamet edip temaslar yapmasından da çıkarıyoruz. Silahları, işgalcilere vermeyip mukavemet için ayıranlardan birisi Erzurum'daki Dokuzuncu Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa idi, görevden alındı ve Malta'ya sürüldü. İsyan'da resmini basmış durumdayım. İki, her sultan, aynı zamanlarda İran Şahı Ahmet Kaçar da yapıyordu, bir mukavemet oluşmasını ister, Sultan Vahdettin ile Kemal Paşa Hazretleri'nin bu minval üzere anlaştıklarını yazıyorum. (...) Kemal Paşa Hazretleri, bunu başarılı bir şekilde yönetmiştir.
Büyük Komutanlar Adala'daki 2. Ordu Karargahında, törenle karşılandılar. Yakup Şevki Paşa M. Kemal Paşa'nın önüne geçti. Elini Uzattı: "Paşam! Sen haklı çıktın. Ver elini öpeyim." M. Kemal Paşa sarıldı: "Estağfurullah. Ben sizin ellerinizden öperim." "Bu zafer senin azmin sayesinde kazanıldı." "Hayır paşam, Milletin gayreti, sizin emeklerinizle kazanıldı. Bu zafer hepimizin." Yakup Şevki Paşa, "Sana son bir kez daha itiraz edeceğim.." dedi, "Hayır! Benim gibilere kalsa hala yerimizde sayıyorduk. Sen bu millete Allah'ın bir lütfusun."
Sayfa 658Kitabı okudu
Reklam
Fevzi Paşa’nın açıklamasını dinleyen Yakup Şevki Paşa, “...Yani Afyon cephesini yardık, düşman ordusunu üçe böldük ve dört günde düşmanın iki kolordusunu kuşatacak duruma geldik ha?” dedi. Hayret içindeydi. Fevzi Paşa güldü: “Evet paşam.” Yakup Şevki Paşa, “Ben tecrübesiz, kararsız, korkak bir asker değilim..” dedi kendine dargın bir sesle, “..ama be iddia ettimse tersi çıktı. Neye karşı durdumsa mahcup oldum. Yahu, bu mucizenin sırrı ne?” Fevzi Paşa, Yakup Şevki Paşa’nın elini okşadı ve sorusunu cevapladı: “Mustafa Kemal Paşa.”
Sayfa 640Kitabı okudu
Büyük Taarruz Planları
Temmuz 1922... Anadolu Ajansı bir “spor” haberi yayınladı, ordu birliklerinden oluşturulan futbol takımlarının Akşehir’de maç yapacağını duyurdu. Saha hınca hınç doldu.Mustafa Kemal paşa, batı cephesi komutanı İsmet paşa, genelkurmay başkam Fevzi paşa, birinci ordu komutanı sakallı Nurettin paşa, ikinci ordu komutanı Yakup Şevki paşa... Seyirciler arasındaydı. Ankara’daki ve cephedeki gelişmeleri saat saat takip eden İngiliz ve Yunan istihbaratı “moral maçı” olduğunu zannetti. Bütün komutanlar orada olduğuna göre, bu kadar rahat göründüklerine göre, Türklerin daha uzun süre taarruza kalkışmayacağı anlaşılıyordu. Halbuki maç kamuflajdı. İşgal istihbaratı tarafından adım adım izlendiklerini gayet iyi bilen Mustafa Kemal, farklı cephelerdeki komutanları maç seyretmeye geliyorlarmış gibi biraraya getirmişti. Sahanın kenarına kurulan çadırda Büyük Taarruz’un planlan tartışıldı, netleştirildi. Maç 2-2 bitti. Tam bir ay sonra Büyük Taarruz başlayacaktı. Top oynadığımızı zannedenler, gol’ün nereden geldiğine şaşıracaktı.
Sayfa 390
lozandayken
Türkiye’deki gelişmelerden ve ordudan haber soran İsmet Paşa’ya, 22 Aralık 1922’de yazdığı mektupta; (Mustafa Kemal) “Meclis’te bazı görüşlere karşı, daima uyanık ve izleyici olma zorunluluğu beni üzüyor. Bir tarafa ayrılamıyorum. Halifeye saltanat hukuku vermek hevesinde bulunan gericilerin (mürtecilerin) gizli girişimleri beni çok sinirlendiriyor. Fevzi Paşa İzmir’dedir. Yakup Şevki Paşa, gözündeki hastalığından Avrupa’ya gitti, kolorduları Batı Cephesi Karargâhı’na bağlandı. Ordu iyidir; hazırdır” diyordu.
