Osmanlılar Almanlara orduyu ancak 1915'te seferber edebileceklerini bildirdi. Eylül ayı geldiğinde Almanya doğu ve batı cephelerinde kesin zaferler kazanmayı başaramamıştı. İngiltere ve Rusya'nın dikkatini başka yere çekmesi gerekiyordu. Ekim ayında Osmanlı yönetiminden harekete geçip donanmanın Rusya'nın limanlarına saldırarak Kafkas cephesini oluşturmasını, ordunun Sina Çölü'nden saldırıp Süveyş Kanalını tehdit etmesini istedi. Enver Paşa bu isteği kabul etti. Talat ve Cemal paşalar da onun kararına uydular. Alman askerlerinin bulunduğu Yavuz (Goeben) kruvazörü 29 ve 30 Ekim'de Sivastopol ile Odesa'yı bombaladı. Bu deniz saldırısının ayrıntıları belirgin olmasa da Rusya 2 Kasım 1914'te savaş ilan etti. Onu 5 Kasım'da Britanya ve Fransa izledi. Britanya'nın savaş ilanı pek aceleci tarzdaydı. 3 Kasım'da kraliyet donanmasına ait bir filo Kumkale (Çanakkale Boğazı'nın Anadolu kıyısının batı ucunda) ve Seddülbahir'i bombaladı. Seddülbahir'in cephaneliğine isabet eden bir top mermisi kalenin yıkılmasına ve sahildeki on topun yuvasından çıkmasına neden oldu.22 İstanbul hükümeti 11 Kasım'da Üçlü İttifak'a resmen savaş ilan etti. Osmanlı İmparatorluğu, İttifak Devletleri üyesi oldu. Böylece çökme aşamasındaki Osmanlı hanedanı, Avusturya-Macaristan'ı yöneten Habsburglar ve Almanya'nın Hohenzollern hanedanıyla müttefik olmuştu. Tarihçi Hew Strachan bu konuda şunu yazmıştı: "Bugün dönüp geriye baktığımızda, Goeben ve Breslau'nun Çanakkale Boğazı'ndan geçmesine izin verdiği andan itibaren Türkiye'nin savaşa girmesi kaçınılmaz olmuştu."
Mustafa Kemal, 9. Tümen'in geri çekilen askerlerine,
"Neden
kaçıyorsunuz?" diye sordu.
Askerler, "Düşmandan komutanım," diye cevap verdi.
"Nerede?"
"Orada," diyerek Düztepe'yi gösterdiler. Bir düşman hattının ilerlemekte olduğuna kuşku yoktu. Düşman askerleri Mustafa Kemal'e, komutanı olduğu ve doğu yamacından gelmekte olan 57. Alay'dan daha yakındaydı. O anda aklıyla mı yoksa sezgileriyle mi hareket ettiğini kendisi de bilmiyordu. Geri çekilmekte olan askerlere dönerek,
"Düşmandan kaçılmaz," dedi.
"Mermimiz bitti," diye karşılık verdiler.
"Merminiz yoksa süngünüz var."
Askerlere süngü takıp yere yatmalarını emretti. Onlar emri uygulayınca düşman askerleri de yere yattı. Böylece Osmanlı birlikleri zaman kazanmıştı. Mustafa Kemal'in doğaçlama hilesi işe yaramıştı. Avustralyalılar Türklerin durup döndüğünü ve yere yattığını gördüler. Birbirini izleyen bu hareketler tecrübeli piyadeler için pusu belirtisi anlamına geliyordu. Süngü takmaksa saldırgan bir tavrın göstergesiydi. Bu kurnazca cesaret gösterisi işe yaramıştı. 57. Alay'ın önden giden taburu birkaç dakika içinde yetişti ve böylece Osmanlı ordusunun geri çekilmesi sona erdi. Mustafa Kemal askerlerine o çok iyi bilinen emrini verdi:
"Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfinda yerimizi başka kuvvetler ve komutanlar alabilir!"
Türklerin sabah 10.24'te başlayan karşı taarruzuyla birlikte Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih yazan yükselişi de başlamıştı.
Arkadaşlar, en sevdiğiniz veya unutamadığınız kitapları paylaşalım. okumamış olan arkadaşlara rehber olur.
yorumlarınızı merakla bekliyorum.
edit: arkadaşlar bu paylaşımı büyütmek adına kitaplar hakkında yorumlarınızı da iletebilir misiniz. ilk defa okuyacak olan arkadaşların bir fikri oluşabilir diye düşünüyorum.
Kendi beğendiğim kitapları
Mustafa Kemal Atatürk'ü en iyi anlatan kitapların başında İngiliz yazarların yazdığı kitaplar var. Bunun en önemli nedenlerin birisi, aldıkları yenilgi ve karşılaştıkları çaresizliği dibine kadar hissetmiş olmaları ve karşılarındaki deha'ya olan meraklarıdır. Çok gündeme gelmez ama; Amerika'da özellikle yüksek rütbeli askerler, günümüzde de olmak
#austinbay Amerikalı bir albaydan "Modern Türkiye'nin kurucusu Dahi generalden liderlik üzerine dersler" diye başlamış. Atatürk'ün askerlik hayatı ve komutanlık yönünün anlatıldığı güzel bir kitap. Bizde bu yönüyle anlatan fazla kitap bulunmaz maalesef; varsa yoksa sonsuz yermek (bir kesim ailesine kendisine öyle ithamlarda bulunmuşki.. Osmanlıya hakarettir bu! Osmanlı önüne gelen herkesi harbiyeye almaz menşei belli olmayan kimseyi kurmay yapmaz.) ya da sonsuz övmek var... Vizyoner bir kişilik olduğu gayet ortada. bugünlerde bir kez daha ispat oldu.. "Kılıçla fetih yapanlar sonunda pullukla fetih yapanlara yenilmeye mahkumdurlar. Askeri ve diplomatik başarılar ne kadar parlak olursa olsun ekonomik başarılarla takviye edilmediği sürece başarılı olamaz.." Ekonomi önemli..
AtatürkAustin Bay · Pegasus Yayınları · 201347 okunma
biz Türklerin en çok bahsedip anlamadığı, anlasa bile anlatmaktan kaçtığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Austin Bay çok iyi anlatmış, mutlaka okuyun. onu sevmiş olmak için ya da herkes seviyor diye değil biz onu bildiğimiz için, tanıdığımız için sevelim ve onun yolundan herkes gidiyor diye değil onun yolunu bildiğimiz için o yolda olalım
AtatürkAustin Bay · Pegasus Yayınları · 201347 okunma