Asıl aradığımız şey "özgürlük" ama bunların en ucu küçük şeylerin hayata yansımasıyla başlar, düz ve kömün yaşam varken en zor yaşamı seçiyoruz. Yanlızlık ve bağımsızlık gereksinimi de buradan kaynaklanıyor. İnsan mutluluğunu beyninde değil köşelerde arıyor.
Yüksek mutlulukları değil, size yaşama direnci veren o küçük mutlulukları düşünmeli.
Ömrünün en mutlu döneminden faydalanmazsan, hayat tarlan hep çorak kalır.
Küçük şeylere gülümsemeyi öğrenmeli.
Asıl aradığımız şey “özgürlük” ama bunların en ucu küçük şeylerin hayata yansımasıyla başlar, düz ve komün yaşam varken en zor yaşamı seçiyoruz. Yalnızlık ve bağımsızlık gereksinimi de buradan kaynaklanıyor. İnsan mutluluğunu beyninde değil, köşelerde arıyor. Özgür Bacaksız
Her şeye "karşı" duran, "karşı" çıkan, "karşı" olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. "C." diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca "karşı"yken kendine de "karşı" olmadan nasıl sürdürebilir bir "karşı" yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,8bin okunma
Her şeye "karşı" duran, "karşı" çıkan, "karşı" olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. "C." diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca "karşı"yken kendine de "karşı" olmadan nasıl sürdürülebiler bir "karşı" yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir karakter, zor bir yaşam...
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,8bin okunma
İşte Duygu Asena’dan kadın olmaya dair alıntılar…
Oysa elbette ki varılan bu mücadelenin bir geçmişi var. Geriye dönüp baktığımızda da o mücadelenin başında rahmetli Duygu Asena var! “Seksizm” sözcüğünü Türkçe’ye kazandıran, tüm nefret oklarının hedefi haline gelmesine rağmen asla korkmayan ve hayatı boyunca çalışan; ilham veren, yol gösteren bir
Sabahın o sessiz ve soğuk ayazında telaşlı adımlarımla yürüyorum. Ellerimi ısıtmayı düşünüyorum bir ara zira eldivenlerle aramız pek iyi değil.. sonra vazgeçip o küçük sıcaklıktan, soğuğu yaşamı daha çok hissedebilmek adına ellerimi boşlukta dans ettiriyorum. Biraz mavilik alıyor gökyüzünden parmaklarım ve gün ışığının o küçük
Sert bir esinti var bugün, genelde hava işlerine pek kafa yormam ama Fahri amcanın defnedileceği gün havanın birden bire bu kadar sertleşmesi tuhaf. Rüzgar; sapı, samanı, tozu karıştırıp savuşturdukça cenaze alayındaki nemli gözlerin sım sıkı kapanmasına sebep oluyor. Her kapanan gözün ardındaki insan belleği yalnız başına bir hayatı sonlandırmış
"Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan." - Bölüm 2 #30246283
"Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan." - Bölüm 3 #30339619
Dünya'nın bütün kötülükleri üzerine saçılmış gibiydi. Cızırdayan yatağından kalkıp, kirli, paslı, demirden musluk üzerindeki aynaya
(İşin ilginc tatafı faili mechul cinayetler)???
Gerçek aşkı uğruna ölümü göze alan ve 4 Eylül 1990 yılında öldürülen Turan Dursun'u saygıyla, sevgiyle ve özlemle anıyoruz.
***
TURAN DURSUN'UN YAŞAMI
1934 yılında Sivas'ın Şarkışla İlçesi'ne bağlı Gümüştepe Köyü'nde dünyaya geldi. Din eğitimini medresede alan Turan Dursun, köy imamlığı ve
"de ki işte", Oruç Aruoba'nın okuduğum ilk kitabı. Kitap, Ölüm(de), Yaşam(ki) ve Felsefe(işte) olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Kitabı okumayan rastgele bir kişiye kitabın bölümlerini saysak, en çok "Ölüm" başlığının ilgisini çekeceğini söyler sanırım. (Felsefecilerin hemen hemen hepsi ölümü ve ölümden sonrasını sorgulamıştır.
Soluk Mavi Nokta. 0,12 piksellik bir zerre. Gözünüzü kapatın ve gördüğünüz karanlığın içine doğru bir yolculuğa çıkın. Göz kapaklarınızın ardındaki o karanlığın sonuna kadar gitmeye çalışın. Sonu var mı peki? Hayal etmesi bile oldukça güç. En azından benim için. Dünyadan 6 milyar km uzaklıkta yaklaşık bir ton ağırlığında bir metal yığını veya