Kimlik arayışı içindeki genç kızın okul yılları, aile, erkek arkadaşları,sosyal ilişkileri ve bunlara bakış açısını anlatan bir eser. İniş çıkışlarla dolu çalkantılı bir ruha sahip Ester'in defalarca denediği başarısız intihar girişimleri ve psikolojik tedavisine tanık oluyoruz. Şok tedavisinin ruhunda yaptığı tahribatı da kara mizah olarak anlatması, içinde bulunduğu durumun trajedisinin ölçüsünü ispatlar nitelikte.
Yazar bu ilk ve tek eserini önce Victoria Lucas takma adıyla yayımlamıştır.Yaşamına son veren yazarın intiharın ardından kendi ismiyle yayımlanan bu eseri büyük ilgiyle karşılanmış.
Plath bu kitabını, çıraklık dönemine ait otobiyografik bir yapıt olarak görmüştür.
Yaşamının büyük bir bölümünü psikoz ve manik-depresif bozukluk ile geçirmiş ve 1963 yılında intihar ederek yaşamını sonlandırmıştır.
Nilgün Marmara, yazarın varoluş sorunu ve bireyin yalnızlığa bakışından çok etkilenmiştir. Manik-depresif şairimiz de tıpkı Plath gibi intiharı seçerek hayatını noktalamıştır.
İki değerli kalemin de anlamlar ,kavramlar içinde boğulması ve genç yaşta kendi istekleriyle yaşamlarına son vermelerini çok hazin bulmuşumdur hep. Kalabalıklar içindeki yalnızlıklarında yarenleri, yazdıkları şiirler, günlükler olmuş. En yakınlarındakilerin bile fark edemedikleri derin bir yalnızlık...
Behçet Necatigil'in şu dizeleri ne de güzel anlatır kuyudan çıkamayanları ;
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Tavsiyemdir naçizane...
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,6bin okunma
‘’ Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. ‘’
Tüm umutlarımı yitirmiş olarak yalnızlığa ya da beni hiç sevmemiş ve hiç sevmeyecek olan kimseler arasında yaşamaya yazgılı olduğum sürece, neşemi nasıl bulur, nasıl iyi olurum?