İlhan Selçuk yazarının yeni çıkan kitapları, basım tarihine göre yayınlananlar
Hakkında
İlhan Selçuk, (d. 11 Mart 1925, İstanbul ö. 21 Haziran 2010, İstanbul) Türk gazeteci, yazar. Düzenli gazetecilik kariyerine 1961'de Akşam'da başladı; aynı yıl Tanin'e oradan Vatan'a geçti; ertesi yıl Nadir Nadi'nin çağrısı üzerine Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başladı.
İlhan Selçuk, 12 Mart Muhtırası'ndan sonra "9 Mart Cuntası" içerisinde yer almak savıyla tutuklandı ve Ziverbey Köşkü'nde işkence gördü.
21 Mart 2008 tarihinde saat sabah 04:30 sıralarında Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alındı ve iki gün sorgulandıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 21 Haziran 2010 tarihinde ölen yazar, Hacıbektaş ilçesindeki "Yıldızlar Mezarlığı"na defnedildi.
Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış. Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş. En sonunda geriye bir mum kalırmış. O tek mum, yaşam boyu sönmezmiş, insan ölünceye dek içinde yanarmış…
… İnsan sevdiklerini yitire yitire yaşar; yıllar geçtikçe, yanan ve sönen mumlar birbirine karışır… Öyle ki gönlünde hangi mum kimin için yanıyor bilemezsin; mumun alevinde sevdiğinin kimliğini göremezsin, yalnız belli belirsiz bir acının dumanı titreşir…
… Zaman geçtikçe acı uslanır, akıllanır, bilgeleşir; hüzne dönüşür; yara kapanmıştır; ama, inceden inceye sızlar.
İlhan Selçuk
Yağmur namuslunun da, namussuzun da üstüne yağar. Bu yağmur hangisini daha çok ıslatır? Yanıt: namusluyu. Çünkü namussuz namuslunun şemsiyesini çalmıştır.
İlhan Selçuk, 12 mart'ta muhtıra vererek darbe yapan Faik Türün ve çok sonradan Devrimci Sol Örgütünce öldürülen Memduh Üskünturk tarafından kurulmuş işkence merkezi Ziverbey Köşkünde işkence gören bir çok aydından sadece bir tanesidir . Kendisi köşkte işkence gördüğünü ifadesinde akrostiş yöntemiyle yerleştirir.
Akrostiş yöntemi ile yerleştirdiği "İŞKENCE ALTINDAYIM" ifadesi mahkemeye verilmemiş, fakat bu ifade yıllar sonra içindeki şifre bilinmeden Nazlı Ilıcak tarafından "Tercüman" gazetesinde yayınlanmıştır. Böylece Nazlı "hanımefendi" de ilk defa mesleğinin hakkını vermiş , istemeden de olsa :))
Faşizmin uşaklarının ilerici aydınlara, yazarlara yaptıkları vahşeti okudukça, faşizmden bir kez daha nefret ettim .
Türkiye’nin karanlık tarihinin en somut örneklerinden biri olan Ziverbey Köşkü'nde olanları yaşamış birinden okuyalım, okuyalım ki Köşk'lerden, Konak'lardan ,Saray'lardan hayir gelmediğini görelim....
Ziverbey Köşküİlhan Selçuk · Cumhuriyet Kitapları · 2008131 okunma
Atatürk'ü ölüm yıldönümünde Babıalinin en büyük gazetelerinde bir İsveç saat firması kampanyasının sloganının,
"Bir kahramanın hayatını kurtaran saat" oldugunu görünce,
İlhan Selçuk o yıllarda ,Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan bir makalesinde bu konuya dikkat çekmiş.
Çanakkale 'de, Conkbayırındaki savaşlarda
İlhan Selçuk, Türkiye'de ne zaman faşist yönetimler avlanmaya çıksa ilk akla gelen yurtseverlerden, Atatürkçülerden biri. Öyle ki hiç atlanmamis. Gerek 12 Mart cuntası, Türk tarihin görüp görebileceği en iyi anayasa olan 1960 anayasasını parçalama misyonu vardı, gerek 12 Eylül faşistleri, gerekse şimdiki takiyeci mollalar az cektirmediler İlhan abimize. Kendisi Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar pencere adlı köşesinden yurtseverlere seslendi.
Ziverbey köşkü, 12 Mart cuntasının elebasilarindan,1. Ordu komutanının kendi cellatlarinin ifadesiyle binlerce kişiyi işkenceden geçirdiği bir mesken. (İsme gerek duymadım) İşkence detaylarına girmiyorum, artık herkes öğrendi, neler yaşatıldığıni. Birçok kez yazdım, tekrarlayayim, bir insan bir insana neden işkence yapar?
Kısaca süreci anlatayım, İlhan Selçuk bir gün evinden alınıyor, bir ay süreyle Ziverbey köşkünde işkenceden geçiriliyor. Hatta şöyle bir ifadesi var. "Ben tanınmış biri olduğum için, kamuoyunda bilinen biri olduğum için, işkenceden sonra ilaçlı pansuman yapıyorlardı." Gelin tanınmamış birini siz düşünün. Bir ay sonra verdiği ifadenin tesiriyle olsa gerek , serbest bırakıliyor. Ancak başka bir davadan iki ay kitliyorlar. Bu bir ay boyunca ailesi dahil kimse ne olduğunu bilmiyor. Yaşayıp yaşamadığını bile.
Verdiği ifade oldukça akıllıca, zekice yazılmış, bu da sürpriz olsun.
Ziverbey köşkü, işte bu bir ay süren işkenceyi ve sonrasını anlatan bir belge yapıt.
Meraklısına öneririm.
Ziverbey Köşküİlhan Selçuk · Cumhuriyet Kitapları · 2008131 okunma