Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İbn Tufeyl

İbn TufeylHay bin Yakzan yazarı
Yazar
8.5/10
2.287 Kişi
9,5bin
Okunma
169
Beğeni
10,1bin
Görüntülenme

Hakkında

Tam adı Ebu Bekir Muhammed bin Abdal Malik bin Muhammed bin Tufail el Kaisi el-Endülüsi. Latin dünyasında Abentofail olarak da bilinir. Tanınmış İslam filozoflarındandır. İbn Tufeyl, 1106'da Gırnata yakınlarında Vadiü'l-Aş'ta doğdu, 1186'da Marakeş'te öldü. İşraki felsefesinin Endülüs'teki en önemli temsilcilerinden biridir. İbn-i Bacce tarafından eğitilmiştir. Uğraştığı ve önemli eserler verdiği başlıca konular tıp, felsefe ve gökbilimdi. Günümüze ulaşan ve bütün dünyada tanınmasını sağlayan eseri ise Hayy bin Yakzan ya da diğer adıyla Esrarü'l-Hikmeti'l-Meşrikiye'dir. Dünyada felsefi romanın ilk örneği ve ilk 'robinsonad' olan Hayy bin Yakzan, 14. yüzyıldan başlayarak dünyanın bütün belli başlı dillerine Çevrilmiş, başta Robinson Crusoe'nun yazarı Daniel Defoe olmak üzere birÇok Batılı sanatÇı ve düşünürü etkilemiştir. İbn Tufeyl'in yaşadığı dönemde (12. y.y.) özellikle Endülüs'te pozitif bilimlerin yanında beşeri bilimler oldukça ilerlemişti. Ortaçağ Hıristiyan batı dünyasının aksine İslam-Endülüs toplumunda bilimsel bilgilerin Kur'an la uyuşacağına dair bir inanç vardı. Bu nedenle Endülüs'te gayri müslimlerin bilime olan katkılarına sırt Çevrilmemekle birlikte Kur'an'da ki hakikatler Çerçevesinde bilime katkılar yapılıyordu. Özellikle tasavvuf alanında oldukça ilerlemiş olan Endülüs toplumu İbn Arabi gibi mutasavvıflar yetiştirmiş ve bunların görüşlerinin etkisinde kalmıştır. Filozofların temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerim'e göre Allah'ın ilk yaratığı, yaratığın tohumu olan 'akl-ı evvel' veya tasavvufi ifadesiyle, "Nur-u Muhammedi"; son yaratığı ise bu tohumun sahibi olan 'Hazreti İnsan'dır. Yaratığın amacı insandır ve insan da kendisinde olan nefhay-ı İlahi, ilahi nefes, nedeniyle en şerefli mahluktur. İnsan, vücuduyla maddi dünyaya, ruhu ile de manevi dünyaya bağlıdır. İnsan, yeryüzünde Allah'ın temsilcisidir ve yaratılmış her şey insanın kullanımına tabii kılınmıştır. Bu temsilciliğin sorumluluğu da bütün insanlığa aittir. Bütün insanlık; her insanın kendisinde mevcut potansiyele ve olanakları harekete geçirmek ve onarlı gerçekleştirmek fırsatına sahip olduğunu göstermek gibi bir kolektif sorumluluk altındadır. İbn Tufeyl'in epistemolojisinde bilginin imkanı insan ve tabiat ilişkisinden hareketle temellendirilmiştir. Hayy bin Yakzan eserindeki Hay tipi, esasen fiziki varlığıyla tabiatın bir parçası olmakla birlikte algılama ve bilme İmkanlarıyla tabiatı müşahede eden, tabii varlık alanındaki temel düzen ve işleyiş hakkında düşünen, akıllı bir canlı olarak yeryüzündeki mevcudiyetini anlamlandıran, gözlem alanı ötesindeki metafizik varlık fikrine varan ve nihayet manevi tecrübeler sayesinde birtakım metafizik bilgilere ulaşan ideal özneyi temsil eder. Tabii varlık alanı ise kendisine şuurlu bir bilme etkinliğiyle yönelebilen bu özneye, dayandığı düzen ve sürdürdüğü işleyişin fizik ve metafizik yasaları hakkında bilgi sağlayan ontolojik imkandır. İnsanın bilgi imkanı ve yeteneklerine gelince ondaki idrakin ilkesi nefistir. İbn Tufeyl'in nefis ve onun bilgi yeteneklerine dair