Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bazı kitaplar gençliğin devrimini yapar. "yeraltindan notlar" benim için akdeniz yollari demektir, "hayyamin rubaileri" ise ormanin kokusu. nietzsche'nin okuduğum her kitabı derin bir yaşamın nehriydi, sartre / kierkegaard ile varoluşçuluğa, camus ile absürdizme ve ölüme inandım. tolstoy, kafka ve elbette dostoyevski ile her şeyi büyüttüm. Ama şu kadarcık hayatımda, onların söyledikleriyle daha bir zor yaşadım. kendime koskoca bir kütüphane kurdum, türlü düşünce kalıplarında yüzdüm, yazdım, çizdim ama hiçbir insanın hayatında yer edin/e/medim. bunların altına "kibir" örmeksizin her türlü insanla konuştum, dinledim, değiştim. Şimdi mutlak yalnızlık ve iğrenç bir sancıyla birlikteyim yaşamdan tek gayesi kari kiz kovalamak olan ve paraya tapan erkeklerden olamadım, bu keşmekeş çağda bundan onur duyuyorum. "birkaç ortak konuyla" tavlanırdım kimine göre, kimine göreyse kalpsizin tekiydim, ben kendimi, kendi köşemde, hiçbir şey olarak tanıdım. bu dipte ya da zirvede olmak demektir. kierkegaard'ın dediği gibi "melankoli sırdaşımdır." bu yüzden bir süre daha dipteyim, teşekkürler
Ve ben seni, içimden atmaya bile kıyamadım...
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Şimdi ben neden 10 puan verdiğimi de açıklayayım :) Gabriel García Márquez'in okuduğum ilk kitabının Yüzyıllık Yalnızlık olması gerekiyordu evet biliyorum ama bu kitap 1 yıla yakın süre önce biri tarafından hediye edilmişti ve o zaman okumamıştım. Şimdi de sanırım okumaya hazır hissettiğim için okudum. Neden bu kitabı okumamı istediğini anladım. Geçmişe dönebilsem kesinlikle verdiği an okurdum ama işte bunu her zaman yapıyorum. Her zaman geç kalıyorum. Neyse amaç kitap yorumuydu... Kısacık bir kitap ama dev bir hikaye öncelikle bunu belirtmem gerekir. 90 yaşında hayattan tamamen umudunu kesmiş bir adam aşkla tanışıyor ve bize anlatıyor.. Birine yanındayken çıplakken bile dokunmamak.. Adamın yaşını boş verin hangi yaşta olursa olsun seven bir adam dokunamazdı.. Dokunmadı.. Sadece seyretti.. Tamam bu kitaba kesinlikle torpilli yaklaşıyorum çünkü içinden böyle bir aşk çıkmamalıydı! Hayran kaldım her cümlesine.. Bolca alıntı yapacağım affınıza sığınarak..
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920,9bin okunma
''Asıl değerli olan neydi? İnsandı. Sendin. Aynada gördüğündü değerli olan. Her haliyle kabul ettiğin kişi yine sendin. Sen aslında bir bardak çaydın, bir bardak su, bir bardak da yalnızlık. Belki defalarca öldün hiç hak etmeyen birileri yüzünden. Canını yaktılar, yaranı bile bile kanattılar. Aynı şeyi onlar da yaşadı. Onların da canı yandı. Bu dünyada herkesin canı yanar ve insan canı yandıkça acımasızlaşır. Ben kimseye alışamıyorum diyen insan acımasızlaşmaya başlamıştır ve acımasızlık korkunun çocuğudur.''
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“Kürk Mantolu Madonna” Hakkında Bazı Mülahazalar Okuduğum kitaplarda beni en çok cezbeden şey anlatıdan ziyade yazarın iç dünyasına duyduğum tecessüstür. Bu bağlamda biraz Sabahattin Ali'nin hayatına da değineceğim bilahare. Bir kapı daha aralanıyordu belleğimden içeri. Meçhul bir kuvvet çağırıyordu beni Raif Efendi'nin gizemli dünyasına. Kitabı
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021316,2bin okunma
448 syf.
7/10 puan verdi
Yazar dili çok akıcı ve kurguya hemen kendini kaptırabiliyorsun. Öncelikle ıssız adaya sevdiğin seni görmeyen biriyle düşsen neler olurdu, olgusu ilgimi çekmişti ancak kitapta geçmişiyle hesabını bir türlü kapatamayan kendini hiç bir şeye layık görmeyen karanlığı tercih eden Arel ile her şekilde güzel bir yaşam sürdüğünü düşünen Arel 'i gördüğü an asıl yaşama başladığını anlayan kader deyip her zaman aşkının arkasında duran sevileceği değer göreceği zamana kadar her türlü acıya, kalp kırıklığına katlanan cesur Rüya' nın hikayesini pek beğendim. Düşmanlıklar, hırs, dostluk ne ararsan var yan karakter İnci ve Ümit hepsi renk katmıştı .Sondaki sürprize çok şaşırdım yazar fazla iyimser davranmış ama ben her türlü severim iyimserlik kavramı fazla ütopik olsa da hoşuma gitti.
Yalnızlık Cesaret İster
Yalnızlık Cesaret İsterMerve Deniz · İndigo Kitap · 201583 okunma
Reklam
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım Keşke senin adın yalnızlık olsaydı Ve ben hep yalnız kalsaydım
"Zaten benim kafam bir dünya gibi, her an içimde bir adam, bir başka adam doğuyor, yaşıyor, ölüyor ve bir başkası doğuyor...Ve ben, asıl ben, bu doğup ölen adamların kafalarındaki silik bir hatıra gibiyim, hepsinde aynı olan bir hatıra...Ben hep böyleydim. Yalnız etrafıma kendimi oyalayan bağlarla bağlanırdım. Buradaki yalnızlık mutlak bir dimağ yalnızlığı, beni kendimle bıraktı ve ben içimi seyretmeye alıştım, kendimi artık kandıramıyorum ve hep kendi kendime soruyorum: Beni bu dünyaya bağlayan nedir?"
Önce, kimini uzunca, kimini de bir süredir tanıdığı onca insanın arasında sevgilisinden yakınmıştı. Kendisini anlamadığından, bunun için hiç çaba harcamadığından söz etmişti. Bu yaptığı yakınmaktan öte bir şeydi. Gerçekte o sevgilisini yabancı biri gibi anlatmıştı oradakilere. Sonra, sevgilisiyle birlikte olduğu zaman ona kendisinden yabancı biri gibi bahsettiği insanların arasında derin bir yalnızlık duyduğunu anlatacaktı ve o insanların içtenlikten yoksun olduklarını, gerçek hiçbir şey konuşamadıklarını. Peki öyleyse onlarla sabahlara kadar konuşuyor ve bundan sanki çok mutluluk duyuyormuş gibi yapıyordu? bu zehirleyici ikiyüzlülüğünü fark ettiğinde dehşete kapılmıştı. "ne yapıyorum ben" dedi. "neden böyleyim dipsiz bir karanlığa, tesellisiz bir kimsesizliğe sürükleniyorum".
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.