Sayfa 40 - 70. Yıldönümünde Lozan, T.C.Kültür Bakanlığı, s. 33Kitabı okudu
Sakallı' Nurettin Paşa 4 Eylül gecesi verdiği bu emirle 1nci Ordu'nun tamamını Alaşehir-Salihli Ovası'na indirmekte, kuzeyden gelen Yakup Şevki (Sübaşı) Paşa'nın 2nci Ordusu için Akhisar yönünü boşaltmaktadır. Süvariler Kula üzerinden Salihli'ye giderken, 1nci Ordu da düşmanın asıl kuvvetlerinin hareket alanı olan Alaşehir-Salihli arasını temizleyerek Milne Hattı'na ulaşacaktır. Bu emirle aynı zamanda bu gün (4 Eylül) iyice birbirine karışan 1nci ve 2nci kolorduları demiryoluyla birbirinden ayırmaktadır.
Sayfa 131 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
M. Kemal Paşa
BURSA ŞARK TİYATROSU salonu İstanbul'dan gelen kadın ve erkek öğretmenlerle doluydu. Karışık oturuyorlardı. Kadınların çoğunluğu sıkma başlıydı, erkekler kalpaklı. Ön sırada Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Yakup Şevki Paşa ve Kazım Karabekir Paşa ile yaşlıca öğretmenler oturuyordu. M. Kemal Paşa şiddetli alkışlar, "Yaşa" sesleri arasında
Sayfa 678 - BİLGİ YAYINEVİKitabı okudu
"Miillete Karşı Ben Sorumluyum”
Atatürk diyordu ki, “Paşam, biz büyük bir gizlilik içerisinde kuvvetlerimizi kaydıracağız.” Şevki Paşa, “Nasıl olur, şuradan şuraya bir tabur kaydırıyorum, Yunan’ın haberi oluyor” diye cevap verirken Atatürk de, “Paşam birliklerinizi gündüz kaydırırsanız haberleri olur, biz hareketimizi gece yapacağız, gündüz ise birliklerimizi saklayacağız” diyordu. Yakup Şevki Paşa bu hareket planına bir türlü anlam veremiyor, “Ben bu mesuliyeti alamam” diye ısrar ediyordu. Mesuliyet sözünü işitince Atatürk hemen şunları söyler: “Bir dakika arkadaşlar, hiçbirinizde bir mesuliyet yok. Bütün mesuliyet bana ait, millete karşı ben sorumluyum.”
Oysa savaş veya diğer adıyla harp, iki kere ikinin dört etmediği, etmeyeceği bir ortamdır. Yani savaşın bir bilim olarak ele alınabilmesi mümkün değildir. Yakup Şevki Paşa'nın İstiklal Harbi esnasında Mustafa Kemal'in hazırladığı harekât planı için, "Eğer bu harekât planını bana Erkan-ı Harp Mektebi'nde sunsaydın, seni dersten bırakırdım." dediği plan başarıya ulaşmıştır.
Başkumandanlık Meydan Muharebesi
Tüm komutanlar ödüllendirildi ve İsmet Paşa ile 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa'nın rütbesi tuğgeneralden ferikliğe ( tümgeneralliğe) yükseltildi. Ama Nurettin Paşa, Mustafa Kemal'in kendisine kötü davrandığını ileri sürerek yıldızını takmayı reddetti. 2. Ordunun başındaki Yakup Şevki Paşa'nın görevi, kuzeyde Marmara Denizi yönünde kaçan Yunanlıları kovalayan güçlere komuta etmek olarak değiştirildiği halde, Nurettin Paşa bu ordunun kendi komutasındaki 1. Ordu ile birlikte İzmir'e doğru ilerlemesini kabul etmedi. Gerçekten de, Nurettin Paşa'nın hırsının sağduyu sınırlarını aştığını fark eden Mustafa Kemal yetkisini kullanarak onun birliklerine doğrudan doğruya emirler vermişti. Gerçi Mustafa Kemal ordunun başında uzun süre bulunmuyordu, ama bulunduğu zaman da yetkinin kimde olduğu konusunda hiçbir kuşkuya yer bırakmıyordu.
112 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.