fikirleri İbn Sina'nın görüşleriyle büyük bir benzerlik taşımaktadır. Filozofun eserindeki kahraman daima kendi varlığı ile tabii Çevresi hakkında sorular soran, araştırmacı ruha sahip bir tiptir. Hay, tabiatla münasebetinden dolayı ortaya Çıkan teorik ve pratik her problemi tamamen şuurlu bir etkinlikle Çözmeye Çalışırken gelişme psikolojisi Çerçevesinde açıklanabilecek aşamalar kaydeder. Duyular, gözlem ve deneyle akıl, Hayy'in teorik gelişiminde vazgeçilmez rolleri olan bilgi vasıtalarıdır. Duyularla algılanan varlık ve olguların süreklilik arz eden özellikleri gözlem ve deney yoluyla adım adım keşfedilir. Bu arada pratik aklın icapları olan teknik bilgiye ve hatta -Hay'de utanma duygusunun gelişmesi olgusunda olduğu gibi ahlaki bilince ulaşılır. Tabiatın bağrında hayatını devam ettirebilmek için Çeşitli aletler yapma Çabasının yanında varlığı anlamlandırma gayreti içine giren Hay mantıki Çıkarım yoluyla tabiattaki işleyiş, bütünlük, düzen ve gayenin akledilir ve soyut gerçekliğine, bütün bu kozmolojik delillerle de yaratıcı Tanrı fikrine ulaşacaktır. İbn Tufeyl, sosyokültürel yönden herhangi bir şartlandırmaya maruz kalmadan tamamıyla el değmemiş tabii Çevrede her şeyi kendi kendine öğrenen bir kahramanı kurgulamak suretiyle düşünce sistemini fıtrat kavramına dayandırmak istemiştir. Ancak İbn Tufeyl, insanın bu ortam ve şartlardaki entelektüel gelişimini ele alırken kaçınılmaz olarak insanlığın katettiği antropolojik gelişim evrelerine de atıfta bulunmaktadır. Nitekim İslam kültüründe zaman zaman derece, aşama ve katmanları ifade etmek üzere kullanılan yedi rakamının sembolizmi İbn Tufeyl tarafından Hayy'in gelişim aşamalarını belirtmek için de kullanılmış, her aşamanın yedi ve katlarıyla ifade edilen yaşlarda kaydedildiği bir gelişim anlayışı ortaya konmuştur. Yedi yaşına kadar süren ilk aşama bedensel ve psikolojik gelişimin başlangıç safhasıdır. Yedi-yirmi bir yaş arası, pratik ihtiyaçların karşılanması için ameli aklın sayesinde araçların imal edildiği Çağdır. Merak döneminin başladığı yirmi bir yaşla birlikte insan ruhu varlık ve oluşun sırlarını keşfe yönelir. Fizikten metafiziğe geçiş bu aşamanın belirgin özelliğidir. Daha sonraki safhalarda tam bir aydınlanma ile bilgeliği yakalayabilen insan, en sonunda gerçek mutluluğun hakikatine ereceği manevi tecrübelere ulaşır. İnsanın tabii Çevresiyle girdiği etkileşim, fıtratındaki bilme ve yapma kapasitelerini aşama aşama geliştirir. Bu epistemolojide gözlem ve deney, fıtratta var olan akıl yürütme kapasitesini harekete geçirmekte, dolayısıyla bilginin oluşumu için akıl da devreye sokulmaktadır. Çünkü gözlem ve deney verilerini karşılaştırma ve böylece henüz gözlenmeyen hakkında bir teorik sonuca ulaşma, her şeyden önce tümevarım denilen akıl yürütme biçimine ihtiyaç hissettirecektir. Tüme varmak için sonsuz ölçüde deney ve gözlem yapılamayacağına göre olması gereken zihni sıçramada sezgi de kaçınılmaz olarak rol oynayacaktır. Nihayet bir defa tümel kavrama ulaşıldığında bu teorik bilginin tek tek olgulara uygulanması da tümdengelim yöntemini gerektirecektir.
Tam adı:
Ebu Bekir Muhammed bin Abdal Malik bin Muhammed bin Tufail el Kaisi el-Endülüsi
Unvan:
Endülüslü hekim, hukukçu ve filozof
Doğum:
Vadiü’l-Aş, 1106
Ölüm:
Marakeş, 1186

