Nazlı Özburun yazarının 1000Kitap okurları tarafından en beğenilen kitapları
Hakkında
Nazlı Özburun 1973 yılında Balıkesir Gönende dünyaya gelmiştir.Çocukluğu Tekirdağ Çerkezköyde geçmiştir. Üniversite eğitimi için İstanbul a gelmiş ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Ana Bilim Dalından mezun olmuştur.Yüksek lisansını Psikoloji alanında tamamlamıştır.İkinci yüksek lisans eğitimine İstanbul Ticaret Üniversitesinde Uygulamalı Psikolojide devam etmektedir.rnrnAileyi en önemli alan olarak gördüğünden Aile ve Evlilik terapileri üzerine uzmanlaşmaya karar vermiştir. EFTAya bağlı Aile Terapileri Derneğinden Aile ve İlişki terapileri üzerine uzmanlık eğitimi almıştır. 1997-2007 yılları arasında özel bir eğitim kurumunda ergenlerle ve aileleleriyle çalışmıştır.Kadınlar, erkekler ve ilişkiler konusunda çok sayıda eğitim ve danışmalık çalışması yapmış ve yapmaya devam etmektedir.rnrnYeryüzü Eğitim&Danışmanlık Merkeziinde Aile Ve Evlilik Terapisti olarak görev yapmaktadır. Samanyolu Haber ve Aktüel Psikoloji başta olmak üzere değişik dergi ve gazetelerde kadınlar, erkekler ve ilişkiler üzerine yazılar yazmaktadır.rnrnHaz ve Hız Çağında İlişkiler kitabının yazarıdır.
"iyi kocalar evdeki tamirat işlerini yaparlar; iyi kadınlar bir yandan dolma sarar, bir yandan çocukları büyütür, bir yandan temizlik işlerini halleder bir yandan dış dünyada çok başarılıdır" diye düşünüyorsanız, haberiniz olsun, böyle bir şey ne yazık ki gerçekte yok.
Öfke, insanoğlunun taşıdığı en yıkıcı duygulardan biri olarak tanımlansa da hayatta kalmamız, kendimizi koruyabilmemiz için gerekli duygulardan biridir.
Sen şimdi yaşadığın bu sorundan ilk defa geçiyor olabilirsin. Çok yorulmuş, nefesin kesilmiş, tükenmiş hissediyor da olabilirsin.
Ama bil ki senden önce bu yerden geçen başkaları da oldu...
Onlar da yoruldu... Onlar da tükendi...
Ama bu acı yüzünden kimse ölmedi...
En sonunda çözüm yolunu buldular...
Sende bulacaksın.
İlk defa katıldığım bir seminerde konuşmacı olarak dinlemiştim yazarı. Benim gibi sosyoloji mezunu olduktan sonra para meraklısı üniversitelerin açtığı kursla değil de psikolojide yüksek lisans yaparak aile danışmanlığına adım atmış. Bu süreçte de kendisine gelen aileler ve sorunları üzerine, evliliğe ve öncesine dair başlıklar oluşturmuş.
Kitap, dil olarak çok akıcı, psikolojide her hastalığa verilen karmaşık isimler yok. Sorunların adı geçimsizlik, huysuzluk, kibir, bencillik gibi hepimizin alışa geldiği klasik insan modellerini oluşturan türden. Buda okuyucuyu zora sokmadan sürece dair fikir sahibi yapıyor.
Kitabın bir çok yerinde "hakikaten de öyle, ne gereksiz detaylar, bak bu doğru!" gibisinden tepkiler verebildiğim için tavsiye ederim. Ama yazarın da dediği gibi "evlenmeden mutlaka okuyun, hatta başucu kitabınız olsun mutlaka" falan da demem yani.
Kendini hazır hissediyorsa bir insan, toz pembe gözlükle işlerin yürümediğinin de farkındaysa, e bir de kendi kafasına uyanı bulduysa çok da abartıya kaçmadan kursun yuvasını ne diyim.
Kırk gün kırk gece düğünle, çevreye özenip kocama/karıma sunumlar/sürprizler yapmam lazım kafasıyla, kalplerle, emojilerle yürümüyor bu işler:) tüm arkadaşlarını evlendirip de bu süreçlerine yakından şahit olan biri olarak kitap bana çok da bir şey katmadı. Sonuçta unvansız da olsa çok danışmanlık yapmışlığım vardır. Şu zamana kadar da boşanan olmadıysa iyi iş çıkarmışım demektir :))
Hız, evvela acelecilik hastalığı sebebi olur. Bazen elimizde olan şeyi görmemek yoğun bir duygu karmaşasının sonucudur ve evvela bizleri yorar.
Bir şeye tanıklık ettiğimizde o yollardan geçmiş isek yeniden derin bir muhasebe bizleri bulur.
Yarım yamalak işlerin adamı oldukça insan omuzlarındaki yükü arttırmaktan başka bir şey yapmamış
Toplum olarak pek ciddiye almıyoruz gibi görünsek de birinci yılı içinde biten evlilik oranları hiç de az değil. Hatta tatlı hayallerle başlayan pek çok beraberliğin eşyalar eskimeden, çekilen fotoğraflar tabettirilmeden, tencerelerde bir kez olsun yemek pişirilmeden bittiğini söylersek abartmış olmayız. Bu ülkede düğünlerini yaptığımız her üç çiftten birisi ilk bir yıl içinde sorun yaşıyor ve ilk beş yıl içinde boşanmaya gidiyor. En basit bir aletin kullanım kılavuzu varken, bir şehrin tanıtım haritası varken, bir kitabın ön sözü varken ve içinde ne olduğu önceden anlatılırken sıra evliliğe geldiğinde sadece evlilik cüzdanlarının yeterli olduğunu düşünmek oldukça üzüntü verici. Evlenmeyi düşünen, evlilik hayatına farkındalıkla adım atmak isteyen, evliliğin en güzel aylarını ve ilk zamanlarını gözyaşları içinde değil de mutlulukla yaşamak isteyen herkese evlilik rehberliği niyetine yazıldı bu kitap. “Evet” demeden önce en az bir kere, “evet” dedikten sonra tekrar tekrar okumanız dileğiyle…