Alttan alma sanatını bilir misin? Öyle yapsak ne kaybederiz ki ? Sorun hep onlardan mi yani ? Belki tartışmayı başlatan onlardır ama tırmandıran, aşılmaz hale getiren de biz değil miyiz acaba ? Bir düşün. . .
Tanrı öldürmeyi yasak etmiş, bizse birkaç para için adam asıyoruz, olacak şey mi bu?
Denebilir ki, Tanrı'nın yasak ettiği, özel bir kişinin başkasını öldürmesidir, yasaları uygulayan yargıcın öldürmesini değil. Evet, ama insanların Tanrı buyruklarına aykırı yasalar çıkarmasını, ırza geçmeyi, zinayı, yalan yere yemin etmeyi kitaba uydurmalarını kim önleyebilir? Nasıl önler? Tanrı bize yalnız başkasını değil, kendimizi öldürmeyi bile yasak etmiş. Oysa biz yasaların gölgesine sığınarak birbirimizi boğazlayabiliyoruz! Bu korkunç adalet anlayışı yargıçları ve cellatları Tanrı buyruğunun üstüne çıkarabilecek, onlara yasanın öldür dediğini öldürme hakkını verecek!
Bundan şu olmayacak sonuç da çıkarılabilir ki, Tanrı adaletinin insan adaletine uydurulması, insanların isteğince yasalaşması gerekir ve Tanrı'nın buyruklarına ne zaman uyulup ne zaman uyulmayabileceğini hangi durumda olursa olsun insanlar kararlaştırabilecektir.
Musa'nın yasası bile, köleler ve katı yürekliler için konmuş olan bu korkutma ve öç alma yasası bile bir şey çalmayı ölümle cezalandırmıyor.
Bizse Tanrı'yı baba sayan, rahmete, merhamete dayanan İsa yasası altında daha az insanca davranmak, dilediğimiz zaman insan kardeşimizin kanına girmek hakkını nasıl verebiliriz kendimize?
İnsan aşkı beklemez, aşk insanı bulur o farketmeden.Kişi artık hazırlıksız yakalandığı bu oyunun içinde kendini bulmuştur ve her şey için çok geçtir.Yasak elma her zaman insana daha cazibeli görünmüş bu tehlikeli oyunun bir parçasıdır ve Romeo ve Jüliet' de bu oyunun başfiguranlarıdır.Geride ise aşk,düşmanlık,sevgi,sadakat,kaçış,vazgeçiş,ölüm hepsi bir arada olan olaylar silsilesi kalır ve şöyle der Romeo, Julietine:
''Aşk yardım etti, aramamı fısıldayarak; o bana akıl verdi, ona göz oldum ben de. Denizci değilim ama uzak denizlerde yıkanan uçsuz bucaksız kıyılar kadar uzak olsan da sen sana ulaşmak için açılırdım denizlere...''
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202461,1bin okunma
BURASI TÜRKİYE SULTANIM
- Şiiristan Sultanı'na -
Burası Türkiye Sultanım
Rahat vermezler sevişenlere
Burada
Kadınların koynuna
Bıçak tehdidiyle girilir
Burada
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
"Johannes, alçak ve kötü niyetli insanlar, bilge ve iyi niyetli olanlardan çok daha fazla. lcadın kötü amaçlar için kullanılacak; senin iyi niyetli buluşun kötüye hizmet edecek. İsminin hatırası kutsanmak yerine en kötü lanetlemelerin nesnesi olacak. Baştan çıkarıcı ve zehirleyici yazılar kaleme alma hünerine sahip insanlar olacak. Bunların küstah ve yozlaşmış kalpleri güzel sözlerine kananları da yozlaştıracak ve küstahlaştıracak. Oysaki senin buluşun olmadan, bunlar kendi daracık karanlıklarına hapsolacak ve zehirlerini çağlar boyunca, dünyanın her tarafına ve farklı kuşaklara saçamayacaklar. Eğer buluşunu ilan edersen bunlar belayı ve suçu her yaştan ve her koşuldan tüm insanlara yayacaklar. Tek bir yozlaşmış ruhun binlercesini yozlaştırdığını göreceksin. Okuma belası veba gibi yayılacak."