Okurlar

169 okur beğendi.
9,5bin okur okudu.
393 okur okuyor.
5,2bin okur okuyacak.
356 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Sonradan gözlerini yitiren kimselerin acısı, koklama gücünü yitirenlerin acısından daha büyüktür.”
Sayfa 129
"Sana ruhtan sorarlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindedir." Kur'an-ı Kerim:17/85.
Sayfa 85 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır.
“Öte dünya mutluluğunu ancak iman ederek öte dünyaya yaraşır biçimde çalışanlar tadabilir.”
Sayfa 166
Şöyle bir kitap var ve bence kitap dünyasının en iyi düeti... İbn Sina ft. İbn Tufeyl,
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzan
Reklam
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa... Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰 Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
1984
1984
5️⃣

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
168 syf.
·
Puan vermedi
Kendini bilen Rabb'ini bilir. Nefsini bilen Rabb'ini bilir, hayır hayır, Nefesini bilen Rabb'ini bilir. Öz'ü bilen töz'e ulaşma gayreti içinde olan Öz'e varır. Gece vakti ayak ucunda akıl yürütmeler yapalım biraz; Özlemek nedir? Sözcüğün kökeni öz. Peki insan kimi özler? İnsan evvelden bildiğini özler, salt yakınlık duyduğunu özler. Özlemek,
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20214,682 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
KİM BU TUFEYL??
1150'li yıllarda İbn Tufeyl tarafından yazılan Hayy bin Yakzan gelişmiş tüm milleterin diline çevirilerek Avrupa'nın entelektüel hayatına ilham olmuş ve Spinoza , Leibnitz ve Rousseau felsefelerine etki etmiş. 1671 de Oxford getirilerek ciddi anlamda incelenmiş, 1708 de Cambridge Üniversitesi'nde profesör Simon Ockley tarafından çevirisi yapılıp bütün Avrupa' da yoğun ilgiyle okunmuş. Peki biz ne zaman tanışıyoruz bu eserle; İlk olarak Osmanlıca çevirisi 1923 yılında Türkçe çevirisi 1985 yılında yapılmış. Birileri okumuş, felsefesini yazmış, düşünce akımları oluşturmuş, dünyaya yepyeni demokratik yöntemler ve idare sistemleri öğretmiş ve uygulamış.... Biz ne yaptık peki.... Yani biz de boş durmadık evellallah... Birileri bişey yapmadıysa, bu tüm ümitlerin bağlandığı Z Kuşağı da bişey yapmayacak anlamına gelmez ki... " Hocam sakız orucu bozar mı?" İle düşünce ve felsefe alanına çok sert bir giriş yaptık ve tüm Avrupa şokta. Çok az al kaldı Mehdi de gelmek üzere zaten. Tüm dünyaya yeniden bir nizam verecez.... (Yani dünyanın en büyük beyinlerini etkisi altına almış bir kitabı tavsiye ediyorum okuyun dememi beklemiyorsunuz heralde.) Kitap punanı 10 üzerinden 10.
Hayy bin Yakzan
Hayy bin Yakzanİbn Tufeyl · Kapı Yayınları · 20211,596 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
80 günde okudu
HAY BİN YAKZAN - Dikkat spoiler içerebilir!
Hay bin Yakzan Müslüman aleminin ilk felsefi romanı olarak adlandırılır. Dış dünyadan kopuk bir adada hakikati arayan bir çocuğun hikayesi var. Yanlış hatırlamıyorsam bunun bir de çizgi filmini yapmışlardı. Onun ateşi keşfetmesi, ateşle farklı şeyler tecrübe etmesi ve ilk insan gibi herşeyi kendi başına öğrenmeye çalışması değişik bir serüven oldu benim için. İslam'ın altın çağları denilen dönemde yazılan bu eser edebi eserden ziyade felsefi bir eser. Güzel bir okumaydı benim için teşekkürler  İbn Tufeyl... Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Hay Bin Yakzan
Hay Bin Yakzanİbn Tufeyl · Palto Yayınevi · 20141,596 okunma